Gizli bir anlaşma

80 6 4
                                    

Kurduğum alarmın çalmasına bir dakika vardı uyumamıştım ve  bekliyordum ; o gece uğuldayarak kulaklarıma  çarpan siren seslerini hatırlatan sesi , 3 aydır her gece kurduğum alarmın sesi canlı tutuyordu. Yeniden  ve yeniden yapıyordum kendime bunu . onun ki kadar acısın istiyordum canım . Ama imkansızdı değil mi ? 4:53 'e kurduğum alarm çalmaya başladığında onu susturmak gibi bir gayretim yoktu yine çalacak ve susacaktı. o günü ve bu saati hiç unutmamalıydım alışkanlık haline getirmiştim ... unutabilir miydim ? Bunu düşünmek  sevimsiz bir gülümseme bırakıyordu dudaklarım da , imkansız olduğu için komik geliyordu biraz da .Tezat düşüncelerimden sıyrılmaya çalışırken  , kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Sesi kulaklarımdaydı yeniden fısıltıyla "kaçmayı  başarabilirsen , yeniden başlamanı istiyorum . Söz vermelisin " yeni bir hayattan bahsediyordu. Bunu yapamayacağımı  biliyordu aslında , bunun için bir söz istiyordu . sımsıkı tuttuğum elini biraz daha sıkarak,  "söz dedim " . Onu inandırmaya çalışarak. son kez baktı belkide ... böyle ; ezberleyerek ,hayranlık ve aşkla. Bütün bakışlarımızı bilirdik birbirimizin , çünkü biz fazla  beceremezdik konuşmayı. Gözlerini yumdu . Hıçkırıklar  içinde bende yumdum. Bu bizim" SENİ SEVİYORUM" deyişimizdi .Bir daha da açmadı zaten , eskiden parlayan lacivert gözlerini.  Göz yaşlarımın görmemi zorlaştırmasına aldırmadan saate baktım , 4:53 'tü . Alarm sustuktan sonra sonra akan damlaların devamını beklemeden hızlıca sildim ve ellerimi başımın altında birleştirip sırtüstü uzandım "iyi geceler sevgilim "dedikten sonra odamın tavanına çizdiğim portresine son kez bakıp gözlerimi kapattım.

Özlem ? ,özlem ?? Kalk Hadi .Özlem... "Ayla hanım kahvaltıya bekliyormuş". Şişkinlikten ağırlaşan göz kapaklarımı yavaşça aralayınca karşımda dadım Hafize anneyi gördüm. Sevecen gülümsemesi ve umutla , parlayan ,koyu yeşil gözleriyle yüzümü inceliyordu. Bu sabahta eskisi ,bundan çok eskisi gibi, beni uyandırmaya geldiğinde kalkıp " günaydın sultanım" deyip , hep kıpkırmızı olan yanaklarını öpücüklere boğmamı bekliyordu.Ben daha 40 günlükken babam işe almış Hafize anneyi.Ben doğduktan sonra kendi hayatına ,sosyetik arkadaşlarına ,ve cemiyetlerine yeterli ilgiyi veremediğini düşündüğünden annem babamdan bir dadı bulmasını ve evimizde yatılı kalıp bana bakmasını istemiş. Babam emzirme döneminin bitmesini beklemesini rica etmiş ama annem kabul etmeyince ,Babam Hafize anneyi bulmuş. o günden beri bizimle yaşıyor. Hafize anneden dinlemiştim bunları . Bugün 19 yaşındayım ve ne zaman derdim ,tasam ,üzüntüm , olsa Hafize annemin kollarında bulurum kendimi o benim için gerçek bir annedir. Bana karşı hep şefkatliydi sevecen ve hoşgörülüydü. Küçükken ev içinde çok sevdiğim tenis toplarıyla oynarken , bir sürü şey kırıp dökerdim. Hareketli bir çocuktum ve annem bana kızmasın diye hep kendi üzerine alırdı suçumu ?Annem de dikkatsizsin böylesin , şöylesin diye bir ton laf ederdi. Zaman geçtikçe ben Hafize anneyi daha fazla zor duruma sokmamak için evde oyun oynamayı bırakmıştım. Yani diğer çocuklar gibi değildim . sadece Hafize anne iş yaparken onu izliyordum , mutfakta yemek yaparken söylediği şarkıları oturur zevkle dinlerdim. Arada çıkıp ,bahçede birlikte piknik yapardık. Hafize anne Genç yaşında işe başlamıştı ve hiç evlenmemişti dolayısıyla çocuğu da yoktu. Hep ona anneliği benim tattırdığımı söylerdi. Bende eğlence yaşamı için benden vazgeçen annemin yerine koyardım onu. okul zamanları alışmakta zorluk yaşayan bir çocuk olduğumdan her gün beni okula özel şöförümüz fatih abiyle birlikte bırakır ve alırdı. Onun parlayan gözlerini ve sevecen gülümsemesini ne zaman görsem koşup boynuna atlar kokusunu içime çekerdim. Öz annemin pahalı parfümlerle yaptığı duşlara kıyas Hafize annem ,naneyle karışık toprak gibi kokardı.Kendine hastı kokusu ve bence hep Anne gibi kokardı. Odaya yayılan kokusu her sabah eski zamanlara götürürdü beni. yüzümü görünce yine suratı asıldı içimdeki enkazların ezik ve çürüklerin görüntüsü yüzüme yansıyordu , kaçınılmaz olarak. Aynalara en son ne zaman gülümseyerek bakmıştım bilmiyorum ,ne zaman kumral sarıya çalan saçlarımı toplarken şarkılar mırıldanmıştım hatırlamıyorum. Onunla tanışmadan önceleriydi galiba. Kafamı çevirip yukarı baktım. Benimle birlikte oda kafasını yukarı kaldırdı . Başımı tekrar ona çevirdiğimde , yukarıya bakmaya devam ediyordu. Onu suçladığını biliyordum ve doğru değildi bu beni sinirlendiriyordu. Solan gözleriyle yeniden gözlerime baktığında, benim için üzülen gözlerini gördüm kafasını iki yana salladı düşüceleri dağıtmak ister gibi ve yine gözleriyle konuyu kapattı. Bir cevap beklediğini anladım. "Sen in birazdan geliyorum " dedim sultanım demiyordum artık içimden gelen yalnızca acıydı. Sevgi sözcükleri kuramazdım. Bu onu yine kırsada sesini çıkarmadı ve "Ayla hanım önemli bir şey konuşacağını söylememi istedi  acele etsin  dedi " dedi. Sadece "tamam" deyip oda dan çıkmasını bekledim kafasını çevirip sıcak gülümsemesiyle bana baktı tebessüm etmeye çalıştım ama başaramamış olmalıyım ki kafasını öne eğip odadan çıktı. yatağa yeniden uzandım gözlerim, yukarıya çevirip gözlerine bakarak "seni özlüyorum " dedim. beni duyduğunu biliyordum...

YapbozHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin