katliam

153 6 15
                                    

Evet,o gün herkes oradaydı. Etraf çok kalabalıktı. Herhalde iğne atılsa yere düşmezdi. O gün Amerika yeni bir karar alıyordu. Avrupa birliğini kendisine bağlayacak,müslüman ülkeleri ve resmi dini olmasa da halkının çoğunluğunun dini islam olan ülkeleri birliğe kabul etmeyecek birlikte olanları da birlikten çıkaracaktı. Bazıları-ki çoğu Hristiyan Avrupa ülkelerinden olan insanlar-bu yeniliği desteklemeye gelmişlerdi. Bazıları ise buna karşı çıktıklarını belirtmek için burada bulunuyorlardı. Ancak görevliler ve korumalar buna izin vermiyorlardı. Provoke etmek isteyenleri dışarı çıkartıyorlardı. Peki bu adil miydi? Herkes kendi görüşünü başkalarına zarar vermeden ve başkalarının hakkını ihlal etmeden gösteremez miydi? Özgürlükler ülkesi Amerika değişiyor muydu yoksa? Benim aklım bu sorularla meşgulken biranda bir gürültü koptu. Herkes yere eğildi. Bir saldırı olduğu belliydi. Korumalar başkanı ve diğer protokolleri başlarından bastırırarak yere eğip aynı zamanda kendilerini onlara siper ederek dışarı çıkarmaya çalışıyorlardı. Yanlardaki korumalar koşuşturmaya başladılar. Telsiz sesleri sürekli yardım istiyordu. Anladığım kadarıyla bir canlı bomba saldırısı olmuştu. Arkasından bir saldırı daha olma ihtimalinden dolayı dev kapılar açılmış,insanlar meydandan dışarı çıkarılıyordu. Gerçek bir kaos vardı ortada. Herkes koşmak istiyor ancak önündeki insandan dolayı koşamıyordu. O kadar insan aynı anda çıkmak isteyince kapılar yetersiz kalmıştı. Tam o sırada bir bomba sesi daha geldi. Kimse arkasına bakmaya cesaret edemiyordu. Ancak ben çok meraklı bir kişiliğe sahip olduğum için yine merakıma yenik düşerek baktım. 3. kapıda bir bomba patlamıştı. Arkamdaki insanlardan dolayı bombanın patladığı yeri  göremiyordum. Ama duman ve duvarlardaki ateşlerden anladığım kadarıyla patlama çok büyüktü. Çok fazla insan ölmüş olmalıydı. Bu patlamadan sonra herkes biraz daha eğilerek koşmaya başladı. Doğal bir içgüdüydü sanırım. Ben de aynı şekilde biraz daha eğildim. Derken bir patlama daha! Bu sefer 2. kapıda patlama olmuştu. Ve 3 kapı vardı! Umarım bu kapıda olmaz ya da olana kadar ben de dahil herkes çıkmış olurdu. Sonra birden arkamdan birisi beni ittirdi sanki. Ama çok güçlüydü,resmen havada uçtum. Sonra üstümde birşey hissettim. Ama çok sert düşmüştü. Bir bakayım dedim,elimle sırtımın üstünden yana çektim. Çünkü kalkamıyordum. Çok yorgundum. Uzun süre koştuğumdan olsa gerek diye düşündüm. Sırtımdan çektikten sonra yere bakan yüzümü yana çevirdim.                   Gördüğüm manzara çok korkutucuydu. Sırtımdan çektiğim şeyin ait olduğu vücuttan ayrılmış bir insan kolu olduğunu anladım. Evet,ilk kapıda da canlı bomba vardı. Ve bu canlı bomba bizimle beraber koşan bir insandı. Neyse ki hızlı koşuyor olmam burda da işime yaramıştı. Canlı bombayı geride bırakmamı sağlamış,hayatımı kurtarmıştı. Üstüm başım arkamdaki ölen insanlardan sıçrayan kanlarla dolmuştu. İşte o an katliamın ne derecede olduğunu idrak ettim. Sonra birden çok yüksek derecede ses geldi. Kulaklarım patlamanın etkisiyle tıkanmıştı. Ben de az önceki çınlama nerden geliyor diyordum. Sonra aklım yerine geldi ve biran önce ayağa kalkıp eve koşmam gerektiğini düşündüm. Çok zorda olsa kalkmayı başardım. Ve hızlı yürümeye başladım. Koşamıyordum çünkü. Zaten yürürken de sekiyordum. Evet Amerika'da yaşıyor olmam büyük bir avantajdı. Diğer ülkelerden gelen insanların halini düşündüm. Herkes havaalanına akın ediyordur diye geçirdim içimden. Her neyse,meydan evime yakın olduğu için çokta sıkıntı çekmedim. Sonunda eve vardım. Hiçbir şey yapmadan önce televizyonu açtım. Yaşamama rağmen bir de haberlerde görmek istedim. Gerçekten bütün kanallar katliamdan bahsediyordu. Ama hiçbir kanalda görüntü yoktu. Sanırım kimse cesaret edemiyordu olay yerine gitmeye. Evet bu katliamın sebebini biliyordum. Ve bu katliam ben ve tüm müslüman kardeşlerim için çok büyük bir sıkıntıya neden olacaktı...                         katliamın nedeni ve sonuçları 2. bölümde. Tabi sadece iki bölüm sürmeyecek. Farkedildiği gibi kahramana bölüm boyunca isim vermedim. Yorumlar kısmına isim önerilerini alalım. Bu bölüm 15 dakika içinde yazılıp hemen gönderilmiştir. İlk bölüm yazım tarihi: 30 ağustos 2015. Zafer bayramınız kutlu olsun. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar...

3. dünya savaşı          #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin