2/2 "frozen."

328 45 21
                                    

"Kalbindeki taşikardiyi durduramadık," diyor doktor. "Neyin sebep olduğunu bilmiyoruz."

"Üzerine düşen otobüs olmadığına emin misiniz?" diyor Harry sinirle.

"Travma değil," diyor doktor, Harry'nin saldırgan tavrını anlayışla karşılamaya çalışırken. "Geldiğinde durumu stabildi. Bir saat önce başladı."

Harry gözlerini Louis'den bir saniye olsun ayırmadan cevap veriyor. "Travmaya gecikmeli reaksiyon. İki böbreğini de otobüste kaybetmiş. Uyluk kemiğindeki atardamarı kopmuş."

"Atardamarı düzelttik ve diyalize başlattık," diye açıklıyor doktor. "Bunu kalbine yapan her neyse kaza değil."

Harry'nin eli Louis'ninkini kavrıyor. "Potasyumunu kontrol ettiniz mi?"

"Elbette, biz de doktoruz, Doktor Styles."

"Bana neden haber vermediniz?" diyor Harry, sonunda gözlerini baygın Louis'den ayırıp.

Doktorun yüzü Harry'nin kırgınlığına karşı gevşiyor. "Geldiğinden beri bilinci kapalı," diye açıklıyor. "Kimliği de yoktu."

Harry anlamış gibi başını sallıyor. "Adenozin verdiniz mi?"

"Verapamil de verdik, bir saat önce Swan metodunu da uyguladık."

"Koroner anjiyo?"

Doktor derin bir nefes veriyor. "Durumu kritik olan üç kişi daha varmış, bir saat içinde anjiyoya alacağız."

Harry, Liam'a dönüyor. "Bizim hastaneye ambulansla on beş dakika uzaklıktayız," diyor.

"Onu nakletmek mi istiyorsunuz?" diyor doktor şaşkınlıkla. "Nabzı 130."

Harry doktorun dediklerini pek önemsemeden Louis'ye dönüyor. "Hemodinamik olarak stabil durumda. Onu naklediyoruz."

"Onun doktoru değilsin, bu kararı sen veremezsin."

Harry adama bir süre baktıktan sonra kendinden emince cevaplıyor. "Nişanlısı olarak karar verebilirim."

***

Liam ambulansta Louis ile ilgilenirken Harry tanı koymakla uğraşıyor. "Eğer kalbine zarar veren şey travma değilse-"

"Neden otobüsteydi?" diyor Liam lafını bölerek.

Harry nefes veriyor. "Bilmiyorum."

"Başka bir sorunu varsa bu onu daha kötü yapmış olabilir."

İkisinin de konuşmasını bölen sesle ekrana bakıyorlar. Harry'nin panikle gözleri büyüyor. "Fibrilasyona girdi." Titreyen elleriyle şok cihazına uzanmaya çalışırken onun yerine Liam yetişiyor.

"Şarj ediyorum!" Birbirlerini sürtüyor. "Hazır!"

"Bekle!" diyor Harry. "Koruyucu hipotermi?"

Liam'ın kaşları hızla çatılıyor, ona delirmiş gibi bakıyor. "Onu dondurmak mı istiyorsun?" Louis'nin nabzını kontrol ediyor. "Nabzı atmıyor."

"Kalbi zaten zarar gördü," diyor Harry yüksek sesle. "Tekrar çalıştırırsan hızlı atmaya devam edecek, serbest radikal salınımına sebep olup beynini öldürecek."

"Teşhis koyana kadar onu dondurup by-pass'e alırız," diye onaylıyor Liam. "Bu yine de bir çözüm olmadığı gerçeğini değiştirmiyor, Harry. Tek yaptığın durdurma düğmesine basmak."

Harry titreyen ellerini saklamaya çalışıyor. "Teşhis koymam için zaman kazandıracak!" Sesinin titremesini umursamıyor bile. "Liam, bu Louis!"

harry's mindHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin