Ilk sayfayı açtığımda uykum gelmeye başladı. Ne kadar dirensem de yavaş yavaş uykuya daldım. Uyurken bunun A'nın kötü bir oyunu olduğunu anladım. Onun bu kadar kötü niyetli biri olduğunu ben bile tahmin edememiştim.
Uyumadan önce kitabın ilk sayfasına bir iki göz atma şansı bulmuştum. Gördüğüm kadarıyla bir evden ve Külkedisi, Pamuk Prenses, Uyuyan Güzel gibi hikayelerden söz ediyordu. O an sırf benimle alay etmek için A'nın bu kitabı bana hediye ettiğini düşündüm. Ama olacaklardan sonra bu kitap benim en özel,güzel ve korku dolu kitabım olacaktı.
Bir süre kadar sadece karanlık görüyordum rüyamda ama sonra bu karanlık aydınlandı ve kapısı Zincirli bir evle karşı karşıya kaldım. Her bir zincirin üstünde kelimeler yazıyordu. Bunlar birleşince anlamlı bir cümle ortaya çıkıyordu. Biraz uğraştırdı ama sonra ortaya bu cikti:Girmek istediğinden emin olmadığın bir yere gir veya girme ama önemli olan orada ne yaşayacağındır, tırman ve öğren ama sakın pişman olma. Iste aynen ortaya bu çıktı. Karmaşık ve anlaması biraz zordu. Ama anlamlıydı. Karşımda duran evin duvarları çok yüksekti. Mutlaka bir çıkış yolu olmalıydı. Belki evin etrafında bir tur atsam çıkış yolunu bulurdum. Dolaşmaya başladım bir kapı daha çıktı karşıma bu kapı da kilitliydi ama tahtadan yapılmıştı. Yani sert bir şey bulsam kırabilirdim. Duvara baktım kapının yanındaki duvarda çıkmış bir taş vardı. Hemen elime aldım. Geriye çekildim. 3,2 ve 1 taşı bütün gücümü toplayıp kapıya fırlattım. Ama kapı kırılmak yerine daha da güçlenmişti sanki. Attığım taş geri sekmişti ve son hızla bana doğru yol alıyordu.
