Adem Oğlu'nun Doğuşu

Koruyucular

5.bölüm

-Anlaşıldı efendim.

Kızınız ve dünyamızı korumak için elinden gelini yapacağıma sizler önünde yemin ederim.

-Kral ve kraliyet mensuplarının önünde ben yemin ederim ki elimden gelini yapacağım.

-Bu boş sözlere gerek yok çocuklar.

Sizleri aileleriniz oraya gönderiyor.
Çünkü kendileri ölmek istemiyor. Sizleri bile,bile ölüme gönderiyorlar.
Daha kadim kitaptaki emirleri,büyüleri bilmiyorlar.

-YETER !!

Bu kadar Cansala daha onlar çocuk niye üstlerine gidiyor ve korkutuyorsun.
Hemen odadan çık.Bundan sonra hiçbir toplantıya girmeyeceksin yasaklandı.

-Kralımız nasıl arzu ederse ama unutmayın sizde onlara daha çocuk diyorsunuz.

-Efendim kusuruma bakmayın ama yola çıkmamız gerek .Düşmanlarımız yola düştü bile hatta şuanda halkını ele geçirmek için mücadele bile veriyor olabilirler.

-Af ferim sana bu cesaretini takdim ettim doğrusu.

Hemen eliz'de al yola çıkın kutsal kitap sizlere emanet.

-------------ELİZABET------------

-Her şey hazırdı artık yola çıkmamız için bütün olaylar kısa sürede gerçekleşmesi beni tedirgin ediyordu.

Kadim kitabı bile bilmezken onlarla nasıl savaşa biliriz ki aklımızı kaçırmış olmalıyız.

-Prenses haydi sizi bekliyorum sırtıma binin yola çıkmamız lazım.

-Tamam,tamam aman sakın hızlı gitme düşersem de tut beni .

Ben senin sırtındayken biraz kadim kitaba göz gezdireyim . Molalarda da sen göz atarsın.

-Gerek yok prenses ben hepsini ezberledim çoktan .Sen kendin ezberlemene bak.

-Bak hele bak sizdeki büyü bende olsa bende ezberlerim herhalde.

-------------------Sebastian----------------

-Yol boyunca Kai ile konuşamam beni delirtti .

Konuşmadan nasıl yaşanır ki .

Albotrosk sence ben kral ola bilir miyim ?
Yoksa cidden de babamın dediği gibi hayırsız biri miyim ?

-(Pruştt,pruştt,pruştt,pruştt)

-Bence de haklısın senin dediğin gibi benden çok güzel bir Kral olur.

Hem halkıma iyi davranırım her gün onlara (0-negatif) kan dağıtırım beni çok severler.

-Yeter !!!!!!!

Oğlum laftan anlamı yomusun ? Yol boyunca konuşma dedim sana ama hiç sustuğunu görmedim.

-Konuştum mu ? Ben senle halla,halla

-Konuşmak demek illa benle olmuyor.

Hayvan yol boyu senden ne çekti be!!
Hayvan senin sayende konuşmayı öğrendi.

Geldik artık kaleye cidden bu sefer sesiz ol işin şakası yok .

Yakalanır sak bizi cehennem ateşine zincirleyip yakarlar.

-Tamam o zaman kaleyi izleye bileceğimiz bir yere gidelim.

-Bak beni iyi dinle.Tanrılar kalesini bu dünyada en iyi bilen birisi benim.
Bir zamanlar burada hizmetkardım.

Kale Dört kısımdan oluşmakta.
İlk Olarak kaleden içeri girmeliyiz en zor kısım burası .Çünkü kale girişinde dört hanedanlıktan da en az yüz kişi bulunmakta.

O yüzden elimizden geldiğince kendi ırkımız dışındakileri öldürerek ilerlemeliyiz.

İkinci kısım ise kale içi buradan sonra ne olduğunu bilmiyorum çünkü burası bir labirent .Labirentin sonunda Tanrılar arenasına ulaşıcaksın .

Üçüncü aşamada arenada bu dünyada kimden korkuyorsan onunla çarpışarak yenip .Tanrılar odasına girip halkına gideceksin.

-Anlattıkların çok basitmiş gibi bide bu kadar diyorsun.

-Dikkat et ! Sebastian (sonjara peru)

Buradan hemen uzaklaş Kale muhafızları geliyor.

Dediklerimi unutma sakın başara bilirsin sana güveniyorum.

-Hayır olmaz bunu beraber başarıcaz.

-Git buradan hemen başarmamız imkansız çocuk git .

--------------------------Ruko-------------------------

-Prense şu ormandan sonra gördüğümüz sandığımız ama göremediğimiz yere geldik .Burası zifiri karanlık kale volkanın üstünde olmasa kalede gözükmeyecek.

-Haklısın Ruko biraz dinlenelim sen yoruldu

Ruko Burada biraz bekleyelim insan formuna dön sende biraz güç topla.

-Haklısın ama oturmaya zaman yok .Dinlenmek yerine kadim kitap dan öğrendiğimiz büyüleri çalışalım.

-KAÇIN CANINI SEVEN KAÇSIN MUHAFIZLAR GELİYOR

-Prensesim koşun buraya doğru bir sürü yığın yaratık geliyor.

Elimi tut prenses acele et .Öndeki insanı takip edelim .

Prensesin eli titriyordu.Yüzünde anlında ufak,ufak terler damlıyordu yerlere.

Belli etmemeye çalışıyordum ama bende korkuyordum.

Önümüzdeki durdu ve birden kendi,kendine sözler mırıldanmaya başladı.

Bunlar kara büyü sözleriydi .Eli ile arkasına geçmemizi işaret etti.

Başı gökyüzüne doğru kalkıyor havaya doğru yükseliyordu .Birden dizinin üstünde düştü.

Arkası dönüktü bize doğru döndüğünde az kalsın küçük dilimi yutacaktım.

Hayatımda görüp görebilceğim en korkunç yaratık.Gözleri simsiyah yüzü solmuş yüzünün her iki tarafından da simsiyah damarlarla kaplı dişleri vampir dişleriydi iri yarı birden yüzünü ateş aldı yüzü,vücudu yanıyordu.

Karşıdan gelen yaratıklara doğru koşmaya başladı.

Her taraftan dört bir yandan çığlıklar , kemik sesleri geliyor etrafımız tarif edilemeyecek derece kan kokusu sardı.

Beş dakika sonra o kara vampiri gördük vücudunun her tarafı ateş püskürüyordu sadece simsiyah bir gözleri vardı.

Önümüze geldi bizlere baktı ve sonra aniden bayıldı.

Prenses yardım edin bayıldı diyecektim ama prenses çoktan bayılmıştı.