Multimedia:Berke
------------------------Okulun ilk günleriydi ve ben buraya yeni taşındığımız için hiç rahat değildim. Ne vardı da bu aptal şehirde buraya gelmiştik? Neden Urla'dan ayrılmak zorunda kalmıştım? Bu kadar basit miydi doğup, büyüdüğün şehirden 1 hafta içinde ayrılmak? Bütün bunları düşünürken edebiyat öğretmenimiz Adar hocanın sesiyle irkildim. Adar ne demekti? Bilmiyordum ama Adar hanım daha önce kendisinden bahsetmişti biraz. Diyarbakırlıydı, okumak için töreyi hiçe saymış, ölümü göze almıştı. O çok güçlü biriydi ve bir o kadar da güzel. Esmerdi, iri sayılabilecek ela gözleri vardı.
Ders biter bitmez isminin anlamına bakmalıydım. Aslında ona da sorabilirdim ama çekiniyordum. Yeni gelmiştim ve lise üçüncü sınıf öğrencisiydim. Bu arada adım Berke. Eski oturduğumuz yerde yani Urla'da çok da olmasa okulda tanınıyordum. Kızların aşırı ilgisinden bunalmıştım ve hepsi ucuzdu. Bir kıza bağlı kalmak istiyordum ama olmuyordu hepsi birbirinin aynısıydı, aynı ucuzluk, aynı basitlik, aynı yapmacıklık. Beni o şehre bağlayan Mete'ydi, büyüdüğüm evdi, dedemle olan hatıralarımdı, beni o şehre bağlayan her şey beni ben yapmıştı. Ben bunları düşünürken ders bitmişti. Günün son saati olduğu için yavaş yavaş toplanmıştık ve eve gitmek için okulun kapısına ilerliyorduk. Bu sırada bir kız bana çarptı. Kafamı kaldırdığımda karşımda 170 boylarında koyu kahve saçları ve koyu kahve gözleriyle karşımda duruyordu. O an içimde daha önce hissetmediğim bir his oluştu.
"Pardon"
"Önemli değil aslında bütün hata benim önüme bakmıyor telefonla uğraşıyordum özür dilerim"
Hemen ardından gülümseyerek içeri doğru ilerlemeye başladı. Ah sesi, o kadar güzeldi ki. Serseme dönmüştüm yol boyu o anı düşündüm.Servisten indim ve eve hızlı adımlarla ilerledim. Evimiz iki katlıydı, hoş bir bahçesi vardı, duvarları beyazdı. Hızlıca odama çıktım hemen duş aldım. Evde yalnızdım, ah pardon köpeğimiz Uzay da vardı. Duştan çıkar çıkmaz hemen üstümü giyindim. Ardından bir şeyler atıştırdım ve Uzay'ı da alıp parka çıktım. Bir şeylerle uğraşmalıydım, uğraşmalıydım ki o kızı kafamdan atabileyim. Ben bunları düşünürken kalbim o kızı bulmamı söylüyordu belki o da diğerleri gibiydi fakat bunu onu tanımadan bilemezdim. Biraz dolaştıktan sonra eve gitmeye karar verdim ve Uzay'ı da alarak eve doğru ilerlemeye başladım. Eve yaklaştığımda onu gördüm. Yan eve giriyordu. Yani komşu muyduk? Bu belki güzeldi belki de kötü. Eve girdim ve annem yemek yapıyordu. Üzerimi değiştirip ona yardım etmeyi tercih ettim. Babamın gelmesine 10 dakika vardı ve biz yemekleri hazırlamış akşam yemeği için onu beklemeye başlamıştık. Annemle okul hakkında biraz konuştuktan sonra babamın içeri girmesiyle yemeğe başladık. Yemeğin ardından hemen odama çıktım ve istemsizce yanımızdaki evi izlemeye başladım. Kendime hakim olamıyordum. Bir ara şuan yaptığımın sapıklık olarak nitelendirileceğini düşünerek hemen bunu yapmayı kestim. Biraz telefonumla uğraştıktan sonra uyumaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On Yedi Yaşım
Teen Fiction"Sen benim 17 yaşımsın, deli çağımsın İlk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın İlk şiirim, ilk kavgam, yaşamı ilk farkedişimsin"