1

246 15 5
                                    

1.bölüm

-

Elalarında kayboluyorum bazen, Güneşim oluyorlar bana.

Kokunda boğuluyorum bazen, Vanilyayı hatırlatıyor bana.

Gülüşünle aydınlanıyor Dünya'm.

Beni sev istiyorum, Bana gül istiyorum.

Çünkü ben seni seviyorum sevgilim...

Minik soluk nane renkli defterimin kapağını kapattım ve Lacivert Longchamp'in içine Hukuk kitaplarımın arasına attım. Oturduğum masadan yavaşça kalktım ve kısa krem rengi eteğimi düzelttim. Edebiyat sınıfının beyaz büyük kapısını açtım ve Üniversitenin dolu koridorlarından sonunda bahçeye çıkmayı başarabilmiştim. Boş gördüğüm masaların birine geçtim ve Hukuk kitaplarımın birini masaya koydum, kapağını açıp tekrar etmeye başladım.

''Asya!''

İsmimi duyduğum da kafamı kitaplarımdan kaldırdım ve bana doğru gelen Efe'ye gülümsedim, hızlı adımlarla yanıma geldiğinde nefes alış verişlerinin aşırı hızlı olduğunu fark ettim. ''Koşmuşsun.'' Gülerek elimi çantama attım ve minik bir şişe suyu ona uzattım. Elimden hızlıca kaptı ve hemen dudaklarına götürüp içmeye başladı.

''İçin yanmış. Koşmana gerek yoktu yani arayabilirdin.'' Bitmiş şişeyi arkasındaki çöp kutusuna attı ve bana dönerek mavi gözlerini devirdi. ''Biliyorum ama...''

''Efe!'' Kafamı Efe'nin araksından uzattım ve Mira'yı fark etmem uzun sürmedi. ''Asya!'' Mira bana doğru koşunca oturduğum yerden kalktım ve bana doğru koşan en yakın arkadaşıma kollarımı açtım. Ayağında topuklu olmasına rağmen kısa sürede yanıma gelmişti. ''Özledim Mira!'' Kollarımı sıkıca etrafına sardım ve en yakın arkadaşımın kokusunu içime çektim. ''Bende Asya'm'' Beni geri kollarıyla sarmaladı. ''Yeter sevgi pıtırcıkları, alt tarafı 2 hafta görüşmediniz.'' Efe'ye en kötü bakışlarımızı gönderdikten sonra Mira ile beraber geri oturdum. Kafamı kitaplarıma geri çevirdiğim zaman, duyduğum basket topunun sesi ile geri kaldırmam bir oldu.

İşte o an...

Açık kahve çantasını omzuna takmış, gülümseyerek basketbol sahasına ilerliyordu. Yüzüm kan kırmızısına döndüğünü hissettiğim anda belime kadar uzanan saçlarımla gizlemeye çalıştım. Saçları hafif yüzüne çarpan rüzgarın etkisiyle hareket ederken aynı zamanda o da eliyle düzeltmeye çalışıyordu.

''Asya sen ne düşünüyorsun bu konuda?'' Mira'nın bana yönlettiği soruyla sonunda dikkatimi onlara verebilmiştim. ''Ne? Yani dalmışım biraz dediklerini duymadım.'' Efe'nin kahkahaları arttığı anda ayağımla bileğine tekme savurduğumda kahkahaları kesilmiş bileğini avuşturuyordu. ''Asya sen iyi misin? Bakma sen Efe'ye aynı domuzlukları işte.'' Mira, Efe'ye doğru gözlerini devirdi.

''Kalbimi kırıyorsun.'' Diye alt dudağını büzdüğünde, kitaplarımı çantamın içine attım ve ayağa kalktım. ''Neyse, benim eve gitmem lazım şu verilen makaleyi bitirmeliyim.'' İkisine de en içten gülümsememi gönderdim.

Telefonumun çaldığını duydum ekrana baktığım zaman gülümsemeye başladım cevapla tuşuna bastım ve o tatlı erkeksi sesi duydum. ''Asya! Özledim kuzen.'' Bulut'un sesi kulaklarımı doldururken güldüm. ''Bende. Teyzem İstanbul'a geri geleceğini söyledi.'' Bir tane bank bulduğum zaman hemen oturdum ve giydiğim babetlerimin ayağımı acıttığını hissettim. ''İzmir'den bıktım hepiniz oradasınız!'' Kız gibi cırladığında gülmemek için dudağımı ısırdım. ''İzmir'im çok özledim. Neyse okul olarak aklında bir yer var mı?'' Bulut telefonun arkasından homurdandı. ''Bilmiyorum teyzem senin okulunu düşünüyor.'' Bulut benden sadece 1 yaş küçüktü, o yüzden sorun çıkmayacağını düşündüm. ''Süper! Ama benim kapatmam lazım, ödevler falan işte.'' Bulut kısaca 'Görüşürüz' dedikten sonra yüzüme kapattı.

Asya RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin