love

562 42 12
                                    

"Uyurken bile vücudu onun aşkı ile sarmalanıyor.".

Aşk nedir? Bir erkek ve bir kadının gözler önünde rahatça yaşayabildiği yoğun basan genel duygu mu? Peki karşı cins her zaman en uygunu mudur? Farklı seçimler kalpleri incitmek için geçerli bir sebep olabilir mi? Bir kadın, başka bir kadına aşık olursa eğer, bundan utanmalı mıdır? Duygularını anlatamayan bir kadın nasıl mutlu olabilir ki? Bir kadın, başka bir kadını severse neden bu yadırganır?

Kalp söz dinlemez der çoğu insan. Peki ya farklı olanlar, onların kalbi yok mu dersiniz? Bir adaletsizlik gözler önüne sunulurken susan insanlar, neden kendilerine haksızlık edilince konuşmaktan bıkmazlar?

Hazırlanıp çantasını sol omzuna atan Daisi, telefonu ile kulaklığını da alıp kapıdan çıktı ve evden uzaklaşmaya başladı. Okula gitmiyordu, evini terk ediyordu. Duyguları farklı olduğu için onu kabullenemeyen bir aileye sahipti. Ya da o günden sonra ve önce asla gerçek bir aileye falan sahip olamamıştı. Kabullenmek zor olmamıştı bile. Ona değer vermeyen bir aileye sahip olmak canını daha çok acıtırdı belki de? Hiçbir şeyi görmüyordu gözü. Belki de kördü? Aşka mahkum olan bir kör. Bir kadının, kadınlardan hoşlanması, neden bu kadar yadırganıyordu? Gidebileceği tek yer okuluydu, okul ona bir yurt ayarlayabilirdi. Genç Daisi, sokak lambaların cılız ışığı eşliğinde yürürken bir taksi durdurdu ve adama adresi verdi. Bir geceliğine de olsa biraz arkadaşı Shure'dan yardım alabilirdi.

Verdiği adrese ulaştıklarında Daisi toparlanıp ücreti ödedi ve arabadan indi. Daisi'nin kadınlardan hoşlandığını öğrenen ilk kişi Shure'du. Ve ona en çok destek çıkan kişi de Shure'du. Daisi kapıya iki kere vurduğunda karşısında Shure'u gördü ve ona sarıldı. Buna çok ihtiyacı vardı ve Shure bunu fark etmişti. Daisi içeri girdiğinde Shure'un evde tek olmadığını, sevgilisi Jereld'ın Shure'u yanlız bırakmadığını sezdi ve koltuğa, Jereld'ın yanına yerleşti. Shure'da Jered'ın diğer yanına geçtiğinde aklına gelen her şeyi anlattı ve derin bir nefes alıp geri bıraktı. Üçü birden bir kaç dakika konuştuktan sonra Jereld, Shure'a biraz daha sarıldı ardından Daisi yüzünü midesi bulanmışçasına ekşitti ve konuştu, "Bana bir yer ayarlar mısın Shure?". Jered güldü ve Shure'dan kollarını çekip kalkışını izledi. Shure merdivenlerden çıkarken Jered, Daisi'ye döndü ve konuştu, "Haklısın dostum. Kızlar gerçekten farklı sen çok haklısın." Daisi güldü ve Jered'a sarıldı. Olar kardeş gibiydi ve Daisi bunu çok seviyordu. Jered ve Daisi yeni bir diyaloğa başlamışken Shure geldi ve gülüp Daisi'ye odayı hazırladığını söyledi. Daisi ise daha fazla zaman kaybetmeyip onlara iyi birer gece diledi ve odaya çıktı. Yatağa yattı ve düşünmeye başladı, sonbahar da ki yapraklar gibiydi önce dökülmüştü ve şimdi de etrafa savrulacaktı. Korkmuyordu ama. Sonuçta en sonun da toprağa karışmış olan bir yaprağa benzeyecekti. Herkes ölmeyecek miydi zaten?

Okulunda geçen hafta gördüğü kız geldi aklına, uzun kirpik ve ince dudaklara sahipti gördüğü kız. beyaz tenli ve kızıl saçlıydı ki bu Daisi'nin çok hoşuna gitmişti. Fakat onunla konuşmaya çekiniyordu Daisi. Bu sefer gerçekten korkuyordu. Kız onu, ailesinin yaptığı gibi boşlarsa ne yapardı? Ne kadar çok acı çekerdi? Peki, bu şekilde mutlu olabilir miydi Daisi?

"Savrulan yaprak, rüzgara karşı çıkabilecek güce sahip miydi?".


Girls Like GirlsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin