Bölüm 1''Mahfuz''

107 3 0
                                    

Yaklaşık 1 hafta önceydi Okuldan çıkmış merkezde bulunan eski bir kütüphaneye gitmiş kitapları inceliyordum. Burası çok eski kitapları bulunduran ünlü bir kütüphaneydi. Binası biraz eski olmasına rağmen kitap alacak olan ya da araştırma yapacak olan çoğu insan burayı tercih ederdi.

Rafları karıştırıyordum. Parmağımla geçiş yaparken ilgimi çeken bir yerde durdum ve raftan çıkardığım gibi kitabı elime aldım.''Mahzuf'' adında bir kitaptı. Adının farklı ve kapağının biraz eski olması ilgimi çekmişti. Aldım ve karıştırmaya başladım.

Çok garip bir kitaptı içeriğinden biraz ürpermiş olsam da daha da detaylı inceleme isteği ile kütüphane görevlisinin yanına giderek kitabı 1 haftalığına alacağımı belirterek ödünç alma sözleşmesi imzaladım.

Kâğıdı doldurduktan sonra doğruldum ve ilgimi çeken şey ise Kitabıma çok dikkatli bir şekilde bakan görevli oldu. Gözlerimi çevirdim ve kitabı çantama koyarak oradan çıktım.

Eve doğru yürürken aklımda hala görevlinin bakışları vardı. Neden öyle bakmış olabilirdi ki? Garip olan neydi?

Kafamda bu düşünceler sıralanırken eve gelmiştim bile, çantamdan anahtarımı çıkardım ve eve girdim. Etrafa bakındım ama babam evde yoktu. Belki akşam gelir ya da bugün hiç gelmez dedim ve gülümsedim.

Odama çıkarak yatağıma attım kendimi. Normalde de bunu yapardım zaten. Belki günlerce hatta bıraksalar aylarca uyuyabilirdim. Başka yapacak bir işim yoktu. Çünkü İnsanlardan pek haz etmiyordum. Hatta çevremde arkadaşım bile yoktu. Bir insanın varlığı bile rahatsız ediciyken arkadaş edinmem delilik olurdu herhalde dedim ve güldüm.

Zaten kimse benimle arkadaş olmak istemezdi. Gördüğüm kâbuslar yaşadığım olayları birine anlatsam bana deli der ve koşarak uzaklaşırdı.

Her saniye o kadar çok şey düşünüyordum ki beynim alevlenip kül olacak diye korkuyordum.

Düşüncelerimi bir kenara itelerken acıktığımı fark ettim. Odamdan çıktım merdivenleri ikişer üçer inerek mutfağa geldim.

Hava çoktan kararmıştı. Televizyonu açtım. Dolaptan ton balığı konservesi çıkardım, Ekmek kutusundan da bir parça ekmek aldım bir yandan televizyona bakıyordum. Hemen hızlıca Atıştırdım ve kalktım. Zaten midem bulanıyordu bu bile fazla gelmişti.

Saat çok geç değildi ama ben çok yorgundum. Yukarı çıktım ve odama girdim. Yatağıma uzanacakken aklıma kitap geldi. Yere fırlattığım çantamı eğilerek aldım ve kitabı çıkardım. Biraz kapağına bakındım sonra yatağımın yanındaki Rafa koydum. Yarın karıştırırdım gerçekten çok yorgun hissediyordum.

Tekrar uzandım ve yine düşüncelere daldım. Diğer tarafa dönerken saate bakındım vakit epey geç olmuştu. Zaten gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Çoktan dalmışım...

Tam uykuya daldığınız an kapınızın çalınma sesine uyanırsınız.

Zil çalmamıştır, biri kapınızı yumruklamıştır, uyanmaya çalışırken bir kere daha duyarsınız; ama emin olamazsınız.

Yatakta doğrulup, kendinize geldiğiniz anda bir üçüncüsünü duyup emin olursunuz.

Fakat bu saatte kim gelir ki evinize? ve daha da önemlisi neden zili çalmayıp kapınızı yumruklar ve alt kapıyı nasıl açıp buraya kadar çıkmıştır.

Aklımdan bu düşünceler geçerken doğrulmaya çalıştım. Gözlerimi Kısık bir şekilde açtım. Etraf karanlıktı odamı aydınlatan bir ışık dahi yoktu. Kapıyı açmak için harekete geçtim. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerliyordum içim ürperdi garip şekilde panik oldum. Elim kapıya doğru yanaşırken garip bir ses duydum sanki dışardan geliyordu. Beynime basınç yapan bir sesti. Kafamın içinde dolaşıyordu. Kulaklarımı tutuyordum ''sus artık! Kes sesini!''.

Dizlerimin üzerine çöktüm deli gibi çığlık atmaya başladım ama sesimi duyuramıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum ama bir şeyler yapmazsam ne o ses susacak nede kapımın yumruklanmasının nedenini bilemeyecektim. Doğrulmak için duvardan destek aldım ve ayağa kalktım. Kapıyı mı açmalıydım yoksa pencereden kafamı çıkarıp sese mi bakmalıydım?

Kapıya doğru yanaştım hızlı davranmam gerekiyordu kilidi çevirdim. Nefesimi tutuyordum bunun farkına varmam 2 saniye sürmedi, derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. Fakat Kimse yoktu merdivenlere doğru yürümeye başladım. . İki yana ayrılan koridorlara bakıyordum kafamda öyle şeyler kurgulamıştım ki korkudan oracıkta ölecektim.

Oturduğumuz yer 2 katlıydı dedemden kalmış eski bir evdi. Babam tek çocuktu ve ona miras kalan tek yer bu evdi. Babam eski polis memuruydu, işine âşık bir adamdı çevresinde sürekli takdir edilen ve sevilen biriydi.

Fakat o geceden sonra onu hiç toparlayamadık sürekli kendini suçluyordu. Annemi çok özlüyordu. Bende unutamıyordum. Sürekli kâbus görmekten gece çığlıklar atarak uyanmaktan çok yorulmuştum.

Babam çoğu zaman eve gelmiyor arkadaşlarıyla kafa dağıtıp sabahlıyordu. Ve yine o gecelerden birini yaşıyordum yine yalnız bırakmıştı beni.

Yavaş adımlarla merdivenlerden aşağı iniyordum. Dış kapıya doğru yanaştım. Ve artık bu geceye son vermek istiyordum. Düşüncelerimi bir kenara iteledim ve kapıyı açtım.

İÇİMDEKİ YANKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin