1.Bölüm

713 27 1
                                    

Okurken dinleyebilirsiniz:
Mandy Moore-Only Hope

13 yıl sonra...

Güneş henüz yeni yeni kendini göstermekteydi. Yataktan yavaşça kalktı Lady Matilda. Beyaz saten sabahlığını giyerek pencere kenarına gitti ve tanyerini izlemeye başladı. Görkemli şatosunun güzel bahçesindeki taze toprak kokusunu içine çekti. Ne kadar da özlemişti evini. Annesinin ölümünden sonra ailenin toparlanması zor olmustu ve babasi onu Fransa'ya yollamisti. Orda cok iyi yetistirilmiş ve evine dönmenin hayaliyle yasamisti hep. Cunku bu evde annesi vardi...

Lady'lik eğitimini tamamladiktan sonra Fransa'daki teyzesinin yanından ayrilmis, sonrasında evine yani İngiltere'ye geri dönmüştü. Artık alımlı genç bir kadındı o; saçları uzun kumral, gözleri masmaviydi. Tüm erkeklerin arzulayabileceği güzel bir vücudu vardı. Teyzesi az ugrasmamisti ne de olsa! Zaten teyzesi annesinden ona kalan tek hatira olarak gördüğü Matilda'yı en iyi şekilde yetiştirmek istemisti. Bir yandan teyzesine de hak veriyordu çünkü o nasıl annesini kaybettiyse teyzesi de tek kiz kardesini kaybetmisti. Buruk bir tebessüm kapladi Matilda'nın dudaklarını. Bütün bu düsünceleri kapının tıklatılmasıyla kesildi. Odaya kısa boylu tombul hizmetkarı Lily girdi. Lily bu evin sadık bir hizmetkarı idi. Kocasını kaybettikten sonra bu şato ona kol kanat gelmişti adeta.

-Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz Lady'im? Yorgunluğunuzu atabildiniz mi? dedi tiz bir sesle.

-Pek sayılmaz Lily, şu davet bir an önce başlayıp bitse de rahatlasam, dedi içini çekerek.

Evet özel bir gündü bugün. Şatosunda büyük bir balo vardı. Onun adına verilen maskeli bir baloydu bu. Maskeli olmasini cok sacma bulmustu Matilda ama babasi nedense israr etmisti. Fakat en azindan istemeyenlerin takmamasi icin ikna etmisti babasini. Bu balo Lady Matilda'nın İngiltere'ye dönüşü kutlamak içindi. Tüm İngiltere davetliydi bu şölene.

-Ne yapmamızı istersiniz Lady'im?

-Duş almak istiyorum Lily, küveti hazırla.

Hizmetkar hemen başıyla onaylayıp odadan ayrıldı. Bir kaç dakika sonra küvet hazırdı ve genç bayan uzun bir banyo yaptı kendine gelebilmek için. Havlusuna sarınıp kurulanırken Lily onun bu geceki elbisesini getirdi ve hazırlıklarla ilgilenmek için tekrar aşağı indi. Herkes o kadar yoğundu ki bir oraya bir buraya koşuşturuyorlardı. Bu koşuşturmaca ile uğraşırken birden akşam oluverdi. Davetlliler yavaş yavaş görkemli salonu doldurmaya başlamışlardı bile.

Lady Matilda hazırdı artık. Aynanın karşısında son bir kez kendine baktı. Boylu boyunca uzanan gece mavisi kadife elbisesiyle göz kamaştırıyordu. Bu cesur elbise tüm vücut hatlarını gözler önüne seriyordu. İncecik belini (korse de her ne kadar nefes alamasa da) dolgun göğüslerini açığa çıkaran elbisenin kol uçlarında ve upuzun kuyruk kısmındaki danteller göze çarpıyordu. Dalgalı kumral saclarini acik birakmis önüne düşen şaçları toplayip çevresini elmaslarla donatmıştı.

Davetlilerin sesleri her yerden duyuluyordu. Pencereye yaklaştı Matilda. At arabaları durmaksızın şatoya yaklaşıyordu. Heyecanlanmaya başlamıstı. Bütün bu insanlar onun için gelmişti. İcinden dua etti ve bu geceyi rezil olmadan atlatmayı diledi. Tekrar kapı çaldı ve içeriye uzun boylu, sarışın, açık kahverengi gözleri olan üvey abisi Richard Mclaugh girdi.

-Hazırsan aşağı in artık, herkesin seni sabaha kadar beklemesini düşünmüyorsun heralde değil mi? dedi iğneleyici bir ses tonuyla.

Richard Matilda'dan 5 yaş büyüktü. Babasının ilk evliliğinden olan Richard ile Matilda'nın ilişkisi hiçbir zaman iyi olmamıştı. Richard onu kardeşten çok bir düşman olarak görüyordu adeta. Annesinin ölümünden sonra babasının bir başka kadınla evlenmesini ve Matilda'nın dünyaya gelmesini annesine yapılmış bir haksızlık olarak görüyordu. Matilda artık bunun farkındaydı fakat babası evlenmişti sonuçta ve ikisininde annesi artik hayatta degildi ne yapabilirlerdi ki? Ama ona acıyıp iyi davranmak gibi bir niyeti de yoktu. Richard da bunu istemezdi zaten. O ukala, inatçı bir yapıya sahipti ve kendini üstün görmekten de hiç çekinmiyordu.

-Babam nerede? diye sordu soğuk bir ses tonuyla Matilda.

-Aşağıda davetlilerle ilgileniyor.

-Tamam hemen geliyor... cümlesini tamamlayamadan kapı suratına kapanmıştı.

Son kez aynaya bakıp aşağı inmek üzere odadan çıktı. Matilda'nın merdivenden inmekte olduğunu gören davetliler bu göz alıcı kadın karşısında sessizliğe büründü. Müzik sustu ve herkes kafasını yukari dogru cevirdi ve bu göz alıcı kadına yüzlerce yüz bakmaya başladı. Babası yanına geldi, babasının koluna girdi ve derin bir nefes alarak aşağı indi. Kendini babasının güven dolu kollarına bıraktı. Bir anda çevresi bir sürü insanla doldu. Tabi ki coğu kişiyi tanımıyordu fakat tanıdık tanımadık herkes onunla konuşmaya çalışıyordu. Matilda içkisini aldı ve davetlilerle konuşmak için salonu gezmeye başladı. Fakat genç beyler onun peşini bırakmıyorlardı. Sürekli dans davetinde bulunuyorlardı ve Matilda kimseyi kırmamaya çalışıyordu. Bir baron ve başka bir baron daha... Matilda yorulduğunu hissetti ve son beyi geri çevirdikten sonra dinlenmek için kenara çekildi. İçkisini yudumlarken salondakileri gözetlemeye başladı. Yanına İngiltere'nin en gözde çapkınlarından olan -kadın gerçekten çapkındı- Matmazel Elizabeth geldi ve salondaki yakışıklı baronları gözüne kestirip anlatmaya başladı Matilda'ya.

-...ve şurdaki baron da çok yakışıklı ya zaten sürekli bana bakıyor hahaha onu da kendime düşünüyorum. Senin yok mu gözüne kestirdiğin birisi şekerim? Matilda?

Matilda birden irkildi. Bu kadın ne diyordu? Derin düşüncelere dalmıştı yine. Birden kendine geldi ve daldığı yere tekrar baktı. Karşıdan ona bakan bir adam vardı. Simsiyah smokini siyah maskesiyle korkunç gözüküyordu. Bütün bu süre zarfında adama bakıp durmuş muydu? Çok utanç verici diye düşündü Matilda. Derken bu siyah adam ona doğru ilerlemeye başlamıştı. Yanına yaklaştı ve Matilda'nın içkisini elinden alıp masaya bıraktı.

-Benimle dans eder misiniz genç bayan? diye sordu kalın bir ses tonuyla. Matilda ne diyeceğini bilemedi sadece elini uzatabildi bu gizemli adama ve dans pistinde kendini onun kaslı kollarına bıraktı. Bu adam ne kadar uzundu böyle! Smokini altındaki vücudu oldukça sertti ve kasılmıştı. Adamın suratını incelemeye başladı Matilda. Buğulu gri gözleri maskenin altında gizlenmiş, siyah saçları her adimda onlarla birlikte dans ediyordu. Fakat maske bile adamın pürüzsüz suratını gizleyememişti.

-Daha bakmaya devam edecek misiniz genç bayan? dedi baron ve gri gözlerini onun mavi gözleriyle buluşturdu. Matilda gözlerini kaçırdı ve adamın göğsüne kilitledi bakışlarını.

-Sadece sizi tanıyor muyum diye merak etmiştim ama tanimiyorumdur kesin cünkü henüz insanlari taniyacak fırsat bulamadım takdir edersiniz ki.

Baron genç kadının çenesini tuttu ve bir kez daha gözleriyle buluşturdu.

-Merak etme küçüğüm çok yakında tanıyacaksın, dedi tehditkar bir ses tonuyla. Ve alaycı bir gülüşle ekledi.

-Çok yakında...

İntikam UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin