Ao No Exorcist

Bölüm 1 - İblisler Kalbimizde Yaşar.

           Her tarafta mumlar yanıyordu... İlahi sesleri endişeyle yükseliyor. Bir mum sönüyorken elinde haç taşıyan kadından heykelin gözünden birkaç damla kan gelince rahipler korkuyla durakladılar.
"Paniklemeyin! İlahiye devam!"
Baş rahip oldukça kararlı.... Rahipler endişeli bir şekilde korkarak ilahiye devam ediyorlardı. Bir an içlerinden birisi acıyla haykırdı... Adamın ağzı, burnu, gözleri ve kulakları kanıyordu. Başını yukarı kaldırdı. Haykırıyorken mavi alevler onu sardı.
    Hepsi müthiş korkmuştu! Mavi alevler... Korkuyla yanan cesede bakıyorlarken baş rahip seslendi.
"İlahiye devam edin!"
Baş rahip beyaz saçlıydı. Sol gözünde bir mercek vardı. Rahipler tek tek yanıyorlardı... Bu durumda kalanlar korkudan ilahileri söylemeye çalışıyorlardı. Baş rahibin yanındaki rahiplerden biri onu korumaya çalıştı.
"Geri çekilin!"
Baş rahip parmaklarını kenetlemişti. Sinirli bir şekilde
"Aptal olma! Biz yenilirsek Assiah'ı kim koruyacak!?"
Bu sözünden hemen sonra taş kesildi. Şaşkınlıktan gözlerini kocaman açmışken her yeri kanamaya başladı.
  Baş rahip haykırarak yanıyordu... Rahipler korkudan gerilemeye başladılar.
Baş rahip nefret dolu bir şekilde haykırdı.
"İblisler!!"
Adam yanmaya devam ediyordu... Etrafa mavi alevlerin ışığı saçıldı.

≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈

      Rin, beyaz saçlı çocuğa sağlam bir tane vurur vurmaz çocuk demirlere yapıştı. Çocuğun arkadaşları hemen kolluna girdi. Siyah saçlı olan nefret ve korkuyla karışık konuştu.
"İblis midir nedir bu!?"
Korkmuşlardı.  Sarı saçlı olan
"Şaka mı bu!?"   deyip demirlere çarpan çocuğun koluna girdi.
"Gidelim!"
Dayak yiyen çocuk topallayarak yürümeye çalışıyordu. Hızlıca kaçtılar.
Yerde kan damlaları ve birkaç kuş tüyü vardı. Rin kanayan burnunu sildi.
"Şeytan mı? Kimmiş şeytan olan? Siz benden daha şeytansınız!"
  Eline kan geldiğini fark edince irkildi. Kanlı eline baktı.
"Yine becermişiz."
O sırada yanından bir güvercin hızla geçince irkildi. Uçan güvercine baktı.
"Ne halt yiyorum ben böyle?"

        ≈         ≈            ≈         ≈         ≈        ≈      ≈

   Kilisede Rahip Fujimoto bir günahkara daha yardım ediyor.
"Yoldan çıkmış küçük kul, günahlarını söyle ve  duanı et."
Perdenin diğer tarafında ise Rin vardı. Dirseğini dizine, elini de yanağına koymuş sıkılmış bir şekilde cevap verdi.
"Ben kötü bir şey yapmadım."
Umursamıyor... Ama Fujimoto onun ne halt yediğini anlıyor.
"Öyleyse bu yaralar ne?"
Rin'in yalan söylemesi kaçınılmaz.
"Merdivenden düştüm."
Ne kadar kolaylıkla söylese de hafiften terliyor. Fujimoto ise biliyor.
"Sırtın da kirlenmiş."
"Bayağı sağlam düştüm."
Bayağı terliyordu.
" Burnunun kanamasına ne demeli?"
Bu seferki yalan bayağı sağlam.
"İnanılmaz seksi bir hatunun üzerine düştüm..."
Rin cevap verir vermez Fujimoto kabinin dışına fırladı. Rin Fujimoto'yu gördüğünde şaşkındı.
"Ne?! Yürü peşinden Rin!! Yolu göster!!"
Fujimoto kadını görebilecekmiş gibi bir oraya bir buraya bakındı.
   Kimseyi göremeyince Rin'e sert bir bakış attı. Rin'in surat ifadesinde ise 's*çtım' bakışı vardı.
"Yalancı!"
Fujimoto aniden Rin'i koltuğunun altına sıkıştırdı. Yumruğuyla Rin'in başına vuruyorken biraz sinirliydi... Aslında alışmıştı.
"Yine kavga ettin değil mi? Niye bunu yapıyorsun?"
  Rin ise çırpınıyordu.
"Bırak beni, aptal moruk!!"
Rin'i bırakır bırakmaz bacaklarının üzerine düştü. Shiro, arkasını dönüp konuşmaya başladı.
" Part-time çalıştığın yerden aradılar. Teslimattan sonra geri gelmeyen birine ihtiyacımız yok dediler."
Rin bilmiş bir şekilde konuştu.
"Sanki benim gibi biri doğru dürüst bir iş yapabilirmiş gibi konuşuyorsun."
  Shiro kızmıştı.
"Şımarık veletler gibi davranma! Bir gün bu manastırdan ayrılıp kendi ekmeğini kazanman gerekecek!"
Baş parmağıyla kendini gösterdi.
" Velin olarak seni buna hazırlamak benim görevim!"
   Rin bağdaş kurup ellerini dizlerine koymuş ters ters Shiro'ya bakıyordu.
" Yoksa rahip olup manastırın başına mı geçeceksin?"
Tabii istemiyordu. Başını sağa sola salladı.
" Bu çürümüş kiliseyi kim ister!?"