1. Bölüm - Hatıralar

490 17 6
                                    

Ayak sesleriyle zeminde tok sesler bırakarak ,huzursuz bir şekilde ilerliyordu adam. Yılları kazımış, geçmişe dalmıştı. Herşey paramparçaydı. Elini zihninin içine batırdığında bayatlamış, ölmeye yüz tutmuş duygusuzluğunu buluyordu.

Korkuyordu. Yüzünde ki o ruhsuz görüntü gitmiyordu. Unuttuğunu sanıyordu ama yanılıyordu. Patlayan silahın sesini ,keskin metalinin babasına saplanması... Ardından uğursuz metal parçasının eline tutuşturulması...

Kafasını kaldırıp baktığında ise tek görebildiği karanlık bir ara sokakta son hız koşan dostunun suileti idi. Ve yıllar sonra, koca bir 15 yılı devirdikten sonra. Ne anlamı vardı ki ? Babam ölmüştü, hücre arkadaşım dışında kimse yoktu. Peki ya dostum dediğim adam... Defalarca kalem darbesi yiyip, ardından silinmeye çalışan bir kağıdı andırıyordu geçmişim.

Kısa bir süreliğine de olsa gözlerimi kapıtıp dinlendirmeye çalıştım. Yapmayı en çok özlediğim şey de buydu zaten. Herşeyden uzak , geçmişimden uzak, sadece gözlerimi kapatıp sonsuz düşünceler arasından sıyrılıp musmutlu bir gelecek için tatlı bir uyku çekmek.

Kısa süre sonra bir adam suileti gördüğümü sandım. Lakin uzun bir bekleyişin ardından kimse çıkmayınca hayal ürünü olduğunu düşündüm. Fakat suileti tekrar görmemle yerimden kalkmam bir oldu. "Kim var orda !" Ses yok. "Gardiyan!" Adamın sesinin hapsanenin en ücra köşelerine kadar ulaştığına ant içebilirdim. Öyle büyük bir endişeydi ki bu, korkuyordu. Belki de korkmuyordu, bilemem. Ama emin olduğum tek şey geçmişinden korktuğuydu. Onunla yüzleşecek gücü yoktu. O yüzündeki yakamozla yaşamaya alışmıştı. Yüzünde tekrar ruhsuzluk ve metal bir şişenin içine koyup aklının en ücra köşelerine fırlattığı acının tekrar belirmesini istemiyordu.Haklıydı. O haketmiyordu...

"Dostum." Adam olduğu yerde donup kalmıştı. "Seni burdan çıkarıp başka bir yere götüreceğim, güven bana. Hadi elini ver. Kimse gelmeden..."

Adam var gücüyle bağırdı "Git burdan! Gardiyan!" Adam sonsuzluğa haykırıyordu. Bunu hissedebiliyordum.

"Nankör adam ! Sessiz ol. Seni çıkaracağım."

"İstemiyorum!" Adam biran önce gitmesi için yalvaran gözlerle bakıyordu adeta. Fakat arkadaşı yenilmez profili çizerek adamın haykırışlarını duymamak için kulaklarını tıkamıştı. Yaptıkları, yapacakları hiçbir şey düzelmeyecekti. Bu kaçınılmaz bir gerçekti.

"O zaman... Elveda... Dostum..." Adam dostum demekten biraz fazla çekinmişti. Belki de yaptıklarından pişmanlık duyduğu içindir. Belki de 15 yıldır görmediği içindir. Kim bilebilir ? " Bu arada..." sesi daha net çıkmıştı adamın. Ama adamın da duvarlarına ağır darbeler indiğinin ve birazdan onun da teslim olacağının farkındaydım." Zor duruma düşersen yalan söyle. Bu seni kurtarır."

Parmaklıkların ardında olan yaşlı adam yüzünü ekşitti." Sen neden bahsediyorsun !" Arkadaşının adı Cole idi. Cole önce gözlerini kısarak yaşlı adama baktı ve ardından boğazını temizleyerek parmaklıklara yaklaştı. "Baksana şu haline! Ben özgürüm onu benim öldürmeme rağmen. Peki ya sen dostum! Daha 10 yılın var. Gördüğün gibi Onu Ben Öldürdüm! Ve bir gerçek daha duymak ister misin! Hayatına girenlerin her biri ... Sana değer vermiyorlar ! Söylesene olduğun kadar değersiz hissediyor musun! Ben sana söyliyeyim, bu işin sonu yok. Dışarı çıkınca eski hayatına döneceğini mi düşünüyorsun? Hayal mi kuruyorsun ? Güldürme beni ! Kim bir hapsene kaçkınıyla konuşmak ister ki! Boşa kürek çekmeye devam et. Kaderine razı gelmenin bedelini ödüyorsun ve şuan ben Senin Özgürlüğünü Elinden Alıyorum. ELVEDA...ESKİ DOSTUM..."

Adam deli gibi başını sağa sola sallıyordu. Binlerce ses duyuyordu, birisi onu itiyordu. "Lütfen yeter!" Birden gözlerini açtı. Kan ter içinde kalmıştı. Onu dürten kişinin hücre arkadaşı olduğunu görünce derin bir iç çekti. Artık sadece düşünceleri değil benliği de kana bulanmıştı.

YakamozHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin