-EP- 2

30 3 0
                                    


Tam düşücekken iki tane kol bedenimi sarı verdi. Filmlerdeki gibiydi tamda ama ben kamera görmediğime göre bu yunan tanrısını tersleyebilirdim.

"Öf tamam çekilir misin artık. Fırsatçı"

"Ne Fırsatçısı be.Düşüyodun farkında mısın?"

"Fırsatçısın tabi." dedim inat ederek.

"Hey Allah'ım ya. Hepside bana mı denk gelir ?" İki elini iki yana açıp tekrar indirdi.

"Ne yanı sen bana ne demek istiyorsun şimdi? Salak mıyım ben? Hayır yani ne demeye getiriyosan utanma yüzüme söy-"

Daha lafım bitirmeden beni dinlemeyip içeri gitti. Ay şuna bak. UkalaFırsatçıPisMoron . Herneyse onun yüzünden geç kalamam. Aceleyle içeri girdim. Toplantı odasını bulduğumda kapıyı tıklayarak içeri girdim.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Kendimi tanıtma kısmını geçmiştim. Kararlarını bekliyordum.Aslına bakılırsa fısıldaşmalarını dinlemeye çalışıyordum fakat karınca duasını okuyorlardı ne? Cem beyin sesini duymamla düşüncelerimden ayrıldım.

"Haklısınız onunda düşüncelerini almalıyız." Demişti.

O kimdi şimdi?Şifreli mi konuştuğunu sanıyordu! Sekreteri arayıp çağırıcaktı sanırım ama o daha numarayı çevirmeden kapı tıklatıldı ve aralanan kapının ardından o içeri girdi.Daha ismini bilmediğimden o demekle yetinicem.Yada kapıdaki çocukta diyebilirim!Bu o manyaktı.
"Gel oğlum."
Oğlum mu?Cidden bu çocuğun evlatlık olmadığını bana kanıtlayabilir misiniz lütfen? Ah,hadi ama Cem kabul et o kadın seni başkasıyla aldatmış olmalı.
"Oğlum Mert,Mert o da Eda hanım" Sabah arayan çocuk.Onun ismide Mertti.Herneyse konumuz bu değil Dünyada tek bir Mert yoktu değil mi?

Yüzüme yapmacık bir sırıtış takınarak elini sıkıp "memnun oldum Mert bey" dedim.

"Oğlum kararı sana bırakıyoruz.Ne de olsa seçim hakkı senin."

Seçim hakkımı? Onun mu? Anlıyorum.

"Bence Eda hanım bunu başarabilir." Demişti Ukalafırsatçıpismoron. "Yani bu işin üstesinden gelebilir."

"O halde Eda hanım işe yarın başlayabilirsiniz.Mert'in asistanlığını yapabileceğine inanıyorum." Dedi Cem bey.

Ciddimisiniz? burda bunu bilmeyen tek salak ben miydim? Mert "bey" Zafer'le sırıtırken ben üslupumu bozmadan gülümsedim.Herkesle el sıkışıp odadan çıktım.Çıkar çıkmaz ağzım "O" şeklini almıştı.Ben o çocuğun asistanımı olucaktım? Ben mi? Hala şaşkınlıkla orda dururken Mert "bey" odadan ben farketmeden çıkmış ve "Zaman'la alışırsın" diyip sırıtarak geçiyordu.Ya öldürürüm ben bunu yanına hızla koşarak yetişip bileğinden tutarak kendime çevirdim bir süre göz göze geldikten sonra ona aniden vurmaya başladım dalgınlığına geldiği için tepki vermesi zaman aldı. Kolumdan tutarak beni yakındaki bir kapıdan içeri soktu.

"Deli misin sen? Mal mısın yada? Ama niye soruyorum ikiside bence."

"Öf sen vurmaya devam et ya"

"Zaten öyle yapıcam.İnanmıyorum hala ya.Ya oda boş olmasaydı?"

"O Zaman oda boş olmamış olurdu"

"Allah cezanı versin"

"Sen"

"Anlamadım."

"Sen varsın."
Gözlerimi devirmekle yetindim.Odadan çıkarken sinsice gülümsedi ve tekrar önüne döndü.Kapıyı kapattığından sonra bi süre sinirden ayakkabımı yere vurmakla meşguldüm.2 saniye yeterliydi bence.Ayaklarımın parçalanmasından korkuyorum.Kapıyı açıp koridora çıktım.Kapıdan iki adım ötede arkası dönük duruyordu.Halbuki 2 saniye oyalanmıştım..
İlerlerken telefonla konuştuğunu farkettim.Ve.. Birini işlettiğini anladım.Hayır yani anlamıyorum neden ben? Allah'ım neden ben ? Şimdi elimde kalıcak lan.Omzuna iki parmağımla vurdum.Arkasına dönüp bana baktığındaysa tokadı geçirdim.Ne olduğunu şaşırarak yüzüme baktı. Bense sinirden yerimde duramıyordum.
"Aa demek o cırtlak sesli kız sendin."

"Ne cırtlağı be?! Sensin cırtlak!"

"Ov yine başlıyoruz"

Ben vurmaktan vazgeçmediğim için 

ani bir hareket yapıp bileklerimden tuttu.Teni dışarıda gözüktüğünün aksine yumuşacıktı.Bilmem belki kendisi de öyledir ha? Bileklerimi acıtmamak için gayret gösteriyordu.Ne ellerimi çekecek kadar yumuşak ne de canımı yakıcak kadar sıkı.Sanki UkalaFırsatçıPisMoron değil de başkasıymış gibiydi.Düşüncelerimden kurtulup "Ee beyaz atın nerde senin bakalım?" diyebilirdim şuan.Gözlerindeki parlaklık Melis'in aldığı kırmızı rugan ayakkabılarda bile yoktu.Şimdi sen beni sinir etmeseydin ben seni alsaydım şöyle bi güzel.Herneyse.Böyle de idare ederiz be canım.Düşüncelerimden hayli hayli kurtulduğumda hala bileklerimden tuttuğunu farkettim.Sanırım o da benim gözlerimde kendince parlaklığı bulmuştu.Ellerimi silkeleyerek bileklerimi ellerinin arasından çekmeye çalıştım. Bunu yapmamla başını sağa sola savurup silkelendi.Bir dakika ellerimi hala kurtaramamış mıydım?!

"Bir daha vurucak mısın?"

"Tabi vurucam salak mısın?"

"Salak olmadığımı her şekilde açıklayabilirim bu bir." dedi imalı imalı bakarak."İkincisi vurucaksan bırakmıycağımı çok iyi biliyosun."

"Ya iyi tamam be bırak vurmıycam."dedim gözlerimi devirerek.

"Yarına iyi hazırlan asistancığım."dedi sırıtarak.Asistanı vurgulamıştı.Arkama dönüp;

"Hazır olması gereken sensin patron." dedim bende patronu vurgulayarak.

Sırıttı.Neydi bu?Tam kapıdan çıkarken geri dönüp;

"Bu arada." dedim ve göğsüne hafifçe vurdum gerçi hızlı vursam da hissetmez.Ayı her zaman ayı.Beni tutmaya zamanı olmadığı için ben çıkarken;

"Bunun bi bedeli var." dedi çıkarken.

"Hıhı." diyerek çıktım.

****************************************

"Ada kapıya bak" diye bağırdım.

"Ya neden hep ben bir kere de Melis baksın?!" dedi suratını şekilden şekile sokarak. "Hıı noluur? Ya neden ya neden ben ya?!"

Gerçi saat olmuş 23.34 sen ne istiyon bizden kardeş.

"Ya banane ben hiç kalkamam yerimden."dedi Melis sızlanarak."Eda git bak kapıya hadi"

"Ama ben iş kadınıyım be çalışıyorum ben yorgunum yorgun."Dedim.

Oysa daha yarın iş başı yapacaktım.Bu yüzden kafama yastık yedim.Ve kapıya bakmak için oflayarak ayağa kalktım.Kapıya bakıp içeriye geçtim.

"Bence kapıya bakması gereken Melis'ti ama neyse." dedim gülerek.

****************************************

YB -*-*-* xdxd ÇOK KISA ZAMANDA OLDU YA BİRAZ DAHA MI BEKLESEYDİM. TAMAM DÖVÜCEKLER.

NEYSE OKUYUN BU SEFER CİDDİLİ ERKEN YAZICIYM. XMNBWWQIU medya *Ekim*




Emret 'Patron'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin