Sabaha kadar olay yerinden-hastaneye koşturan Harry, hem Fel'in iyi olup olmadığından hem de katilin kim olduğundan haberdar olmak istiyordu. Etraftaki herkesi teker teker sorgulaması gerekiyordu. En ufak bilgi bile onu katile götürebilirdi. Harry, Fel'in gözlerini kapatan gri saçlarını ayırdı ve alnına baktı. Daha sonra çaresiz bir şekilde yatan liderini doktorlara emanet edip şehir merkezine gitti. Aklında bir sürü soru vardı. İlk olarak şehir merkezi nasıl saat 20:00'da boş olabilirdi ve böyle bir cinayeti nasıl kimse duyamazdı ? Fel tüm dükkanları dolaşarak sorgulamaya başladı. Yaşlılar, sorunlu tipler, sabıkalı herifler derken saat yine 20:00 olmuştu. Tam Fel'e bir kez bakmaya gidecekken kafeden bir adam çıktı ve gördüklerini anlatacağını söyledi.
Adam: Buraya zehirli bir gaz yayılmıştı. Cinayet bölgesine giremiyorduk. Daha sonra bir düzine polis geldi ve zehirlenerek öldüler. Daha sonra geriye kalan maktüllerde geldi ve onlarda aynı sebepten dolayı öldü. Zaten hepiniz aynı değil misiniz ? Hepiniz salaksınız... Bunak herifler !
Harry: Gözüme bir bak. Sen kime salak dediğini biliyor musun ? Senin bacaklarını kırdıktan sonra çocuklarında sana bunak der değil mi ?
Harry 23 yaşındaydı. Genç ve tecrübesiz olmasına rağmen o nur yüzlü, kısa sarı saçlı ve yeşil gözlü tatlı adam birden şeytana dönebiliyordu.
Harry: Sen beni kandırabileceğini mi zannediyorsun ? Canın mı sıkıldı senin ? İstersen nezaretteki amcaların yanına alabiliriz seni... Gerçek olayı anlat hemen !
Adam: Aptal faşist... Git ne bok yersen ye.
Harry ne kadar sinirlense de kendini tutmak zorundaydı. Adamı yakasından tutup duvara fırlattı ve "Bir daha gözüme gözükme !" diye bağırdı.
O sırada rüyada olan Fel öldüğünü ve cennete gittiğini düşünüyordu. Geçmişe dönmüştü, yangın olayına. Kahverengi kısa saçlı, siyah gözlü ve sigarası ağzından düşmeyen uzun boylu adamı gördü. Bu Fel'in ta kendisiydi... Sadece saçlarının rengi değişmişti. İnsan yaşlanıyor sonuçta. 30 yaşlarında olduğu halde saçları eski rengini kaybetmişti fakat Fel'in üzüldüğü şey bu değildi. Fel o zamanlar lider değildi ve başka bir liderin yardımcısıydı. Fel, lideri ve gazeteciler büyük ve tahtadan bir binanın önünde duruyordu. Evin içinde 2 çocuk ve ebeveynleri vardı. Katil, Fel'i aradı ve Fel telefonu hoparlöre aldı.
Katil: Eğer içeri gelirseniz evdeki çocuk, anne ve baba ölür. Anladınız mı ?
Fel: Tamam. Sakin ol eğer birini öldürürsen senin kafana sıkarım anladın mı ?
Katil: Şimdi kapıdan çıkıp önünüzden geçeceğim yoksa çocuk ölür.
Arkadan bir gazeteci aptallık etti ve telefon açıkken diğer çocuk nerede diye sordu. Fel çocuğun hayatını tehlikeye atan gazeteciyi bir güzel dövdü. O sırada katil telefonda "Diğer çocuk mu ? Nerede o ?" gibi sorular soruyordu. Daha sonra Fel'in lideri içeri girmeye karar verdi. Gizlice girmeye çalıştığı halde canlı yayın yapan kameralar yüzünden katil bunu fark etti ve evi ateşe verdi. Ev tahta olduğu için kolayca yanmıştı. İçeriden kimse kurtarılamamıştı. Peki ya diğer çocuk neredeydi ?
Fel bunu düşünürken diğer bir yandan liderin yasını tutmak yerine bir çocuğun girebileceği tüm yerleri arıyordu. Uzun bir arayıştan sonra buzdolabına bile baktığı halde hiç bir
şey bulamayan Fel buzdolabının biraz yamuk durduğunu da fark etmişti. Buzdolabını ittirdi ve yerde aşağı inen bir kapı buldu. Yeraltında bir oda vardı. Belki de bir sığınak. Fel içeri girdi ve etrafa baktı. Yerde onlarca farklı tür kuşun cesedi bulunuyordu. Temizlenmemişti ve kokuyordu. Sonra bir karga ve bir çığlık sesi duyuldu. Fel hemen sesin geldiği yere koştu. Çocuk sığabileceği kadar büyük bir kuş kafesine girmişti. Elinde can çekişen bir hint bülbülü vardı. Omzunda ise bir gözü kör olan büyükçene bir karga. Çocuk çıplaktı ve omzundaki tırnak izleri kargaya aitti. Karga bir kez daha öttü ve çocuk kargaya dönerek çığlık attı. Fel'i gördü fakat aldırmadan yaptığı şeye devam etti. Çocuk elindeki bülbülü zayıf elleriyle kurumuş dudağına götürdü ve öptü. Daha sonra kafasını tuttu ve çevirdi. Kuşun kafasını kırdıktan sonra karga omzundan indi ve kuşun tüylerini kopartıp çocuğun eline götürdü. Karga, kuşu yemekle ilgilenirken çocuk Fel'e bakarak gülümsedi.Fel çözemediği cinayeti Rüyasında görmüştü ki bu uyanmasıyla bir olmuştu.
Daha sonra Harry hızlıca içeri girip kapıyı çarptı. Fel'in uyandığını görse de sevinmenin zamanı değildi.Harry: Cesetlerin otopsisini bakılınca derilerinin içine kuş tüyleri yerleştirilmiş ve tekrar dikilmiş. Bunu kim yaptıysa gerçekten sorunumuz var gibi gözüküyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fly Away
ActionMayhem şehri başarılı bir cinayet ekibinden dolayı pis işlerin dönmediği, düzgün bir yerdir. Düzen sağlanmıştır, arkadan iş çevirmeye bile korkulur. Bu ekibin çözemediği tek bir cinayet vardır ve ekibin lideri Fel bunu kafasına çok takar. Bir gece...