two

194 17 2
                                    

Babam yanıma geldiğinde başımı oyun oynadığım telefondan kaldırıp ona baktım. Bana küçük ama samimiyet estiren bir gülümseme gönderip yanımdaki beyaz koltuğa oturdu.

"Cherina iyi bir seçim gibi görünüyor. Uzun bir süre beklemiş olduğuna değecek bir kız."

Arkadaşlarım genelde ilişkileri bittikten hemen sonra yeni biriyle karşıma gelirlerdi. Benim en son ilişkimin üzerinden iki yıl geçmişti. Ve sonra Cherina ile tanışmıştım. Babam dediklerinde haklıydı. Cherina beklediğime değecek bir kızdı. Cherina pek çok şeye değecek bir kızdı.

Başımı arkaya çevirip beyaz çiçekli elbisesiyle mutfaktan yemek odasına koşturan kıza baktım. Yukarıdan at kuyruğu yaptığı güneş ışıklarının çarptığı kum rengindeki saçları o koştukça sağa sola sallanıyordu. Gülümseyerek onun bu heyecanlı halini izledim. Sağ bileğine üzeri desenli bandanasını bağlamıştı. Soldakinde de ona hediye ettiğim saat vardı. Bu görüntü çok hoş olmasına rağmen gerçekler kalbimin acıyla büzüşmesine sebep oluyordu. O ne bana, ne de bu hayata aitti.

"O, almış olduğum en iyi karar." dedim yeniden babama dönerken. O da beni izleyerek gülümsüyordu. Yüzüme yerleşmiş buruk gülümsemeyi silmeye çalışarak babamın açtığı televizyona diktim gözlerimi. Annem gelip yemeğin hazır olduğunu söyleyene kadar televizyondaki babamın en sevdiği maç programını izledik.

Masada Cherina'nın yanına oturdum. Karşıma geçen kardeşime bakarak gülümsedim. Kız arkadaşımı getirdiğim için hepsinin bu kadar mutlu olduğunu görmek bir kez daha en doğru şeyi yaptığımı kanıtlıyordu. O da bana gülümseyip yanıma oturan Cherina'ya baktı.

"Kardeşimin buraya getirdiği en sağlam kızsın desem inanır mısın?"

Cherina gülümseyerek masanın üstünde duran elimi tuttu. Pürüzsüz ve yumuşak teni elimin sırtına sürtünürken içime yayılan o sıcak hisle ellerimize baktım. O kadar normal bir görüntü sergiliyorduk ki boğazımda büyük bir yumru oluşturmuştu. Kusurlara sahiptik. Birlikteliğimiz ise milyonlarca kusurun bir araya getirdiği yaralı bir mükemmelliğe sahipti. O kendi savunmasız fiziksel yaralarına, ben kanayan ruh yaralarına sahiptim.

"Bunu duyduğuma sevindim. Yoksa Ed'in her sevgili olduğu kızı kaptığı gibi size getirdiğini düşünecektim. Beni o kadar içten karşıladınız ki size minnettarım." dedi.

Babam da dahil hepsi gülmeye başlamıştı. Ardından annem kaşığını bırakıp Cherina'nın diğer elini tuttu. Aramızdaki bağın bu kadar somut hale gelebileceğini asla tahmin edemezdim.

"Sen bizim kızımızsın artık. Açıkçası Ed yerine senin çocuğum olmanı isterdim. Bana neler çektirdi bir bilsen." diyerek kıkırdadı ve geri çekilip kaşığını yeniden eline aldı.

Yüzümü asıp "Anne." diyerek sızlandım. Herkes yeniden gülmeye başladığında kaşığımı alıp önümdeki soğumaya yüz tutmuş çorbayı karıştırmaya başladım. Beni sevgilimin önünde küçük düşürmek zorundalar mıydı? Annem bana bakıp yeniden gülmeye başladı ve biten çorbasının tabağını alıp ayağa kalktı.

"Cherry yabancı değil, oğlum." dedi. Bu cümle benim yüzümü daha da asmama sebep olmuştu.

Cherina elimi biraz daha sıkarak bakışlarımın ona dönmesine neden oldu. Sevimli gözlerinin tebessümünün ardından koyu bir gecenin gökyüzü kadar ışıltısına tanık olmama sebebiyet verdi.

"Ed yanımdayken hiç bir yere yabancı olamam."

Cherina ve ben, henüz bir şeylerin üstesinden gelememiş olsak bile hâlâ birlikteliğimize sıkıca tutunup dış dünyayı yabancılaştırıyorduk. O, şarkılarımdaki kızdı, ben onun gecelerindeki silik düşüncelerdim.

*

Girmiş oldukları koyu sohbetin arasında Cherina'nın bana bakmasını umarak sabırsız bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Genellikle benim utanç verici hatıralarımdan oluşan sohbetten gerçekten sıkılmıştım ve saat yeterince geç olmuştu.

Cherina ile yalnız kalmak istemem de ayrı konuydu tabii.

Sonunda ela gözleri benimkileri bulduğunda yarım ağız gülümsemesini dişlerini ortaya seren bir gülümsemeye çevirdi. Sıkılmış tavrımdan keyif almışa benziyordu. Gözlerini üzerimden çekmeden anneme seslendi.

"Bayan Sheeran,"

Hararetli bir şekilde ben ve Matthew hakkında bir şeyler anlatan annem sözünün yarım kalmasını önemsemeden tüm gece yüzüne tutunup kalmış şefkatli gülümseme ile Cherina'ya döndü.

"Evet tatlım?"

Babam durumu anladığını belli etmek için sessizce güldü. Matthew ise umursamaz bir tavırla yüzünü eline yaslamış gözlerini saatte gezdiriyordu. Tek sıkılanın ben olmadığımı bilmek daha iyi hissettirmedi.

"Aslında Ed beni artık eve bıraksa çok daha iyi olacak."

Beklediğim anın gelmesiyle aileme konuşma fırsatı bırakmadan Cherina'yla birlikte kapıya adımladım. Onları ne kadar sevsem de bazen sevgilerini gösterme konusunda boğucu olabiliyorlardı ve yaşadığımız stresli günün ardından aşırı ilginin pek iyi geldiğini söyleyemezdim.

"Ama da-"

Annem şaşkınlıkla bizi takip ederken Cherina kendini gülmemek için zor tutuyordu. Onu böyle, içinden geldiği gibi, duyguları taşarken görmek her zaman dengemi sarsardı. Çünkü, mutlulukları gibi hüzünleri de zihninin kumlarına bata çıka dans ederken ona kendisi olması için fırsat vermezdi.

"İyi geceler." diyerek sözünü böldüm.

Ardımızdan kapanan kapının hemen arkasında gözleri irileşmiş annemin şaşkınlıkla donup kaldığını tahmin etmek çok zor değildi.

Cherina, ancak dışarıya çıktığımız zaman kahkahasını dışarı vurabildi. Küçük, yaramaz bir kız çocuğu gibi elini dudaklarını bastırmıştı.

"Ed, bu çok kabaydı ama."

Kollarını koluma dolayıp başını omzuma yasladı. Kahkahası kıkırtıya dönüşmüş, sesini yorgunluk bastırmıştı. 

"Sen de güldün ama." dedim huysuzca.

"Bu gece benimle kalacaksın değil mi?"

Gülmeyi kesmiş, alt dudağını dişliyordu. Başımı biraz daha eğerek başının üzerini kibar bir dokunuş ile öptüm. Gecenin en ağır karanlığına doğru yürümeye başladık. Kollarımı saran kollarının sıcaklığı bile içimdeki sessizliğe dur diyemiyordu.

"Evet. Bu gece ve kendine sığamadığın her gece seninle kalacağım."






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

our flaws will define us || ed sheeranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin