a/n: ve işte house'un dördüncü sezon finali bölümünü uyarlamamak için geçen bir aydan sonra, here i am. dünyanın gerçekten en harika bölümünü uyarlama yaptığım için kötü hissediyorum, çünkü herkesin izlemesi gereken bir bölüm ve bunu okuduktan sonra ilk izleme kadar güzel olur mu bilmiyorum. bazı cümleleri diziden almak zorunda kaldım çünkü medikal açıdan pek bilgili olduğum söylenmez ve gerekliydi????
suçluluğumu bastırmak için: bazı cümleleri aldığım ve en önemlisi güzelim bölümü harcadığım için dünyadan özür diliyorum.
NOT: ilk bölüm pek larry değil, hatta hiç değil. ama sabredersiniz, değil mi:/
Harry nerede olduğunu bilmiyordu. Aslında nerede olduğunu biliyordu, sadece nasıl burada olduğunu bilmiyordu. Önünde dans eden kıza gözlerini dikti ve düşündü, neden kız striptizcilerin olduğu bir kulübe gelmişti ki?
"İçkiyi çok mu kaçırdım?" diye sordu kucağında dans eden kıza doğru.
Kız sadece gülüp ona döndü, "Daha içkin gelmedi bile."
Bu Harry'nin kafasının daha çok karışmasına sebep olmuştu. "Yani buraya içmiş şekilde geldim." Hiçbir şey hatırlamıyordu, ne içki sipariş ettiğini ve neden burada olduğunu.
"Çok soru soruyorsun," dedi kız, Harry'nin kucağındaki işine devam ederken yeri eğildi. "Ayık mıydın bilmiyorum ama gelir gelmez elli sterlini bana verip rahatlaman gerektiğini söyledin..." Harry'ye döndü ve tekrar sırıttı, "Ben de bununla uğraşıyorum."
Gözlerini kapatıp sakince düşünmeye çalıştığında zihninde otobüs koltuğunda oturan dövmeli bir çocuk oluştu. "Biri ölecek," dedi gözlerini açar açmaz. Üzerindeki kızın pek umurunda gibi değildi.
Harry kızı ittirmek istedi, ama bu yaptığı işe ve onun söylediklerine göre lüzumsuz ve kaba olurdu. Görmezden gelmeyi tercih ederken ayağa kalkmaya çalıştı. "Gitmem lazım."
"Nereye?" diye sordu kız dengesini sağlamaya çalışırken.
"Bilmiyorum."
Kız anlamamış gibi bakarken gözleri büyüdü ve Harry'nin kafasından tutup kendine yaklaştırdı. Harry saldırıya uğramış gibi savunmaya çalışırken kızın aslında ne yapmaya çalıştığını anladı. "B-bayım," dedi titrek sesiyle. "Kafanız kanıyor..." Harry'nin eli hızla kanayan yere gitti. "Hiç iyi gözükmüyor, gitseniz iyi olacak."
Harry vakit kaybetmeden striptiz kulübünden çıktı, gözleri motorunu arıyordu. Ceplerini yoklayıp anahtarlarının nerede olduğunu sorgularken gözüne parlak ışık yansıdı. Nereden geldiğini anlamaya çalışırken ışığın yönünü takip etti. Büyük bir kaza, yaralılar, ambulanslar...
***
Harry tabi ki de acilde Liam'ı çaldırmıştı. Liam, Harry'nin oturduğu sedyeye doğru gelirken için memnun gözükmüyordu. "Umarım gerçekten acildir, çünkü büyük bir kaza oldu ve hastanedeki bütün doktorlara ihtiyaç var," diyor eldivenlerini takarken. "Buna senin de dahil olduğunu düşünüyorum."
"Birinin ölmek üzere olduğunu gördüm."
Liam kaşlarını kaldırıp ellerini beline yerleştiriyor. "Yaklaşık otuz kişinin, cam ve metal yığınları içinde uçtuğunu gördün."
Harry kafasını kaldırıp Liam'a sert bir şekilde bakıyor. "Kaza olmadan önce bir semptom gördüm."
Liam, Harry'nin kafasını tutup kendine yaklaştırıyor, kanamanın olduğu yere dikkatlice bakıyor. "Sarsıntı geçirdin," diyor, Harry'nin dediklerinin aksine. "Ne gördüğünden emin bile değilsin, ne zaman olduğunu bilmiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
harry's mind
Fanfictionharry hiçbir şey hatırlamıyor tek istediği cevaplar, ama bütün cevapları aslında bir soru