O gün doğum günümdü. Çok mutluydum. Çünkü yeni yaşıma basacaktım. Güzel hediyeler alacaktım. Mutluluğun zirvesine ulasacagımı düşünüyorum. Ta ki erkek kardeşimin intihar ettiğini duyana kadar. Kardeşimin neden intihar ettiğini daha kimse çözemedi. Bartu daha 9 yaşındaydı. O yaştaki birisi neden böyle bir şey yapardı ki. Acaba benim doğum günüm kutlanınca mı kıskandı? Kendimi suçlu hissetmeme sebep oldu bu olay. En çok üzülen babamdı. Çünkü ona en çok istediği hediyeyi almıştı. Bir Galatasaray forması ve kramponu almıştı. Ama o formaya ve krampona kimseyi yaklaştırmazdı. Ben öyle düşünüyordum. Yanılmadım.Babam onları bir çantaya koydu ve çantayı da yatağının baş ucuna koydu.En sonunda Bartunun bıraktığı bir not bulduk.Notta şöyle yazıyordu. "HEP ONA ALIN" En sonunda anladım ki Bartu benim yüzümden intihar etmiş. Özür dilerim. Notun altında şu yazıyordu."BABA ABİM ARTUĞ'YA İYİ BAKIN" O anda ben evi terk ettim. Ve cebimdeki 12 lirayla mezarlığa gittim .
Orda doya doya ağlaştık,sarıldık ve onunla sohbet ettik. Ben buna dayanamam dedim ve 16 katlı GÜNEŞ PLAZAnın tepesine çıktım. İntihara kalkıştım. Kardeşimin yaptığını yapmakla ne kazanabilirdim ki. Sonra içimden dedim ki. Dünyaya iki değil bir kez geliyoruz. O yüzden hayatın tadını çıkarmalıyım. Diye düşünürken yağmur başladı. Gittikçe şiddetlenmeye başladı. İşte o anda itfaiye geldi. Aşağıdan gelen sesler şöyleydi.
-Oğlum yapma,etme. Hayat güzel
-aaaaaa
Islak kiremitten ayağım kaymıştı.