Öncelikle merhaba:)
Yaklaşık 1 seneye aşkındır wattpaddeyim ve 2 tane hikaye yazıp bitirdim. Fakat hesabım çalındığından ötürü yeni bir hesap açmaya ve aklımdaki kurguyu buraya aktarmaya karar verdim.
tanıtım yazısını buraya bırakıyorum... umarım beğenirsiniz:)
İçimdeki sıkıntı; okyanusa paralel dağların üstündeki kara bulutlar gibi tezatça, hoyratça, sömürüyor benliğimi oluşturan düşünce yağmurlarımı. Her biri dolu dolu yağıyor ve tükettikçe etten kemikten yapılma bedenimi; uyanıyor öfkem... Karmaşıklaştıkça; flu bir ortamda açıyor gözlerim kendilerini. Bana ihtiyaçları olmadıklarını kanıtlarcasına...
Bazen onlar mı bana hükmediyor yoksa ben mi, karar veremesem de bu sorunun cevabını yine ve yine onlar veriyor... Onlar kim mi? İşte onu bende bilmiyorum. İçimdeki iyi ve kötünün savaşından geriye kalan kalıntılar, ufuk çizgisinde bana yol göstermek yerine daha da dibe çekiyor paramparça olmuş umutlarımı... Gözlerimdeki ışıltı yerini soğuk bir melteme devrediyor her nefes alışımda... İnsanın yaşamı için gerekli olan şey beni değiştiriyor yaşatmanın aksine... O zaman yakıcı bir nefes kulağımın dibinde acımasızca fısıldıyor: sen zaten istisnasın...
Saniyeler dakikalar saatler... Yaşamlar umutlar kurallar... Ve değişmeyen tek şey: İSTİSNALAR KAİDELERİ DEĞİŞTİRMEZ!
Ve eğer biri istisna olarak dünyaya gözlerini açmışsa, küçücük bir nokta bile etmeyeceği bu evrende çabalamaya gerek duymaz. Ama 'biri' olarak nitelendirmek için kendini öyle görmek mi gerek yoksa öyle doğmak mı?
İstisnaların gücü kuralları bozmaya yetmiyorsa; kuralların istisnaları bozmaya hakkı var mı? Ya da sıradanlıkları olmamış, olamayacak şeyler için bozmalı mı insanoğlu? Sıradışı veya istisna sözlük anlamına göre mi nitelendirmeli yoksa zihinlerde oluşturduğu etkiye göre mi? İnsan adlarının sözlükteki anlamlarına göre mi kişilikleri oluşur? Zihinde yaratılan kişilik mi daha önemlidir ya da isimlerinin sözlük anlamları mı? Seri bir katilin ismi 'Melek' olamaz mı?
Belki de esas soru "kime göre neye göre" olgusunu kavrayarak beynimizle yön verebilmektir olaylara...
Ben de hayatına yön veren bir ruh, kaybolmuş bir benlik, unutulmuş bir kimliğim... Değişmeyen tek şey ise bedenim...