Yun Koç'un ağzından
Hayat çok sıkıcı. Yine odama kilitlendim. Bu büyüklerin cezalarını hiç anlamıyorum. Bahçemizden çiçek koparmaya çalışan küçük bir kızı korkuttum sadece. O çiçekleri koparmasına izin veremezdim. Çünkü onları büyükannemle beraber dikmiştik. Şu anda o çok uzaklarda. Ben 15 yaşındayken öldü.
Yan evden neden bu kadar çok ses geliyor. Olamaz! Yan tarafa yeni biri taşınıyor. Bu da "HOŞGELDİN" partisi anlamına geliyor. Bu mahallemizin bir geleneği. Aslında bir iyi yanı var. Partide genellikle ben gitar çalarım. O da ne? Piyano mu? Komşumuz piyano mu çalıyor? O da müziği seviyor olmalı. Partide belki onunla düet yapabiliriz. Bu güzel birşey olabilir.
Penceremi açtım ve gitar çalmaya başladım. Bir yandan da "Price Tag" şarkısını söylüyordum. Sesim güzel sayılırdı. Yani mahalledekiler ve okuldakiler öyle söylüyorlardı. Şarkımı bitirince gitarımı yatağımın yanına koydum. Tam uzanacaktım ki annem geldi.
-"Yun yan tarafa yeni biri taşındı. 20 yaşındaymış ve piyano çalışıyormuş. Hadi gidip ona "Merhaba" de.
-"Yani cezam bitti mi?"
-"Bugünlük affedildin."
-"Teşekkürler. Ben şu yeni çocukla tanışayım."
-"Sakın ona kaba davranma."
-"Okey. Sen endişelenme."
Odamdan çıktım ve aşağıya indim. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Çocuk içeri girmek üzereydi. Koştum ve tam kapıyı kapatacakken ayağımı koydum. Ukala olduğumu düşünebilirsiniz. Ama benim yaşam stilim böyle.
-"Hi. Do you speak Turkish?"( Selam. Türkçe konuşabiliyor musun?)
-"Evet."
-"İyi. Mahalleye hoşgeldin. Ben yan evde oturuyorum."
-"İçeri girmek ister misin? Yoksa burada dikilecek misin?"
-"İçeri mi girsem ki? Hadi tamam. Çok ısrar ettin."
Ben ve kötü espirilerim...
-"Birşey içer misin?"
-"Teşekkürler. İstemiyorum. Piyano mu çalıyorsun?"
-"Evet. Sanırım sen de gitar çalıyorsun. Pencereden görmüştüm."
-"Evet. Gitar çalıyorum. Partide çalarız artık."
-"Parti?
-"HOŞGELDİN partisi. Mahallemizin geleneksel partisi. Yeni biri taşınınca parti yapıyoruz."
-"Anladım. Partide neden çalacağız ki?"
-"Genellikle partide ben gitar çalarım. Ama şimdi sen geldiğine göre birlikte çalacağız."
-"Peki parti için çalışalım mı?"
-"Tamam olur. Bu arada ben Yun Koç. Melezim."
-"Ne tesadüf. Bende melezim."
-"Tahmin etmiştim. Neyse... Adın ne?"
-"Bae Ulusoy"
-"Seninde mi baban Türk."
-"Evet. Annem Koreli."
-"Hmm. Neyse ben gitarımı alıp geleyim.
-"Tamam. Bekliyorum."
Gitarımı almak için eve doğru yürüdüm. Odama çıktım. Gitarımı ve müzik defterimi aldım. Bae'nın evine doğru yol aldım. Eve geldiğimde notalarda Johann Pachelbel'ın Canon in D şarkısı vardı. Müzik defterimde o şarkının notaları vardı. Ayağımla ritim tutarak 1 - 2 - 3 dedim ve çalmaya başladık. Gerçekten çok güzel çalıyorduk.
Sırayla Yoon Sang Hyun - Here I'm , Taylor Swift - Safe and Sound ve Aydilge - Yangın Var şarkılarına çalıştık. Korecesi, Ingilizcesi ve Türkçesi çok iyiydi. Aynı ben. ^^ Şarkıları beraber söyleyeceğiz. Yarın için çok heyecanlıyım. İlk defa biriyle düet yapıyorum.
Bae'nın evinden ayrıldım. Annem en az 13 kez çaldırmıştı. Deliye dönmüştür şimdi. En iyisi bir an önce eve gitmek. Koşarak eve gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve yatağıma yattım. Direk uykuya daldım. Çok yorulmuştum. Yarın için kıyafetlerimi sabah seçecektim.
Bae yakışıklı birisiydi. Aslında pek erkeklerle işim olmaz. Aslında ilk arkadaşım Bae. Nedense içimdeki ses onunla arkadaş olmamı söyledi. Umarım iyi anlaşırız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Melezin İlk Aşkı
RomanceBen Yun Koç . 20 yaşındayım. Annem Koreli Babam ise Türk. Yani melezim. Beni tamamlayan tek şey gitarım. İsmimin anlamı melodi. Annemin adı So Young Koç. Babam ise Oğuzhan Koç. Genellikle yalnız takılırım. Hiç arkadaşım yok. Daisy adında bir köpeğim...