Şimdi şiir defterimi açtım da gerçekten ben Sarp'ı çok seviyorum.
Ben onsuz yapamam. O kadar yakışıklı ki bakmaya kıyamıyorum. O güzel mavi gözleriyle bana bakınca;
sanki koskoca dünyada sadece ikimiz varmışız gibi hissediyorum.
Birisini sevmek çok güzel bi duygu ama karşılıklı olunca...
Tabiki de benimki platonikti. Onun beni sevmesini her şeyden çok isterdim.
Kapı çalıyor. "DING DONG!!" Bence bu zilin sesinin değiştirilmesi lazım. Çalınca kafamda oluşan ağrıyı kimse bilemez. Hala çalıyor.
"Anne! Biri şu kapıya baksın." Ses yok.. Tamam ben bakıyorum. Yeterki sussun şu lanet olası ses!
Kapıyı açıyorum ve karşıma çok güzel mavi gözlü sarışın hiç görmediğim bir kadın çıkıyor. Kim bu acaba?
Direk boynuma atlayıp ne kadar da büyümüşsün sen diyerek, beni öpüyor.
"Bi dursaydın da hoşgeldin kimsin deseydim be teyze" düşüncelerini kafamdan atıp:
"Hoşgeldiniz, buyrun?" Kadın:"Selda Hanımların evi mi?" diye sordu. "Evet buyrun içeri geçin"dedim. "Doğru gelmişim içime doğmuştu zaten." diye mırıldanarak içeri geçti. Annem mutfaktan, kim geldi kızım? diye sorup salona geldi.
Kadına değişik değişik bakıp:"Kızım sen odana geçer misin" dedi.
Hemen odama geçtim o kadın kimdi, niçin bana sarılıp ne kadar da büyümüşsün dedi, beni nerden tanıyor, ben niye onu tanımıyorum? Tüm bu soruların yanıtı ondaydı.
Tam yarım saattir odamdayım. Ve çok meraklandım. Meraklanmamak elde değil. Çünkü annem kadına değişik değişik bakıp odana git dedi. Ne konuşuyorlar acaba. Belki de kadın çoktan gitmiştir.
Susadım bahanesiyle ne konuştuklarını öğrenebilirim belki. Evet evet bu süper bir fikirdi. Mutfağa gitmek için doğruldum.
Gittiğimde o kadın gitmişti. Ve annem çok düşünceliydi. Dokunsam ağlayacaktı sanki:"Annee; neyin var, noldu, o kadın kimdi, seni bu kadar etkileyecek ne söyledi?"
"Boşver sen o kadını, eski bir arkadaşım." Iyi de ben neden tanımıyorum bu kadını? Annemin tüm arkadaşlarını tanıyorum. Bu kadını ilk defa görüyorum. Hemen anneme sordum:"Ben senin tüm arkadaşlarını tanıyorum, neden bu teyzeyi tanımıyorum ki, neyin var, ya anne neler oluyor?"
Annem:"Kızım bir şey olduğu yok. Her şey anlattığım gibi. Ha bu arada bu kadını bir daha görürsen bana söyle, onunla uzun zamandır konuşmuyoruz. Şu an başım çok ağrıyor, biraz dinlencem ben."
"Anne birden niye başın ağırdı ki o kadın sana kesin bir şey söyledi. Anne senin için telaşlanıyorum." dedim ama annem cevap vermemekte ısrarlıydı. Sonra ilk defa sinirli bir şekilde:"Kızım, soru sorma, sana eski bir arkadaşım dedim. Baş ağrısı da gayet normal bir şey sinuzitim olduğunu unutuyorsun. Şimdi dinlenmek istiyorum."
Tamam deyip daha fazla kurcalamadım. Ama belli ki bu işte bir iş vardı. Yakında çıkar kokusu. Annem o kadın gelmeden çok iyiydi. Kadın geldikten sonra...
Annemi odasına götürüp :"Ağrı kesici ister misin Matmazel" diye sordum. O da gerek olmadığını söyledi. Yanağına bir öpücük kondurup odama doğru yol aldım.
Annemin sinuziti var. Onun için baş ağrısı gayet normal. Fazla telaş yapmamalıyım. Ama onun kılına bile zarar gelirse kendimi çok kötü hissederim. Çünkü o benim her şeyim.
Babam da öyle. Ikisini de çok seviyorum. Her dediğimi yaparlar. Bir dediğimi iki etmezler. Ve bence onlar dünyanın en iyi anne ve babası. Çok şanslıyım.
Annelerin en iyisi 33 yaşında kahverengi gözlü kahverengi saçlı çok güzel bir kadın. Babam da kahverengi gözlü siyah saçlı. 35 yaşında. Çok yakışıklı benim prensim.
Ben ise 17 yaşında mavi gözlü sarı saçlıyım. Bizim ailemizde hiç sarışın biri yok. Sanki beni evlatlık almışlar."Acaba cidden beni çöpte mi buldular ya da hastanede biriyle mi karıştırdılar" diye düşünmedim değil.
Kafamdaki düşünceleri atıp odama geçtim. Şiir defterim masanın üstündeydi. Neyseki karıştıracak, yırtacak, alıp kaçacak bir kardeşim yoktu. Ve yine Sarp Sarp Sarp...Aklımdan bir dakika bile çıkmayan bir insan.
Ona ne zaman, nasıl bu kadar çok bağlandığımı bilmiyorum. Aynı mahalledeyiz. Annesiyle beraber yaşıyor. Babası küçükken vefat etmiş. Benim gibi 17 yaşında. Okulu dışardan okuyor. Ama çok ders çalışıyor.Eminim ki bu çalışmayla benden iyi bir üniversiteye gider. İnşallah aynı üniversiteye gideriz.
Daha dün gördüm onu. Ve onu her gördüğümde kalbimin çarpıntısı o heyecanım tarif edemeyeceğim bir şey...
Şiir defterime göz atıyorum da o kadar güzel şeyler yazmışım ki aşk insanı yazar bile yaparmış.
Onunla sohbet etmek için evine gidiyorum arada bir. Ve en çok sohbet ettiğimiz konulardan birisi de: sevdiğimiz kişi. O birisini çok seviyormuş ama kız ona karşı hiçbir şey hissetmiyormuş. Acaba kimi seviyor. Hangi salak kızı. Bu kız ne kadar şanslı olduğunun farkında değil. Sarp Kızın kim olduğunu bana söylemiyor. Söylese varya o kızın saçını başını yolarım. Ben Sarp'ın kılına bile zarar gelmesin isterken bu kız çok üzüyor onu. Sarp onu deliler gibi seviyor. Çünkü her seferinde bana ondan bahsediyor. Ve ben bu bahsettiklerini düşününce göz yaşlarıma engel olamıyorum. Onu ne kadar çok sevdiğimi bilse... Ben onu seviyorum. O bir başkasını...
Göz yaşlarıma engel olamadım bunları düşünürken. Elimi yüzümü yıkayıp biraz dışarıya çıkayım en iyisi. Temiz hava alayım. Ya da belki Sarplara giderim. Onu çok özledim. Daha dün gördüm ama her an her saniye her salise özlüyorum.
Annemin odasına gittim. Çok şükür ki resim yapıyodu. Bu iyi olduğuna işarettir. Çünkü annem resim yapmayı çok sever. Ve ne zaman kendisini kötü hissederse resim yapmak ona çok iyi gelir.
"Annecim daha iyi misin?" diye sordum. O da iyi olduğunu söyledi. Çok sevindiğimi belirterek:"Izin verirsen biraz dışarı çıkabilir miyim ya da belki Ayşen teyzelere giderim." dedim. Annem:"Tabiki kızım istediğin zaman çıkabilirsin." dedi. Teşekkür ederek odadan çıktım.
Dışarıya çıktım da, ya bu mahalle de çok sıkıcı.Kimse yok. Arkadaş! Bari biriniz evinizde çıkın. Şu anda yapılacak en güzel şey Sarpalara gitmekti bence. Hem annesi de beni çok seviyor.
Evlerine doğru yol aldım. Onu tekrar görmenin heyecanıyla bir an önce evlerine vardım. Bizim eve biraz daha yakın olsalardı nolurdu sanki? Düşüncesi bile kulağa çok hoş geliyor...
Kapıyı çaldım. Ayşen Teyze kapıyı açtı."Merhaba Ayşen Teyze" dediğim an Ayşen Teyzenin ağladığını fark ettim:"Nolduu Ayşen Teyze yoksa Sarp'a bişey mi oldu?" O da hıçkırıklarla ağlayarak:"Sarp yara bere içinde odasında uyuyor."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EBRAR'IN VUSLATI
RomanceAÇIKLAMA Merhaba arkadaşlar! Bu hikayem watpaaddaki ilk hikayem beğeneceğinizi umuyorum ne kadar çok vote ve yorum olsa yeni bölümleri yazacağım. Iyi Okumalar... :))))