2♠ "Ölüm Perisi"

837 87 62
                                    

Bölümün ithafı @hiloko-sama 

"Hey, Sting! Ablanı tehlikeli sokaklara yalnız başına mı göndereceksin? Aferin sana!" diyerek sahte bir alkış tuttum.

"Saçmalama, Lucy. Etraf velet dolu. Onlar varken seni kaçırmazlar... Yani umarım."

"Sen var ya!" diyerek evden çıktım.

Biricik kardeşim, Sting benimle 'Şaka mı? Şeker mi?' yapmaya gelmiyordu. Yani yalnız başıma evleri dolaşacaktım... Arkadaşlarım desen, çoğu evde korku filmi izleyip uyuyordur ve onlara da bu etkinlik çocuksu geliyordur...

Yolun üstünde duran, tek etrafında çocuklar olmayan eve gittim, sanırım çocuklar siyah dış cephesinden dolayı korkmuştu. Kapıyı tıklattım.

"Şaka mı? Şeker mi?" dedim.

Bir süre bekledim ve cevap gelmedi. Sanırım evde kimse yoktu... Derken aniden kapı açıldı.

"Şaka yapıyorsanız, bilmelisiniz ki ben kork-" diyemeden boğazıma bir bıçak dayanması ile çığlık atmaya başladım.

Benim çığlıklarım ile bıçak yavaşça çekilirken arkamda duran kişiye baktım: bu o pembe saçlı çocuk...

"Seni fena kandırdım ha?" derken bir yandan da gülüyordu.

"Ha ha ha, çok komik!" diyerek sahte bir gülüş attım. Bu sırada kostüm giydiği gözümden kaçmamıştı.

"Sende mi 'Şaka mı? Şeker mi?' yapacaksın?" dedim.

Başını 'evet' anlamında aşağı yukarı salladığında ise,

"Beraber yapalım mı? Ayrıca bu kostüm de ne?" Kostümüne bir türlü anlam verememiştim. Vampir desen, dişleri yok... Korsan desen, silahları yok... Nesin sen?

"Ben Ölüm Perisiyim."

"Ha? Ölüm Perileri bu kadar siyah mı giyiniyor?" dedim, her şeyi geçerek.

"Aslında hayır. Bu benim yorumum." dedi.

Gerçekten de hoş olmuştu, aslında...

"Pekâlâ gidiyor muyuz?" dedim.

Başını sallamakla yetindi ve yola koyulduk.

"Acaba hangi eve gitsek..."

Pembe çiçeklerle süslenmiş bir ev görmüştüm ama o çok kalabalıktı. O sırada pembe saçlı çocuk siyahlarla kaplı bir evi gösterip, "Şuna ne dersin? Tabii, korkmazsan." dedi alayla.

"Yanımda sen varsın, korkmam." diyerek güldüm.

O da gülerek, "Seni koruyacağımı sanıyorsan yanılıyorsun." dedi.

Bu sefer kahkahalar ile gülüp, "Tabii ki de hayır! Eğer kötü bir şey olursa, seni öne atıp kaçarım." dedim. 

Pembe saçlı çocuk kaşlarını alayla kaldırdı ama bir şey demedi.

"Bu arada adını söylediğini hatırlamıyorum?" dedim ona bakarak.

"Neden?"

Durdum ve dik bir şekilde bakmaya başladım.

"Bir insan neden isim öğrenmek ister?" kollarımı çapraz bağladım ve cevabını bekledim.

"Tamam ya, şaka da yapamıyoruz. İsmim Natsu Dragneel. Peki senin, Tinkerbell?" Tinkerbell dediği anda yüzüme bir gülümseme yayıldı.

"Lucy Heartfilia. Memnun oldum, Ölüm Perisi." 

♠Üzgünüm, düzenleyecek zamanım olmadı ve siz çok ısrar ettiğiniz için atıyorum.


Ölüm PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin