Yıl 2043
Dünya nüfusu yaklaşık 14.789 milyar. O yıllarda yasam ayrı bir zordu ama elimizden bir şey hatta hic bir şey gelmezdi. Çünkü onlar her yerdeydiler. Evlerin bahcelerinde, futbol sahalarinda, süper marketlerin icinde. Onlarla ilk defa 2 yıl önce New Yorkta tanıştık. Fazla zeki ve insanlardan nefret eden bir bilim adamı yaptığı bir formülü içme suyuna kattı. Virüs çok hızlı bir şekilde yayıldı kısa zamanda herkes insan yiyen yamyamlara dönüştü. İnsanın kokusunu aldıklarında ac köpekler gibi sizi parçalamak istiyorlardı. Bu istiladan sadece birkaç milyon kişi kurtuldu ama onlarda her an dönüşme tehlikesi yasiyor ve tabi bende. Ama onlarında bazı zayıf yönleri var mesela yavaş ve aptallar onları avlayabiyorum ama suru halindeyseler çok zor. Adım ise MİKE. Artık şehirde yaşamak çok zor onlardan başka hiçbir şey yok gıda stokların tükenmek üzere bu yüzden yeni yerler keşfetmek için lanet olası yerden uzaklaşmak istiyorum. Hedefim ise Colorado... Yarın safakla birlikte yola çıkmak istiyorum yanıma birkaç silah aldım emin olun onlarla silahsız karşılaşmak diyemezsiniz en azından bir beyzball sopası falan. Birazda kuru gıda aldım yol uzun açlık zor bir etken benim için ama hayatta kalma düşüncesi beni güçlendiriyor. Keşke benim yanimda, bana destek olacak dostlarım olsaydı. Hayatta kalan bazı insanlar kendi guruplarının kurmaya çalışıyorlar. Bazılarını yaşam mücadelesi içinde görüyorum cocuklar,yaslilar, kadınlar hepsi perişan durumda. Ama en azından onların dostları var. Her gece rüyalarımda eski hayatımı yaşıyorum bir nebze olsun beni mutlu ediyor ama kısa sureli mutluluklar bunlar. Uzun sureli olması için benimde bir grup kurmam gerektiğini aklımdan cikartamiyorum. Yolculuk için gıda takviyesi yapmaya süper markete gidiyordum. Kapıdan çıktım biraz ilerledim ve önümde tam bir sürü belkide 26 27 taneleri ama asıl sorun marketin onların tam arkasında olmasıydı. Ne yapıp edip o markete gitmeliydim çünkü diğerleri tam tıkır bostu. Aklıma bir fikir gelmisti. Arka sokakta bir tane aylak gormustum gidip onun her tarafını parcaladim bağırsakları, ciğerleri, kalbi elimdeydi ve inanın iğrenç kokuyordu. Onları her yerime bir güzel sivazladim artık tıpkı onlar gibiydim. Büyük bir cesaretle 27 tane aylagin arasına daldim ve demiştim ya aptallar beni fark edemediler o iğrenç kanlı gözleriyle bana bakıp yürümeye devam ediyorlardi. Markete girdim ve alabildiğim kadar fazla gıda aldim. Tam çıkmak üzereydi ki duvarda bir silah kasası gordum onuda yanıma alıp lanet olası o sokaktan çıktım ve sonunda evdeydim. Ertesi gün yola çıkmak istiyordum...