Doğru, şişman adamlar çoğunlukla güçlüydüler. İki yandan yükselen sütünları ve hükümet kemerleriyle desteklenmiş endamları uygunsuz kaçmıyordu. Oysa zayıf adamlar devrimciler ve kahinlerdi. Che Guevara etli butlu bir adam değildi, keza
Mahatma Gandhi de. Ayrıca zayıflar daha uzun yaşıyorlardı. Zayıflamak ile uzun
yaşamak kol kola gidiyordu. Bu yüzden Decetes, zaman zaman açlık rejimi yapmayı
düşünmüştü ancak her zaman fazla açtı. "Artık aç kalacağım,"derdi ve bu kararı ancak
értesi güne kadar hüküm sürerdi. Sonra midesi terk edilmiş bir çocuk gibi varlığın hisset-
tiridi. Ona acırdı.
Yine de kendine hakim olmanın gururunu bildirdi. Zayıf bir adam , sinsi sinsi dolaşan
yanlız bir kurttu.
Decetes tuvalet kapısının üzerindeki grafitiyi okudu. O amatör bir arkeopolog. Ne de olsa
sık sık insanoğlununa araştırmaya adamışı, böylelece onu daha iyi anlayacaktı.
Düsmanını tanı, demişlerdi.
Kız kardeşini ......, yazıyordu. Başka bir yerde de, eve git baba, sarhoşum.
Decetes bu içten dürüstlüğü taktir etti. Burada, bu pasla yıkanmış pisuarların tepesinde,
bu halka açık bedebsel rahatlama mekanın gri metal kapılarının üzerinde, altsınıfın ruhu
dizginsiz bir kendini ifade imkanı bulmuştu. Altsınıf kurnaz ve zekiydi. Decetes çabalarını
taktir etti.
Kendisini, canını acıtmakla tehdit eden bir bar sahibiyle yaşadığı ufak bir ağız dalaşından
sonra tuvalete sığınmıştı. "Len, bir tane daha doldursana," demişti. Hepsi buydu.
Mantıksız sayılmayacak bir istek. "Yeterince içtin," demişti. Len. Len, şehir efsanelerin-
deki geveze, samimi barbermenlerden değildi. Bazen bu sinsi huysuzluğu rahatsız edici oluyordu. Decetes, şakasının sivri ucunu Len'e batırıp onu saklandığı yerde dürtme huyu edinmişti. Ama Len, tüm köstebekler gibi, kendinde toprağın çok derinlerde bir yuva açabiliyordu. Bir Gordon's şişesine uzanıp başka birine bir bardak doldurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI
RandomArdaşlar bu kitabı okuyunca beğinecekmisiniz bilmiyorum ama yorumlarınızı bekliyorum.