Geçmişin tozsuz rafları

18 3 0
                                    

"Çınar , yoruldum artık gelmedik mi daha ?" Dedim. Saçlarım rüzgardan uçuşuyor , Her adım da sırtımı dövüyordu. Burnuma gelen iyot kokusundan deniz kenarına geldiğimizi düşündüm. Ama bastığım yerler kum değil,  aksine çıkıntılı büyük taşlardı. Her ne kadar topuklularımı elime alsamda ,Gözlerim kapalı olduğu için yürümek zor oluyordu. Doğum günüm olduğu için o sabah Çınar her zaman ki cafe " 11 gibi del mar da buluşalım " diye mesaj atmıştı. Kutlamak istemediğimi söylemiş , vazgeçmesi için çok çaba harcamıştım. Ama kesin bir dilde reddederek orda olacağını söylemişti. Doğum günlerimi kutlamayı 12 yaşında bırakmıştım. O zamana kadar da kutluyor sayılmazdım. Annem ilgilenmediği için babam okuldan arkadaşım olmayan bütün arkadaşlarımı çağırır büyük otellerin restaurantlarını kapattırır. Benim için Parti verirdi.Dediğim gibi hiç arkadaşım yoktu. Ve ben bir köşe de oturup parti bitene kadar sıkıntıyla beklerdim. sonra hediyelerimi toplayan fatih abiyle eve dönerdim. Babam da işe giderdi. Hep böyle olmuştu. Ve ben doğum günlerimden hep nefret etmiştim. Ama bu sefer ki farklıydı , farklı olmak zorundaydı. Çünkü artık Çınar ve Büşra vardı. Onları kıramazdım. Bu yüzden kalkıp hazırlanmaya başladım. üzerimdeki saten ,açık bej gömleğimi içine attığım yine açık pembe tonlarında ,pileli eteğimle aynanın karşında ki yansımama baktım. Hoş görünüyordum.sarıya çalan kumral saçlarımı tarayıp omuzlarımdan sarkıttım. Parlatıcı sürdüm ve siyah topuklu ayakkabılarımı giydiğimde hazırdım. Aşağı indiğimde Hafize annenin eksik almaya çıktığını görünce not bırakıp çıktım. Arabaya bindiğimde,
"her zamanki cafeye  fatih abi "dedim. Başını sallayıp arabayı çalıştırdı. Cafenin önüne geldiğimizde fatih abiye teşekkür edip arabadan indim. Gülümsedi ve  arabayla uzaklaştı. Kafamı çevirdiğimde ,Çınar 'ı gördüm. Beni karşılamak için dışarıda bekliyordu. hayranlıkla  onu baştan aşağı süzdüm. Üzerine giydiği beyaz gömleğin kollarını kıvırmıştı. Altındaki siyah dar pantolonu ve onun üzerine giydiği yine siyah botlarıyla çok yakışıklı görünüyordu. Benim onu süzdüğüm gibi o da beni süzdü ve
"Yine gözlerim kamaştı" deyip elimi tutarak kendi etrafımda dönmemi salladı. Ufak bir ıslık çalıp
"Çok güzel olmuşsun " diyerek
dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Pembeleşen yanaklarımla
"Teşekkürler , sende her zamankinden daha yakışıklı olmuşsun " dedim. "Biliyorum " dedi. Kocaman gülümseyip omzuna hafifçe yumruk attım. Oda gülümseyerek cafenin kapısını ittirdi ve önden geçmemi sağladı. İçeri girdiğimizde ilk Büşra'yı gördüm. Yeşil mini elbisesinin içinde muhteşem görünüyordu. Koşarak yanımıza geldi ve ikimize de hızlıca sarıldı. Sonra ayrılıp ellerimi tutu ve
"Doğum günün kutlu olsun bitanem " dedi. Arkada tanımadığım kalabalıkta hep bir ağızdan "doğum günüm kutlu olsun özlemmm "dediler kora halinde . Hepsinin yüzüne tek tek tebessüm ederek baktım. En son Çınar ve Büşra'yı kollarımın arasına alıp" sizi seviyorum" dedim. Yine doğum günlerimin vazgeçilmezi kabalıktan çoğu kişiyi tanımıyordum ama Büşra ve Çınar yanımdaydı bu yeterliydi.

---

Parti bitmişti. Herkes hediyelerini verip yeniden doğum günümü kutlayarak çıktığında , beni hiç tanımadıkları için aldıkları hediyeleri merak etmiştim. Hep Büşra'nın işleriydi bunlar. Sadece Üçümüzün olması beni daha mutlu ederdi. Büyük ihtimalle erkeklerin çoğu Büşra davet etti diye , kızlarsa belki parti de birkaç erkek tavlarım diye gelmişti.Düşüncelerimi bölerek Çınar girdi araya. "Benim hediyem biraz uzakta onu gidip bulmamız gerek" diyerek göz kırptı. Bu beni heyecanlandırmıştı. Büşra ' ya döndüğümde
" çifte kumrularım siz uzayın birinin buraları toplaması gerek nasıl olsa " dedi
"Saçmalama Büşra olmaz öyle bizde yardım eder öyle gideriz "dedim
"Bal böceğim gerek yok hem Kutay da bana yardım edecek " deyip göz kırptı.
Kafamı sağa kaydırıp Büşra'nın arkasındaki masaya dirseklerini dayayıp ona döndüğümüzde gülümseyen Kutay'a baktım.Orda olduğunu yeni farketmiştim. Kutay Büşra'nın hoşlandığı çocuktu. Kutay da Büşra ' dan hoşlanıyordu. Ama utangaç bir çocuk olduğundan açılamıyordu. Büşra ' da farkındaydı ama inadından o da çaktırmamaya çalışıyordu.
"İyi o zaman " dedim  ve sarılmak için Büşra'ya yöneldim. Sarılırken ,
"Hazır ortam varken inat etme konuş artık şu çocukla " diye fısıldadım kulağına. Geri çekildiğimde
"Bende seni seviyorum tatlım " dedi ona " come on you can do it " bakışımı attım ,Çınar ' a döndüğümde
"Anlaştıysak biz gidelim artık " dedi ve elini belime koyarak beni çıkışa yönlendirdi. Kapıdan çıkarken Çınar ikisine de ithafen "görüşürüz " dedi. Bende
" görüşürüz herşey için teşekkürler " diyerek gülümsedim. Büşra 'da gülümseyerek karşılık verdi. Hediye işini de onlara bırakmıştım. Büşra fatih abiyi arayarak onunla eve gönderirdi nasıl olsa.
Cafenin kapısından çıktıktan  sonra Çınar arkama geçti ve ne olduğunu anlayamadan birden gözümde saten kumaşın kirpiklerime deyişiyle irkildim. Gözümü bağlıyordu.
"Bu ne için ? " diye sordum Çınar ' a gülerek
"Bir çeşit güven testi diyelim " dedi oda gülerek
" Nerden çıktı şimdi , Sana güven sıkıntısı çekmiyorum , ayrıca gözlerimi bağlamanın sana güvenip güvenmemem le ne alakası var "dedim yine gülerek
" süprizimin bir parçası  gittiğimizde anlarsın " dedi ve alnımdan öptü. Daha sonra beni ,nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı onunla ilişkisini tamamen kesen babasının eski BMW x5 'ine bindirdi. Ona ne zaman bir şeyler  sorsam yüzünü buruşturup " daha sonra anlatırım " derdi. Bende onun anlatmasını beklediğim için artık sormuyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YapbozHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin