Kaan, Kısa Ege, Mete ve Tan bir dedektif grubu kurdular. Bu grupta gizemli olayları çözmeğe odaklandılar.
Sarı eve tekrar araştırmak için gittiler ama evin dökülmüş boyları ve fazla uzamış çimenler dışında hiç bir şey bulamadılar. Bu sefer farklı bir yöntem deneyip kaçırılan çiftlerin yerini araştırmaya başladılar, ama onları kaçıran kimse yada herneyse hiçbir iz bırakmamıştı. Ne yapacakları hakkında bir fikirleri yoktu. Bu sırada kaynarpınar halkı olacaklardan korkuyordur ve bu yüzden nifus azalmıştır. Çocuklar kendilerininde kaçırılcağından korkup hiç istemeselerde kendi kararlarıyla aramaya bir süre ara verdiler. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra Tan bir rüya görür, Kaynarpınardaki herkes ölmüştür bir tek kendi kalmıştır ve Kaynarpınar gözlerinin önünde yok olmuştur. Büyük bir korkuyla uyanan Tan herkesi uyandırır ve kendini Kaynarpınarı kurtarmaya adar. Tan grup mesajı atar ve herkesin Atatürk büstüne gelmesini ister, herkese rüyasını anlatır ve Kısa Ege derki "Burası bizim kimse bizden alamaz" ve herkes kendini Kaynarpınarı kurtarmaya adar. Kendilerine bir grup kostümü hazırlar,bu gruptaki herkes siyah giyinmeli ve bu grup cumartesi günü saat 18:00 da büstte toplanmak zorundadır. Herkese bir görev verilir kısa Ege lokasyonları bulucak.Mete'nin görevi ipuçlarını bulup bunu Kaan'a vermesi. Kaan'nın ipuçlarını inceleyip kim olduğunu yada ney olduğunu bulmak. Tan'nın görevi gerekli olan malzemeleri hazırlamak. Herkes görevine haftaya salı başlıcaktır. Haftaya salı yine Atatürk büstünde buluşurlar. Mete bazı ipucu bulur ama bu ipucu sadece bir saçtı ama kimden oluğu bilinmiyordu Kaan bu saçın DNA sını bulmak için kaynarpınardaki herkesin saç DNAsını araştır ama bir sonuç bulamaz sonra üzerindeki parmak izlerini araştır ve sonuç Ayşe ablaya çıkar ama Ayşe abla 2 yıl önce ölmüştü. Kaan herkesle birlikte Ayşe Ablanın mezarına giderler. Mezarda Ayşe Ablanın tabutunu ararlar ama birşey bulamazlar ama tam çıkarken (beni bulamasınız) diye bir ses gelir ve herkes koşmaya başlar.