3. BÖLÜM

608 8 8
                                    

Gözlerimi hastanede açtım. Tabi gözümün birisi puslu görüyordu ve o sırada Murtaza hoca yanıma geldi.

-Tarık evladım sen benim elimde büyüdün ailenin olmadığını da biliyorum bu ülkeye hayırlı bir evlat olmak ister misin dedi.

-Tabi ki hocam neden olmasın dedim.

-Ama bu yola çıktın mı geri dönüşü olmaz ve tehlikeli bir iş dedi.

-Benim kaybedecek bir şeyim yok hocam bu vatana hayırlı bir evlat olabilirsem ne mutlu bana... Dedikten sonra hoca eğitimimi başlattı.

Tabi eğitimimin başlamasıyla birlikte ismim de değişti, yeşil pasaport çıkartıldı, yeni bir kimlik vs...

Murtaza hocayla uzun bir sohbet ettik ve bana her şeyi anlattı. MİT adına çalıştığını ve yetiştirme yurdunda MİT'e alınabilecek çocukları seçiyoruz. Tabi ki bu benim gerçek adım değil ve teşkilatta Hoca kod adıyla bilinirim. Eğitimin boyunca ben ilgileneceğim çünkü sen çok özel ve yetenekli bir çocuksun. 15 yaşında bir çocuğa göre çok cesur ve korkusuzsun.

Hayret içerisinde Hocayı dinlemiştim. Eğitimlerim silah kullanmayı, kamufle olmasını, keskin nişancılık, fark edilmeden takip etme, topoğrafik harita ve ölçümler vs...

Eğitimim süresince defalarca yaralandım, işkenceler gördüm ve yalan makinasından kurtulmasını öğrendim. 3 sene süren eğitimimin sona erdi ve Hoca seninle göreve çıkıyoruz çaylak dedi ve gülümsedi.

Görevimiz NATO'nun gizli ordularını araştıracaktık. Elime bir dosya verdiler ve tüm gerekli bilgileri edindikten sonra gerekli ekipmanları alarak evden çıktık ve Konya'dan Sivas'a gittik orada Fatih Otele yerleştik. Burada NATO ile bağlantısı olan bir adamı takip edip onu sorguladıktan sonra öldürmemiz gerekiyordu.

Takip başlamıştı adamın düzenli olarak gittiği yerler vardı. Sabah 8.30 da kalkıp Kılıçoğlu'nda kahvaltı yapıp sonra gazetesin okuyordu. Öğlen 12.15 de oradan ayrılıp bir adamla buluşup bir zarf veriyor ve oradan hızla uzaklaşarak galerisine geçer. Akşam 20.00 galeri dükkânını kapatır ve Heybeli Cafe&Bar'a geçer. Orada üç duble rakı ve iki bira içtikten sonra kümbetteki evine geçer. Her gün aynı şeyleri yapıyordu. Bir ay boyunca takip ettikten sonra adamı kaçırıp daha önceden tuttuğumuz depoya götürüp sorguya çekecektik. Arabada giderken önümüzü siyah wosvagen transporter keser ve yüzleri maskeli ellerinde corner shot launcher vardı ve ateş etmeye başladılar iki kurşun yemiştim hocayı orada kaybetmiştim bana kaç diyordu. Kaçmaya fırsat bulamadan beni araca götürüyorlardı o sırada bayılmıştım.

Demir bir tele ellerimi ve ayaklarımı bağlamışlardı. Üzerime bir kova soğuk suyu çarptılar ve kendime geldim omzumdan iki kursun yemiştim yaram hala kanıyordu ve içeri çam yarması gibi bir adam birde kısa boylu 45 yaşlarında bir adam girdi.

MİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin