Rüzgar hafiften saç uçlarıma takılırken bacaklarımın üşüdüğünü hissederek battaniyeyi üzerime doğru çektim ve ılıttığım kahvemi avuçlarımın arasına alarak yudumlamaya başladım. Bu oldukça rahatlatıcıydı ve Azra'da aynı şekilde kahvesini yudumluyordu. Birlikte çatıda oturmuş yıldızları seyrediyorduk. Bugün 18. yaş günümü kutlamıştık. Oldukça eğlenceli geçen gecenin ardından arkadaşlarımı yolcu etmiştim ve kız kardeşim Azra ile birlikte kalmıştık.
" Bir şey soracağım? " dedi Azra gülerek. Başımı eğerek onu onayladım.
" Doğum günü pastanı üflerken neyi diledin? " diye sordu merakla. Kahve bardağını avuçlarımın arasında ovuşturduktan sonra yere bıraktım. Birazda gökyüzüne göz gezdirdikten sonra gülümsedim.
"Yarın sabah Rüzgar SANLI'nın nişanlısı olarak uyanmayı " dedim ve kahkaha attı.
" İmkansızı sevdiğini biliyordum.. Dilek hakkını da boşa kullanmışsın.." deyip mırıldandı.
" Hayal etmesi bile pahalı biliyor musun? Hayal ederken bile korkuyorum. Rüzgar gibi birisi ve benim gibi bir köylü kızı, hem de yarın sabah ! "
" Kendine köylü kızı demeyi bırak ayrıca unut onu artık. O pisliğin teki. Nişanlısı da öyle emin ol. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.. "
" Bize de o tencerenin dibini sıyırmak düştü tabii. " dedim yüzümü ekşiterek ve kahvemi yudumlamaya devam ettim.
Rüzgar, zengin bir iş adamının nişanlı olan en küçük oğluydu.. Aslında nişanlanalı sadece bir hafta olmuştu ve her şey o kadar çabuk gelişmişti ki doğru dürüst acısını bile yaşayamamıştım. Okulun en havalı çocuğuydu ve herkes peşindeydi. Kimseye yüz vermezdi ve nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu hala çözmüş değildim. Çünkü onu yakından tanıma fırsatım hiç olmamıştı ve ben hep onu uzaktan seyretmiştim. Ona dokunmak nasıl bir his onu bile bilmiyordum. O benim için ulaşılmazın zirvesiydi..
" Ama bak emin ol bu nişanın altında başka şeyler yatıyor. Yoksa Rüzgar hemen evlenecek nişanlanacak bir tip değil biliyorsun? " dedi.
" Azra bana teselli vermene gerek yok. Çünkü içimde ki acı bunu haketmeyecek kadar gereksiz. Hem öyle ya da böyle onlar nişanlandı. Yapabileceğimiz bir şey yok. O ve ben çok saçmaydık zaten.. "
" Böyle düşünmen çok yanlış bence. Tamam aranızda maddi anlamda büyük farklar olabilir ama sen çok güzel bir kızsın.." dedi ve ayağa kalktım.
" Güzel falan değilim Azra ben. Rüzgar'ın da söylediği gibi bir köylü kızıyım hepsi bu. " dedim ve kapıyı açtım.
" O ne peki? Zengin züppesi değil mi? " dedi sinirle ve dolan gözlerimi silerek odama girdim. Bu konuşma canımı acıtmıştı. Çünkü hayatımda bir kez olsun Rüzgar'la konuşma şansım olmuştu ve onda da yanlışlıkla ona çarpmıştım. O da bana " önüne baksana köylü güzeli.." demişti. Evet ben bir köylü kızıydım oda bir prens.. Buydu bizim aramızda ki fark..
Yatağıma yerleştim ve battaniyeyi çenemin altına kadar çektim. Daha sonra boşluğa daldım ve düşünmeye başladım. Gözümün önünde o kızla olan nişan fotoğrafları dönüp dolaşırken dişlerimi sıktım ve daha sonra gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım. Ayrıca mırıldanıyordum.
" Saçma sapan hayaller kurma Ilgaz.. Hiç bir sabaha onunla uyanamayacaksın. Gözlerini açtığında karşında Rüzgar Sanlı olması şuan şurdan ardı ardına 2 tane yıldız kayması kadar imkansız.." demiştim ki gözlerimi aniden açmamla birlikte pencereye kilitledim çünkü 2 tane yıldız kaymıştı.. Donup kaldığımı söyleyebilirim ve o an gözümden akan yaş beni sersemletmişti. Daha sonra derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım ve battaniyeyi kafama kadar geçirip gözlerimi kapattım..
- Evet arkadaşlar bu ilk bölümümüz desteklerinizi bekliyorum. Lütfen hikaye boyunca votelerinizi eksik etmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dilek Tut Aşktan
Fanfiction-TAMAMLANDI- " Beni telefonuna kelebek diye kaydetmişsin.. O kadar özel olduğumu bilmiyordum.." " Hissettirseydim bilirdin. Ama özel olduğun için falan değil. Kelebek tam anlamıyla seni temsil ediyor.. Bilirsin, kelebeklerin ömrü 2 gündür.." ...