Okula girdiğimizde sınıfımızın sevgili bad girlleri Alev, Aleyna ve İlayda'yı gördüm. Neden ilk önce bu sürtükleri görmek zorundaydım? Bu üç kız kadar sürtük insan tanımamıştım ben hayatımda. Neyse onları düşünerek sinirlerimi bozmak istemiyorum. Alev koşarak Elif'le yanımıza geldi. "Ay kızloor çok özledaam siziieea" dedi gevşekçe. İkimiz de aynı anda "ayy canoom bizdeaa" dedik. Alev suratını ekşiterek yanımızdan ayrıldı. Biz kahkahalara boğulmuştuk bile. Bizim kızlarla herzaman ki buluştuğumuz yere doğru yürüdük. Bu kızlar Cansu, Rana, Gizem ve Ece'ydi. Onlarla da yaz boyunca whatsApp'daki grubumuzdan konuşmuştuk. Hepsiyle teker teker sarıldık. Biraz sohbet ettikten sonra zil çaldı bizde sıramıza geçtik. Sevgili(!) müdür beyciğimiz herzamanki gibi konuşmasına okulu azarlıyarak başladı. Onun çenesini çektikden sonra İstiklal Mârşı'nı okuduk. Ve sırayla bütün sınıflar içeri girdi. Biz Elif'le herzaman ki yerimiz olan öğretmen masası grubu 2. Sıraya yerleştik. 3 yıldır aynı yerde oturuyorduk. Tapulu malımız gibi bir şeydi. Önümüze de erkek bestlerimiz yani Batuhan ve Alp oturdular. Batu "Naber kızlaaar?" Dedi. "İyiii"dedik biz de. Ben"senden nabeer?" Dedim gülerek. "İyiiii" dedi. 2. Zil yani ögretmen zili çalınca sevgili dakik osman hocamız kapıda bitti hemen. Evet, tahmin ettiğiniz gibi matematik öğretmeni. "Günaydın çocuklar, oturun çabuk defterleri açın defter yoksa kağıt çıkartın bu sene çok çalışacaksınız teog var" dedi. Bütün sınıftan homurdanmalar yükseldi "hocam saçmalamayın ne dersi bugün daha ilk gün". "Hocam biraz yavaş gelin sakin olun ne dersi" . " hocam abarttınız sanki". "Yeteeer! Susun konuşmayın dövecem birinizi" dedi. O an acayip gülmek istedim. Çünkü bu hoca 6. Sınıftan beri dersimize giriyordu ve sürekli 'birinizi dövecem' deyip duruyordu. Ama hala kimseyi dövemedi. Bence götü yemiyor. Sonuçta dövse bir dilekçeyle okuldan atılabilir. Olsun sözde de olsa dövüyor o bizi. Aklıma daha yeni dank eden şeyle sınıfa baktım. Acaba yeni biri var mıydı? Ahaa buldum. Şuradaki kız yeni. "Hocaam yeni arkadaş var onu tanıyalım mı önce?" Dedim.
"Olur Yağmur. Bir daha parmak kaldırmadan konuşma ama" dedi. "Tamam hocam özür dilerim" dedim. Hoca sınıfa yeni gelen en arkada oturan gotiği ayağa kaldırdı. "Kızım tanıt bakalım kendini bize" dedi. Bu tip de neydi böyle! Yeni nesil ergenler çok kötü yetişiyordu. Kız resmen tüm göz kapağına eyeliner çekmişti. Göz kalemi biraz akmıştı ve dudağında piercing vardı. Bir de septumu vardı. Boynuna şu meşhur olan dövme kolyelerden takmıştı. Kulağında da dikenli siyah küpelerden vardı. Üzerinde okul kıyafeti yerine siyah kot ve siyah tişört vardı. Ayakkabıları buradan gözükmüyordu fakat siyah olduğunu tahmin edebiliyordum. Bu kadar renksiz bir kıza sarı saç ve mavi göz pek gitmemişti bence ama eyelineri biraz daha az çekilmiş olsaydı fıstık gibi kızdı valla. "Adım Lara Nur ben Lara ismini kullanıyorum. İstanbul'a babamın işi nedeniyle İzmir'den geldim. Bu civarlardaki en iyi okul Güneş koleji yani bu okulmuş o yüzden buraya kaydoldum." Dedi. Sınıfımızın erkekleri yeni arkadaşçığımızı ilgiyle dinledi. Kesin hepsi tenefüste gidip yavşayacaklardı. Osman hoca "Okul kıyafetini en yakın zamanda al kızım. Ve mümkünse bu kadar çok makyaj yapma." Dedi. Lan Osman 3 yıldır bize böyle yumuşak davranmadın lan! şerefsiz hoca. Elif'le birbirimize bakıp iç seslerimizle konuştuk. Tenefüste zaten dedikodu merkezimize gider konuşurduk bizimkilerle de. Dedikodu merkezinden kastım tabiki de kızlar tuvaleti. Bu dersi kaynatarak geçirdik. Teneffüste dediğim gibi kızlar tuvaletinde dedikodu yaptık. Diğer derste malesef ki Osman hocanın dersiydi. O derste aynı şeklide kaynıyarak geçti. Sonra ki ders türkçeydi. Türkçe hocamız değişmişti. Zaten 7. Sınıfta okulun bütün türkçe hocaları elden geçirmiştik. Hiçbiriyle de anlaşamamıştık. Ama bu hoca okula yeni geldiği için bi şans verdik. Ögretmen zili çalalı 5 dakika oluyordu ama hoca hala ortada yoktu. "Kanka ben çok sevdim bu hocayı" dedim Elif'e gülerek. "Aynen aynen baksana hala gelmedi ben de çok sevdim" dedi Elif'de. Hoca sonunda sınıfa geldiğinde "merhaba gençler geç kaldım biraz kusura bakmayın müdür beyin yanındaydım. Biliyorsunuzdur yeni geldim. Kendimi tanıtayım. Adım Mustafa 28 yaşındayım. Yani burası 2. Görev yerim. İlk görev yerim İzmir'de doğa kolejindeydi. Aslen Konyalıyım. Bu kadar." Dedi. Sevmiştim bu hocayı etrafa pozitif enerji yayıyordu. "Eveet şimdi de siz kendinizi tanınıtın bakalım. Adınız soyadınız nerelisiniz kaç yıldır burdasınız söyleyin bakalım." Dedi. Batu başladı konuşmaya sonra Alp sonra Elif ve sonra da ben " adım Yağmur soyadım Çelik istanbulluyum ve 8 yıldır burada okuyorum" dedim. Herkes kendini tanıtana kadar 2 derste geçmişti zaten öğle arasından sonra da pek bi fark yoktu geçen yılki aynı hocalardı. Sadece Larayla tanışmışlardı.
