Hayat her zaman bize iyi davranmıyor , rüzgar hafif esmek yerine yüzümüze tokat atarmışcasına esiyor , gemi alabora olup denizde kayboluyor . İşte şuan yaşadığım şey tam da bu . İçim acıyor ,beynim yanıyor ve gözlerim artık ağlamak yerine boş boş etrafa bakıyor. Ağlamıyorum evet artık ama bu ruhsuz halim benim canımı çevremdekilerin canını daha çok acıtıyor ama beceremiyorum olması gereken de bu değil mi ? Kız acı çeker adam umursamaz bile. Hayatın kısa olduğunu söyler annem hep gelip geçici aşklar için kendini üzme asla demişti asla bi adam için ağlama demişti ama ben bunu da beceremedim. Çünkü benim yarımım yoktur ya çok severim yada hiç sevmem hatta nefret ederim.Çok sevince başıma dert alırım ,kıskanırım hatta boğarım sevdiğimi üzerim çok ama bu sefer o beni üzdü sevdiğim insan beni üzdü bu sefer .Ama hak etmedim gerçekten bu kadar sevip acı çekmeyi hak etmedim . Şuan bir karar aldım unutucam ve bir daha asla sevmiyce asla aşık olmıycam .
Evin kapısı yumruklanarak çalmaya başlayınca yataktan kalkıp kapıyı açmaya gittim.
kapıyı açtığımda karşımda adrenalin patlaması yaşıyan bir adet Büşra duruyordu -Büşra çocukluk arkadaşım kardeşim gibidir-
"ne oldu be ?!"
"asıl sana ne oldu" dedi kapı pervazına yaslanmış ve şaşkın bir halde
"geç hadi"
kafa sallayıp üçlü koltuğa yayılarak oturdu
"Tahmin edeyim aşk acısı çekiyorsun"
"evet " dedim üzgün sesimle
"gel buraya" kollarını açıp sarılmamı işaret etti
sımsıkı sarıldım ondan başka avunacak kimsem yoktu annem ve babam ikisi de böyle konular dan hoşlanmazlardı erkek kardeşim ise ay onun eve geldiği bile yok ayyaşın teki.
kendi kendime kardeşime de laf attığıma göre cidden depresyondayım ama düne göre iyiyim yine her şeyi dalgaya vuruyorum. Şuan yaşadığım durumu bile.
"annenler yok mu"
"erkenden işe gittiler Ali'yi (erkek kardeşim) hiç sorma bilmiyorum .İçip sızmıştır yine bir yerde.
"tamam sana kahvaltı hazırlıyım o zaman "
"tamam"
"bu arada yarın pazartesi okul var"
"off lanet losun lise 3 lanet girsin sanaaa !"
"aynen " dedi ve kıkırdadı benim gülmeye bile halim yoktu
Büşra kahvaltı hazırlarken bende duşa girdim ve tekrar pijamalrımı giyip mutfağa geçtim mis gibi kokuyordu.
"Büşra sen her gün gel kanki bak depresyondayım zaten yemek yapmayı beceremiyoum gel gel "
"otur hadi depresyonik hatunum "
"şu kelimeyi kullanma iğreniyorum"
"şo kolomoyo kollonmo oğronoyorom "
"sus sus "
Büşra ile kahvaltımızı yapıp etrafı topladık ve televizyonun başına geçtik bir şeyler izlerken Büşra sürekli sorular soruyordu.
"sinemaya gidelim mi ?"
"hayır ! "
"alışverişe gidelim o zaman ? "
"hayırrrr "
"aman be ! ne olur gitsek kafan dağılır."
"istemiyorum "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Mezarı
Teen FictionHer insan sevmek ister , sevmekten çok sevilmek . Ama bazen sadece seversin koşulsuz ,şartsız hatta karşılıksız sever sadece seversin onu.Benim hikayemde tamda böyle başlıyor beni ölümden kurtaran yabancı bir adamın hayatıma girmesi ile her şey deği...