Yeni bir gün daha... Yeni güneş, yeni hava, yeni ışık,yeni bir gün...Peki her şey yeniyken ben aynıyım.Yaşadıklarım,geçmişim aynı...
Saate baktım. Yaz tatiline girmiştik.Saate baktım tahminem 7 olmalıydı.Telefonumu açıp ekrana baktım.07:08 di.Benim için normaldi okul olsa da olmasa da erken kalkmayı severdim.Geç kalktım mı kendimi tembel ve sinirli hissederim..
Yataktan kalktım.Banyoya yönelip duş aldım.Üstüme kısa kollu uzun beyaz tişört, altıma siyah şort geçirdim.Evdeydim ve rahat giyinmeyi seviyordum.Uzun düz saçlarımı taradım.Ve mutfağa yönelip çayı koydum.Annemler uyuyordu.Kahvaltıyı hazırlayıp üst kata çıkıp annemin odasını tıkladım.Kahvaltının hazır olduğunu söyleyip,karşı odaya yöneldim.6 yaşındaki kardeşimi okşayarak uyandırdım. İsmi Ecrin' di.
Birlikte kahvaltıyı yapıp, bulaşıkları hizmetçiye bıraktım.Kitap okumayı severdim.O yüzden kütüphaneye gitmeye karar verdim.1 hafta sonra köye babaannemin yanına gidicektik.Annem gelmeyecekti.Şirkette işleri yoğundu.Kardeşimle ben gidicektik.Orada sıkılmamak için bir kaç tane kitap beğenicektim.
Kütüphaneden bir kaç kitap beğenip eve döndüm.Eve varınca watsaptan mesajların geldiğini gördüm.56 okunmamış mesaj bizim kızların grubundan gelmişti.Ayrıca başka bir numaradan daha mesaj vardı...Mesajı tam açıcaktım kardeşimin çığlığını duydum.Sesin geldiği yöne doğru ilerledim.Ses aşağıdaydı.Koşarak indim, dışarı çıkmamla kardeşimi havuzda görmem bir oldu...Havuza atlayıp havuzda çırpınan kardeşimi kurtardım.Nasıl olmuştu bu olay kimse dışarının kapısını açık bırakmazdı.Kim açmıştı kapıyı?Hizmetlimiz olan Hatice Teyze neredeydi?
Kardeşim kucağımda baygın haldeydi.Napcağımı şaşmış halde etrafa bağırmaya başladım.Telefonu üst katta unuttuğum için kendime lanet ettim.Yo hayır kardeşime bişey olmamalıydı.Babamdan sonra bi canımı daha kaybedemezdim.Yavaşça kardeşimi yere bırakıp içerdeki ev telefonuna koştum.Hemen 112 'i çevirip durumu anlattım.Koşarak kardeşimin yanına gittim. Yarı baygın şeklindeydi.Zorlukla nefes alıp veriyordu.Hem onu gözlemlerken hem de annemi arayarak ona olanı biteni anlattım.Hemen yola çıkıp geleceğini söyledi.Ağladığımın farkın da değildim.Gözyaşlarımı sildim.Ambulansın sirenini duyabiliyordum...
Ve o an...Yine hastanedeyim, bu sefer ameliyathane değil yoğun bakımdaydı.Doktor bişeyinin olmadığını sadece su yuttuğunu ve oksijensiz kaldığını söylemişti.Kardeşime bişey olmadığı için o kadar sevinmiştim ki.Kardeşimi odaya aldıklarında kendimi annemin dizleri arasında uyuduğumun farkında değildim.
Bir an geçmişim gözümün önüne geldi.Babamı vuran kişinin kimliği hala bulunamamıştı.Kim yapmıştı, niçin yapmıştı...Daha o zamanlar çocuktum.12 yaşındaydım.Kardeşimmse 1 yaşına yeni girmişti.Mutluyduk.Ailecek yaptığımız anılar aklıma geldikçe çıldıracak gibi olur ama belli etmemeye çalışırdım.İçimden ağlardım.Ben o zaman okuldan yeni çıkmış eve dönüyordum.Okulum evimize yakındı.Yürüyerek gidip geliyordum.Tam eve adım atmıştım ki silah sesini duydum.Ah o silah sesi yok mu? Hemen nolduğunu anlamadan eve girdim.Olamaz babam kanlar içinde yerde yatarken, evet bir adamın kaçtığını gördüm.Hemen koştuğu için kim olduğunu anlamadım.Babam canım babam Allah kahretsin ki yerde çaresizce yatıyordu.Babamın yanına eğildim.Ellerimle babamın kanayan yerine bastırmaya çalıştım.Sonra açılan kapı sesi ve içimi acıtan o çığlık. Kardeşim de yanındaydı. Elindeki çantasıyla kardeşimi yere bıraktı.Etrafımız hizmetlilerle dolmuştu.Hizmetçilerden biri kardeşimi odasına götürdü.Ben çaresizce olanları izliyordum.Annem yere hıçkırarak eğildi ve babama sarılışı, ağlayışı...
Her şey saniyeler içinde gelişmişti.Sonra ambulansın siren sesi,gelip sedyeyle babamı götürmesi.Ben ağlamıyordum neden ama içim yanarken benim gözümde tek bi yaş yoktu.Evet çaresizce ameliyathane kapısının önünde bekliyorduk.Olumlu bir yanıt almak için.Üstümde okul kıyafetlerim ve ellerim.Ellerim kanlıydı. Katil benmişim gibi. Hastane de babaannem, amcam, amcamın oğlu yani kuzenim, teyzem, başka kim vardı seçemedim.Sonra kuzenimin beni kolları altına alışını hissettim.Kuzenim benden 6 yaş büyüktü.Sonrası ise o kapı niye açılmıştı ki biz yine beklerdik, bu kadar kolay mıydı ölüm? Ölmek bizi bırakmak, mutluluğu, beni, aşık olduğu annemi, ve daha yeni yeni yürümeye çalışan dünyalar tatlısı kardeşimi...
Ve o günden sonra şirket anneme kalmıştı. Önceden de birlikte yürütürlerdi.Ama şimdi koskoca şirket anneme kalmış ve bize ayıracağı vakti kalmamıştı. Babam ölünce sinir krizi geçirdi. Hastaneler de yattı ilaçlar aldı.O günler de babamı kimin vurduğu ile ilgili soruşturma açıldı. Kameralardan adamın kimliğinin belli olmadığını ama araştırdıklarını söylediler. O gün bugündür hala sonuç yok.Annem de kendini işe vermişti.Bizimle de ilgilenmişti ama eskisi kadar değil.Artık okula arabayla şöförümüz tarafından bırakılıp alınıyordum...
"Alev" diye seslenen annemi duydum.Daldığım düşüncelerden o kaldırmıştı.İsmim Alev'di.Anneme dönüp baktığımda hafif tebessüm ederek kardeşimin uyandığını artık taburcu olabileceğini söylemişti.Dağınık saçlarımı cebimden bulduğum tokayla topladım.Kardeşimi odadan çıkardık. Hemen hastaneden çıkmak istiyordum.Havası beni boğmuştu.
Durumu kardeşim anlattı.Dışarıya bir sesin onu çağırdığını ona doğru yönelirken ayağının kayıp havuza düşmesini anlatmıştı.Peki o sesin sahibi kimdi?Kapı niye açıktı?
Eve vardığımızda annemin ilk işi güvenliği artırmak ve Hatice Teyzeye niçin kızıma bakmadığını sormak oldu.O da Ecrin 'e yemek yapmak için 10 dakikalığına ayrıldığını söylemişti.Ve gitmeden önce bana seslendiğini söylemişti.Evet Hatice Teyze seslenmişti fakat ben ne dediğini anlamamıştım. Hata bendeydi.Aklım mesaja takılmıştı.
Annem güvenliği artırdı.Kameraları çoğalttı, kilitleri değiştirdi.Üç gün işe çıkmadı. Kardeşimle ilgilendi.Hizmetçileri uyardı.Zaten 3 taneydi. Biri ev işine bakar, diğeri yemeklerle ilgilenir, Hatice Teyze de Ecrin' e bakardı.Akşam olmuştu. Çok yorgundum.Yorgun olduğum için de mesaja bakmadan hemen uykuya dalmıştım.
Sabah kalktığımda üstlerimle yatmış olduğumu farkettim.Odam çatı katındaydı.Tavanda camlı bir kısım bulunur her gece oradan yıldızları izlerdim.Çatı katında bir banyo ve teras mevcuttu. Aşağı katta annemle kardeşimin odası,banyo ve annemin çalışşma odası vardı.En alt katta ise mutfak, misafir odasıyla, Salon bulunurdu.Salondan da bahçeye çıkılan sürgülü bir kapı vardı.Kardeşimin bir kaç gün önce düştüğü havuz...
Hemen yataktan kalkıp duş aldım.Üstüme göbeği açık bir tişört altıma da yarım tayt geçirdim.Saçlarımı açık bıraktım.
Telefonumun şarjı bittiği için kapanmıştı.Şarja takıp aşağıya kardeşimin yanına gittim. Annem üç gündür işe gitmediği için bugün erken gitmişti.Kardeşimin saçlarını okşadım.Yanağına küçük öpücük kondurdum.Saat erken olduğu için uyandırmak istemedim.Aşağıya inip biraz televizyona baktım.Hizmetlilerden genç olanı bana kahvaltının hazır olduğunu söyledi.Yanağımda ufak bir el hissettim.Kardeşimdi tabi.Hemen kucağıma alıp gıdıkladım.Gecelik ve elinde küçük ayısı vardı.Birlikte kahvaltı yaptık.Hatice Teyze Ecrin'i parka götürmüştü.Ben ise gitmek istememiş ve odama çıkmıştım.Odama çıkınca telefonumu elime alıp açma tuşuna bastım.Yatağımın karşısındaki l koltuğa geçip ayağımı uzattım.Şifremi girip watsabı açtım.İlk olarak arkadaşımın attığı mesajlara baktım.Yaşadıklarımdan haberleri yoktu.Sonra bilinmeyen numaradan gelen mesaja baktım. "Merhaba tanışabilir miyiz? "yazıyordu.Kim di bu kişi? Niye mesaj atmıştı?Numaramı nereden bulmuştu?Aklımdaki sorular çoğaldıkça çoğalıyordu...
Sonra dayanamadım.Profil resmini açtım.Açmamla şaşırmam bir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖNÜK YILDIZ
Teen FictionDoğruyu, yanlışı ayırt edemeyen saf,temiz kalpli 17 yaşındaki genç kız... Anlaşılmayan, geçmişine lanet eden ölümden korkan, her gece ızdırap çeken kız... Yaşadığı hayatta umudu kalmayan, yeşeren umudunun solan gülü o. Sevgisini kullananların etrafı...