Bölüm 3

24 0 0
                                    

"Babacım bence japon balıkları çok tatlı sonuçta yüzgeçleri filan var yüzgeç olmazlarsa yaşayamazlar ben de arabam olmadan yaşayamam acaba ben de mi japon balığıyım?"

babam bu dediğimin üzerine bir kahkaha patlatıp saçlarımı karıştırdı, oysa ben ciddi bir şey konuşuyorum burda, annem adeta bir cadı edasıya sinsi sinsi yaklaşıp arabamın anahtarlarını alıp beni tehdit etmişti, ben de el mecbur yemeği kabul etmiştim bakışlarımı babama çevirip
" ben odamdayım, odam benim denizim ordan çıkarsam boğulurum ben"
diye çemkirdim nerden çıktığını anlayamadığım annem bi yandan hizmetlilere dekorasyon konusunda laf söyleyip diğer bana laf yetiştiriyodu
" Odandan çıkmazsan arabayı unut küçük hanım hadi doğru odana güzel bişeyler giyin"
Sıkıntıyla nefesimi üflerken aklıma gelen şeyle sırıtıp yemek masasına doğru sinsi sinsi yaklaştım, annemin en sevdiği bir o kadar da pahalı yemek takımındaki tabağı yanlışlıkla(!) yere atıp odama kaçtım. Arkamdan annemin yüksek sesli homurdanmalarını duyar gibiyim. Madem o yemeğe katılıcam ortamı Bade'ye bırakmamalıyım bugün cici kız olmaya çalışıcam, dolabı açıp siyah yüksek bel kısa etek üzerine beyaz kolları yırtmaçlı blüz giydim. Sarı saçlarımı tepeden yüksek bir at kuyruğu yapıp her ne kadar nefret etsemde topuklu ayakkabı giymek zorunda kaldım en azından bunların altına spor ayakkabı giyilmeyeceğini biliyorum, ne kadar da moda bilgisine sahibim. Makyaj olarak koyu bordo bir ruj yapıp yeşil gözlerimi ortaya çıkarıcak bir göz makyajı yaptım. Ben aynada kendimi süzerken kapı bir anda açıldı;
"Kız sen hala hazırlan- Arya???" Annem bana tehlikeli bir cisimmişim gibi bakarken ben sadece gözlerimi devirdim, ne yani ilk defa iş yemeklerinde güzel olmaya çalışıp makyaj yaptıysam? Annem sonunda kendini toparlamayı akıl etmiş olucak ki yanıma gelip yanağıma koca bir öpücük kondurdu.
" Çok güzel olmuşsun ayy tüm sosyete güzellik görücek aynı benim gençliğim şu saçlara bak ay şu fiziğe ne kadar da gü-" Annemin beni yersiz yersiz övmelerini önleyen kapı ziliydi üsain bolta taş çıkarıcak bişekilde salona koştu, İçimden nolur Cansular gelsin diye sıralarken Cansu'nun kalınlaşıp kısılan sesi duyuldu. Ne yaptı bu gerizekalı yine kendine ?Merdivenlerden hışımla inip Cansu'nun kucağına atladım, ikimizde yere kapaklandık. Cansuyu kolundan tuttuğum gibi odama sürükledim arkamızdan annemlerin kahkahaları geliyodu. Cansu o sesiyle ;
" Kanka hasta oldum ben galiba sesim borazan gibi çıkıyo yemin ederim"

Tabi Cansu böyle konuşunca dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemek için zor tuttum kendimi kendimi öyle bir sıkıyordum ki kıpkırmızı olduğuma eminim, Cansu bu halime gözlerini devirip
" gül be tamam biraz daha kendini sıkarsan tipin dudağındaki rujla aynı olucak Ohaa Arya sen makyajmı yaptın??" Son söylediğini hiç takmayıp içimdeki kahkahayı serbest bıraktım
" Gülüşünü bile özlemişim minik cadı" arkamdan gelen sesle donup kaldım arkamı bir hışımla dönüp abimin kucağına atladım, Ne kadar da çok özlemişim benim yakışıklımı. Cansunun kıskançlık homurdanmalarını takmayıp abimi süzdüm, koyu lacivert siyah takım elbise giymişti tabi ben onu böyle süzerken oda beni süzüyomuş bunu sinirden kasılan vücudundan anladım

"O eteğin boyu ne lan ??" Abime tam bir cevap verecekken aşağıdan annemin " Çocuklar misafirlerimiz geldi" sesi duyuldu bakışlarımı abime çevirip en sevimli bakışımı attım. Sonrada Cansu'ya benimle gel bakısı atıp aşağıya indim. Ortamdaki tüm bakışlar beni bulurken bense sadece onlara yapmacık bir gülüş atıp hoşgeldiniz dedim. Üzerinde payetli elbiseyle havai fişek gibi görünen kadın " Ay Aryacım ne kadar da güzelleşmişsin hoşgeldin tatlım" deyip yanaklarıma dokunmadan öper gibi yaptı bu hareketine gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi, Hepsiyle yapmacık bir şekilde selamlaştıktan sonra biz gençler olarak terasa çıktık. Az önce ailelerinin yanında kuzu gibi olanlar şimdi başladılar konuşmaya
" Oha Arya sen insansan bunlar ne " bunu diyen Cenk'e sadece gözlerimi devirdim." Neyse kızlar yukarda erkekler toplantı yapıyo yemekte görüşürüz ben kaçar" deyip yanağımı aniden öpüp kaçtı. Ben Cenk'in arkasından saydırırken kızlar bu halime gülüyodu. Merve ağzını yaya yaya " Ay kızım çok taş olmuşsun, hadi bir selfie çekeliim" yardım dilenir gibi Cansu'ya baktığımda benim bu halime kıkırdıyodu. Sonra görüşücez Cansu hanım, Merve'ye dönüp "hayır" dedim düz bir sesle ordan Gizem söze atlayıp " Ay kızım, hem Bade'yi çatlatırız lütfeen yaa " zayıf yönümden vuruyodu resmen "peki madem" benim bunu demem üzerine sevinç çığlığı attılar Melek telefonunu çıkartıp selfie çubuğunu taktı, ard arda birsürü fotoğraf çekti. Telefonu bana uzatıp " Seç hayatım" dedi. İçlerinden en güzel olanı seçip Melek'e gösterdim. Oda hemen instegramda paylaştı. "Ayyy kızlar Cenk mesaj attı Dinçer holdingin varisi Ateş Dinçer burdaymıs çok heyecanlıyım." Bunu diyen Gizem' e yüzümü buruşturarak baktım. Bade'ye düşman olmasa yanında durmazdım bile onların dedikodularını dinlememek için telefonumu çıkarıp araba yarışı oynamaya başladım. Göz ucuyla Cansu'ya baktığımda onunda sıkılıp müzik dinlediğini gördüm içimden ee kimin arkadaşı deyip sırıttım. Düşüncelerimi bölen Merve'in yüksek sesli çığlığıydı;
" Ay kızlar attığımız fotoğraf beğenme rekoru kırdı resmen"

" Cansu ona sinirle bakıp " Bunun için mi cırlıyosun be" diye çemkirdi.Merve telefonu gözümün içine sokucak kadar yakınlaştırıp

" Yorumu oku sonra sizde cırlarsınız"

Bade Özgün;
Birazdan ordayım, nişanlımı size bırakıcak değilim, aklınızdaki o pis düsünceleri bırakın!

Sinirle nefesimi üfleyip kızlara döndüm,
" Kim bunun nişanlısı dökülün hemen"
Gizem heyecanla konuşmaya başladı

" Ateş Dinçer onun gibi birinin Bade'ye nasıl baktığını hala anlamıyorum"
Konuşmasını bölen buraya doğru gelen yüksek topuk sesiydi. Bade adeta transparan geceliğe benzeyen elbisesiyle buraya doğru yürüyodu, yüzüne badana yapmış kıvırcık kısa saçlarını kabartmıstı, beni görüp yapmacık bir gülümsemeyle

" aa kimler varmıs burda hosgeldin bebeğiim"
bunu derken bakışları " seni şu denizde boğarım" şeklindeydi ona küçümser bir şekilde bakıp

" Nişanlanmışsın? "

Bana alaylı bir bakış atıp saçlarını savurdu

" kıskandın mı ? "
Tam ağzımı aralayıp bir şey söyliycektim ki evin hizmetlisi ayşe abla içeri geldi
" Anneniz sizi çağırıyo herkes yemekte" ona gülümseyerek bakıp kızlara döndüm;

"Hadi aşağıya"
Aşağıya indiğim zaman kızlarında beni takip ettiğini yüksek topuk seslerinden anlamıştım. Bakışlarımı etrafta gezdirip abimi ararken bir çift koyu kahverengi gözle göz göze geldim. Soğuk bir o kadar da ifadesizdi, ürpermemek elde değil, hızlıca gözlerimi kaçırıp abimin yanına oturdum. Göz ucuyla Cansu'ya bakıp yanıma oturmasını işaret ettim. Bir kaç saniye yüzüme boş boş baksada sonunda anlamış olucak ki yanıma oturdu. Etrafı incelediğim zaman Bade'nin cırtlak sesiyle;

"Ayy aşkım sendemi burdaydın" deyip adının Ateş olduğunu öğrendiğim kişininin dudaklarına yapışması bir oldu bu hallerine yüzümü buruşturarak baktım. Ama sorun şu ki Ateş denilen kişininde yüzünü buruşturmamak için kendini zor tutan bir hali vardı, tuhaf. Sonunda aile büyükleride sofraya oturduğunda yemek servisi başladı. Masada konuşulan ortak konu "para" olduğu için sessizce oturup yemeğimi yedim. Etrafa bakmak için kafamı kaldırdığımda Ateşle göz göze geliyodum ve her seferinde bakışlarımı kaçıran ben oluyodum. Sonunda sessizlikten sıkıldığımda kızların konuşmasına kulak kabarttım, Bade böbürlenerek;

"Bu çantayı da bana Ateş aldı milyondolarlık, gerçek balık derisinden"
deyip saçlarını savurdu. Bade'nin yalakalarından olan Serpil söze atladı;

"Ayy ne balığı"

"Yılan balığıdır sahibine çekmiştir"
dayanamayıp sessizce mırıldandım, sandığım kadar sessiz olmamış olucak ki masadakilerden bir kaç kıkırtı yükseldi, dayanamayıp Ateş'e baktığımda yüzünde varla yok arası bir tebessüm yakaladım ama sonra geri silindi. Bade ise bana öldürücü bakışlar atıyodu. Sonunda yemekler bittiğinde izin isteyip bahçeye çıktım.Havuzdaki yansımama bakıp gülümsedim, ne kadar orda durdum bilmiyorum ama tam arkamı dönüp gidicekken sert bişeye çarpmam bir oldu. Ne olduysa o ara oldu zaten ben önümdeki herneyse tekme atarken ayağımın kayması iki güçlü kolun beni tutması benim çığlık atmam, ve kendimi buz gibi suyun içinde buldum. Gözlerimi açmayı akıl ettiğim zaman karşımda bana bakan Ateş beklemiyordum tabiki.

" Ayyy ne oluyo burda??"

SARIŞINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin