Kapı neredeyse kırılırcasına tekmelenirken kafamı zorla kanepeden kaldırdım. Yastığım düşmüştü ve şu an boynum kesinlikle tutulmuştu. Küfrederek kanepeden kalktım ve bacaklarıma dolanmış ince örtüyü kurtarıp kanepeye fırlattım. Kapıya hala sertçe vurulurken, "Luke şu siktiğimin kapısını tekmelemekten vazgeç. Sana bu saatte uyuyor olduğumu söylemekten bıktım." Gelenin Luke'tan başka biri olduğunu düşünmüyordum. Zaten kapıyı kırarcasına tekmelemek onun tarzıydı. Koltuğun yanındaki parmak arası terliklerimi ayağıma geçirdim ve kapıya yöneldim. Uzun saçlarım önüme düşerken onları arkaya savurdum.
Kapıyı açtığımda tanımadığım kıvırcık saçlı bir çocuk bana bakıyordu. Elaya benzeyen gözleri beni gördüğünde yüzü düştü. "Ben Sarah'ya bakmıştım." Dirseğimi kapının koluna yaslayıp ifadesiz bir yüzle karşımdaki çocuğa bakmaya devam ettim. Bir başka geri zekalı daha evleri yanlış saymış Sarah'ın evi diye bizim eve gelmişti. Niye aradaki diğer evi saymayı unutuyorlardı ki. Bu, bunu yapan üçüncü kişiydi. "Bakın sizin sayı sayma ile probleminiz nedir bilmiyorum ama yan taraftaki evi sürekli saymayı unutuyorsunuz. Bak orada bir ev daha var. Arka tarafta. Umarım beni uyandırdığın için mutlusundur." Biraz fazla ve hızlı konuştuğumu fark ettiğimde derin bir nefes aldım. Karşımdaki çocuğu yüzünde yarım bir gülümseme oluştu. Gözü ile beni baştan aşağı taradığında ister istemez geriye bir adım attım. Üzerimdeki kısacık şort yüzünden uzun bacaklarımda durdu bakışları. Yalandan bir öksürük ile bakışlarını tekrar yüzüme çektim.
Sabaha kadar uyumamıştım ve şimdi yanlış çalınan bir kapı yüzünden uyandım. Bu bütün günümün sinirli geçeceğinin kanıtı gibiydi.
"Nasıl yani burası sekizinci ev değil mi ?" gözlerimi devirip önüme düşen birkaç tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Dokuz. Burası dokuzuncu ev. Şu tarafta içte kalan ev sekiz." Ağırlığını bir bacağından diğerine verdi. Önüne düşen birkaç bukleyi geriye savurdu. Siyah kotu ve grup tişörtü ile tarzı tamamen Luke'un tarzına benziyordu. "peki o zaman. Ben Ashton."
Düz çizgi halini almış yüzümle boş boş bakmaya devam ediyordum. Şu anda adı umrumda olmayan bir detaydan farksızdı. Geldiğim kanepeye geri dönüp uyumaktan başka bir şey istemiyordum. "Tamam artık öğrendiysen Sarah'ya gidebilirsin." Daha fazla bir şey demesini beklemeden kapıyı yüzüne kapatıp uyumak için kanepeme döndüm.