Web sitesine 'Bulimia Nevroza' yazdım ve çıkan sitelerden rastgele birine tıkladım ve metni okumaya başladım.
'Psikolojik kökenli bir hastalıktır.Anormal yeme alışkanlığı ile kendini belli eder ve daha sonra kilo almayı önlemek için uygunsuz davranışlar gösterir, hasta kusar,laksatif ve diüretik ilaçlar alıp, lavman yaparak yediği yiyecekleri çıkarır. Aç kalırlar, yada aşırı egzersiz yaparlar.Genellikle ergenliğin son veya erişkinliğin ilk dönemlerinde görülmektedir.'
Tamamen böyle başlamıştı hastalığım. Sevdiğimi sandığım aptal bir çocuk kilolarımla alay edip duruyordu ve ben obezite bile değildim. Sadece normalin biraz üzerinde 74 kiloydum. Sonra yememeye başladım. Ama güzel bir yemek olduğunda yemeye daha sonra kendimi kötü hissedip kusmaya başladım. Kustukça zayıfladım. 55 kiloya düştüğümde bu da bana yetersiz gelmişti. Her gün internetten resimlerine baktığım o kızlar gibi olmak istiyordum. Kusmaya devam ettim. Ailem ilk başlarda kustuğumu fark etti ve annemin verdiği tepki şu oldu.
''Geberip kalacaksın başıma kalk yemek ye!''
E durumlar böyle olunca, aileden destek alamayınca devam ettim ama kimseye çaktırmadım. Banyo etmek adı altında girdiğim banyoda içimde hiçbir şey kalmayana kadar çıkartmaya devam ettim.
Sayfayı biraz alta indirdim ve diğer yazıyı da okumaya başladım.
'Bulimiyalı bir kişi,
Kendini iyi hissetmediği, karmaşa ve stres içerisinde olduğu zamanlarda veya diyetlerden sonra aşırı açlık duygusuyla tıkınmaya başlamakta rahatlama hissinden sonra suçluluk duygusuyla yenilen yiyecekleri çıkarmaktadırlar.Yemekten sonra ortadan kaybolmakta ve genellikle banyoya gitmektedirler. Depresif belirtiler veya bozukluklar, %30'unda uyuşturucu madde veya alkol bağımlılığı görülebilmektedir. Mide asidinin ağıza gelmesi ile diş çürükleri, mide delinmeleri ,ellerin üzerine kusmak için zorlama sırasında oluşan diş izleri ve yaralar, adet düzensizlikleri görülebilmektedir.''
Bakışlarımı sağ elimin üst kısmındaki morluklara ve diş izlerine çevirdim. Bir damla göz yaşım elimin üzerine düştü. Tırnağım yüzünden hırpaladığım boğazımdan kan gelirdi her kustuğumda.
Hatta bir keresinde fazlaca uzun olan tırnaklarım yüzünden boğazımda uzunca bir çizik yer edinmişti ve kan kusmuştum. Adetim çok düzensizdi, 2 ay gelmediği bile oluyordu. 'Sigara tok tutar' denildiği için sigaraya başlamıştım bir ara, daha sonra bıraktım. Ve şimdi tam 40 kiloyum hemde boyumun 170 olmasına rağmen. Doktorlar ölür dediler, ailem sonunda bir doktora götürmüştü. Verilen ilaçları çöpe atıyordum, getirdikleri ilaçları tuvalete döküp yedim diyordum. Kan değerlerim çok yaşlı bir insanınkinden bile düşüktü.
Su içtiğimde bile midem kasılmaya başlıyor, onu da kusuyordum. Rehabilitasyona başlamam ve minimum 2 ay süre orada kalmam gerektiğini söyledi doktorlar. Ailem de bunu onayladı, ben istemesem de baskılarıyla kabul etmek zorunda kaldım. Yarın rehabilitasyona gideceğim. Önceleri çok beğendiğim kişilerinki gibi olan vücudum artık bana güzel gelmiyordu. Ben de hiç umursamadan doyana kadar yemek yemek istiyordum ama artık öyle bir evreye gelmiştim ki acıktığımı hissedemiyordum.
Ben Hazal Bayraktar hayatımı kendi ellerimle mahvetmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Başına
Randomİnsan bazen bazı şeylerin farkına varamıyordu. Benim de zayıf olduğumun farkına varamadığım gibi. İlk başta çok hoşuma gidiyordu insanların 'çok zayıflamışsın' türündeki konuşmaları. O zamanlar anlayamıyordum, ölüme gittiğimi. 74 kilo olarak başlamı...