Emanet

95 3 0
                                    

"Anne yalvarırım bırakma beni ben sizden hiçbirşey istemiycem söz veriyorum .Yeterki beni vermeyin başkasına . "

"Böyle gerekiyor kızım , söz bi gün seni bulucam ve almaya gelicem "

Ben her ne kadar ağlasam da annem ve babam beni durumlarının olmadığına ikna etmiş ve beni daha iyi yetiştirecek zengin bi ailenin yanına bırakmaya karar vermişlerdi .

Sonunda istedikleri yere gelmiştik . Beni o kocaman evin kapısına bırakıp elime bi not kağıdı sıkıştırmışlardı .

Ağlamaktan önümü göremez hale gelmiştim . Daha 7 yaşındaydim ne günahım vardı benim. Neden beni kendilerinden uzaklaştırıp başkasına yakınlaştırmışlardı ?

Kapıyı çalmam gerekirken ben o zengin ve şımarık ailenin yanına gitmek istemiyordum o kocaman kapıda yazan 'Soylu ailesinin' kızı olmak istemiyordum .

Ben kapıyı çalmak yerine merdivenlerden indim ve o koca malikânenin ordan uzaklaşmak için küçük ayaklarimla uzun ve hızlı bi şekilde koşmaya başladım .

Denizin olduğu yol boyunca hızlı bi şekilde ağlayarak koşuyordum Ayağım bi taşa takıldı ama biri beni tutmuştu düşmekten son anda kurtulmuştum . Fakat beni kurtaran benden biraz daha büyük elleri olan ama ellerinin on katı büyüklüğünde yüreği olan benim yaşlarımda bi çocuktu .

"Dikkat etsene sakar şey Tutmasam ölüyodun "

Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken olayın şokuyla çocuğun suratına hiç bir şey söylemeden bakıyordum .

"Sen ağlıyomusun bakıyim ?"

Elleriyle gözyaşlarımı sildi .

"Bana anlatmak istermisin ?"

Ben hala hiçbirşey söylemeden bakınca çocuk en mantıklı soruyu sordu

"Konuşabiliyomusun ? .Yani dilin varmı ?"

Kendimi toparladım

"Evet "

Söylediğim şeye çok mutlu olmuş gibi duruyordu ve yanına doğru yaklaşan bir adama doğru yürüdü ve elinden tutup benim yanıma getirdi .

"Bak dayı bir arkadaş buldum . İzin verirsen bugun onunla parka gidebilir miyim ?"

"Arkadaşını benimle tanistirirsan neden olmasın "

"Tamam "

Bi an duraksadı ve devam etti

"İyide adını ben de bilmiyorum sahi senin adın ne ?"

"Ben gizem "

"Ben de barış "

Yanağımdaki yaşları sildim ve yapmacık da olsa küçük bi gülümseme dudaklarima yerleşti .

"Peki o zaman ben sizi parka götüreyim 1-2 saat sonra sizi almaya gelirim çocuklar "

Barış , ben ve dayısı parka doğru yürümeye koyulduk . Kocaman bir yerdi bir sürü çocuk , bir sürü kum tanesi ve bir sürü seyyar satıcı vardı. Kimisi pamuk şeker satıyor , kimisi kâğıt helva .

Barışla bi banka oturduk ve çocukların gitmesini bekledik yavaş yavaş gitmeye başladıklarında ise salıncağa bindik .

"Evet anlat bakalım gizem niye ağladın , yada sen kimsin niye burda teksin onu anlat bakalım "

Bilmiş bilmiş konuşan barışa döndüm ve anlatmaya başladım . Ben anlattıkça barış daha da iyi biri oluyordu .

"Peki kaç yaşındasın gizem ? "

"Yarın 7 yaşıma giricem peki sen ?"

"Ciddi misin bende yarın 8 yaşıma giricem . Senden bir yaş büyüğüm "

Parkta kimse kalmamıştı resmen ama biz hala konuşuyorduk .
Normal çocuklar kayar , sallanır ama barış benim dertlerimi dinliyordu .

"Peki ailenin yazdığı not nerde ben okumayı biliyorum , belki okuyabilirim"

Cebimde buruşmuş olan kağıdı yavaş yavaş açtım ve barışa verdim.
Sesli okuyordu.

" Sayın 'Soylu ailesi' yıllar önce size yaptığımız iyiliğin karşılığını sizden daha önce istememiştik fakat bir kaç yıldır durumumuz yüzünden kızımızın masraflarını karşılayamaz olduk . Sizden ricamiz; kızımıza iyi bakmaniz . Bir gün gelicek ve kızımızı sizden geri alacağız o güne kadar kızımız size emanet ..."

Duyduklarım karşısında ağırlaşan göz kapaklarımdan bir kaç damla yaş süzüldü .

Barış şaşkın şaşkın bana bakarken ağzından üç kelime döküldü :

"Sen bize emanetsin "

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin