Annemin sesiyle uyandım. Noluyor yaa?
- Hadi kızım akşam yemeği hazırmış.
- Anne yaa ben sonra yerim.
- Olur mu öyle şey daha ilk günden.
- Off anne bak bu ilk ve son olcak tamam?
- Tamam.
Kalkıp yüzümü yıkadım. Üstüme bol askılı tshirtümü altıma da yırtık dar kotumu giydim. Siyah spor ayakkabılarımı da giydikten sonra odadaki boy aynasına geçtim. Saçlarım dalgalı kestane rengiydi. Gözlerim kahrengiydi. Anneme benziyordum. Yani belki babama daha fazla benziyordum ama hatırlamıyordum ki! Tamam ağlamak yok Sinem! Saçlarımı yandan ördüm. İşte hazırdım. Merdivenlerden inip bahçeye çıktım. Masada annemin yanına oturdum. Ve yemeğe başladım.
- Masada herkes olmadan yemeğe başlamıyoruz Sinemciğim.
Tülin Hanım ın ikazı üzerine çataldaki yemeği tabağa bıraktım ve etrafı incelemeye başladım. Kenan'ın oğlu da hiç babasına benzemiyordu. Sarı saçlar mavi gözler. Kenan öyle miydi? Koca kafa hafif kırlaşmış siyah saçlar ela gözler. Herhalde annesine çekmişti. Ama Allah var yakışıklıydı şimdi. Kenan Bey'in başlayabilirsiniz demesiyle yemeklere resmen saldırdım.
- Baba ben dışarı çıkabilir miyim?
- Tabi oğlum. Sinem'i de götürürsen neden olmasın?
- Olur mu Kenan ? Şimdi emrivaki gibi olmasın.
Bence de olur mu öyle şey. Ben ve conconlar. Ha düşüncesi bile komik. Amaaaaa
- Aslında olabilir.
- Heeh Sinem de istiyor. Hiç de emrivaki olmaz dimi oğlum?
- Evet neden emrivaki gibi olsun.
Hemen kapıya yöneldim. Deniz de arkamdan geldi.
- Şimdiden söyliyim ayağımın altında dolaşma uslu bi kız ol.
- Aman zaten sana meraklı değiliz. Hem ben senin o concon arkadaşlarının yanına gelmiyeceğim merak etme. Sonuçta benim senin gibi zengin züppe birinin yanında ne işim var?
- Züppe?
- Evet.
- İşin düşer ama.
- Sana ne işim düşcek benim be!
- Tamam ne dersen ne yaparsan yap da atarlanma. Çok çirkin oluyorsun.
- Gerizekalı.
- Sen benimle gelmiyorsan ne yapıcaksın?
- Eaamm bahçe keşifi yaparım. Bahçe de büyük maşallah.
- Yani beni ekiyorsun ha!
- Eğer anneme seninle gelmediğimi söylersen seni bu bahçedeki havuzda boğarım.
- Küçük kız kardeşim sadist çıktı iyi mi?
- Hahahah. Abiciğim çok şakacı çıktı.
- İyi ben gider. Sen de takıl işte kafana göre büyük bahçemizde.
- Dur ya saat kaç gibi gelirsin? Beraber girmemiz gerekiyor.
- Vayy seni zeki. Gece 1-2 olur. Bilemem yani telefonunu verirsen ararım.
- İyi kaydet. Sonuçta beni işletcek halin yok dimi?
Telefonumu verdikten sonra elini selam verircesine kaldırdı. Yüzündeki sırıtışa gözlerimi devirdim. Bu çocuk kesinlikle sorunlu. Babası ne ki oğlundan ne bekliyorsam?
Bahçe keşiflerime merdivenlerden inerek başladım. Ta ki annem ile Kenan'ın konuşmalarını duyana kadar. Bi sağa bi sola döndüm. Solumdaki ev gibi kapısı olan yer son çaremdi. Duvarında «Katil» yazıyordu. Kiler diye düşünerek daldım içeriye. Hayır yani ben niye anneme söylemedim ki bahçe keşifi yapacağımı. Salak mıyım ben?
İçeriye girdiğimde gözlerim faltaşı gibi açıldı. Savaş mıydı o? Demek burda yaşıyordu. Ama arkadaş o da vücut mu bee.! Millet yağ depolar bu kas mı depoluyor lann.
- Meraba!
Gözü direk bana döndü. Bi kaç saniye öncesine kadar kum torbasını yumrukluyo du da beyefendi. Hayır daha ne kadar şişirecekse yani.
- Senin ne işin var burada. Hani senin işin olmazdı benim gibilerle.
- Şeyy ben özür dileyecektim.
Höngg ben mi?
- İyi özürünü dile ve çık.
Ehh bi zahmet Sinem.
- Şey ben sabahki söylediklerim için özür dilerim.
- İyi özürünü de dilediğine göre...
- İyi be tamam.
- Daha yeni özür diledin.
Dil çıkarıp kapıdan çıktım. Ama ben bu duvarda yazanları sormadım ve televizyonda durdurulmuş videoda ki kızı. Çok merak ediyom şu an. Bahçenin ön tarafına doğru ilerlerken bi araba sesi duydum. Koşarak öne ilerledim. Deniz miydi o? E bu erken geldi. Daha saat 11. Aniden durunca korktum. Düşe kalka önüme kadar geldi. İçmiş miydi bu? Yardım etmeye kalktığımda geri çekildi. Kapıya doğru düşmeden ilerledi neyseki. Eve girer girmez vazoyu kırdı. Ha benim dilimi eşek arısı soksun. İçeriden annemle Kenan'ın sesi geldi. Koşarak geldiler. Annem hemen bi kahve hazırlayıp geldi. Bu arada da Deniz duş alıp gelmişti. Daha iyiydi.
- Oooo cici annemizin elinden de bi acı kahve içeriz.
Ya da iyi değildi. Kenan:
- Tamam artık siz çıkın.
Annem önden ben arkadan yukarı çıktık. Ama bu adam Deniz'e çok kötü bakıyor. Yukarı çıktım ama meraktan hemen aşağı indim. Etrafta ışık yoktu tek bi oda hariç. Odaya korkak adımlarla ilerledim. Kapı hafif aralıktı. Gördüğüm manzarayla ağzım bi karış açıldı. Ufak bi çığlık kaçtı ki Kenan'ın bakışları kapıya yöneldi.