ACILAR

26 4 2
                                    

İşten çıkıp evime giden tenha ve tek yol olan bar sokağın indim, mevsimlerde Son Bahar herkes kalın hırka ve mont giymiş ayaklarında yeni ve bir yırtık dahi olmayan ayakkabıları ile yürürken gene onları seyretmekle kaldım. Yağmur yağalı 2 saat olmuştu ama her yer hala ıslak olduğu için ayakkabımın yırtık dibi yüzünden ayaklarım ıslanmaya başlamıştı bile... Bir An önce eve gidip beni bekleyen bebeğime bakmalıyım daha 2 yaşında bi bebek, sadece benimle aynı acıları çekmesin diye o aptal evden kaçıp ta İstanbul denen bu şehre geldim annem ve babamın huzurla uyudukları bu topraklara geldim ben hemde tek başıma kucağımda 1,5 yaşındaki bebekle. Onu komşum olan Fadime teyzeye emanet ettim ve çıktım evden daha 15 yaşında olmama rağmen sağ olsun ana okul müdürü benim okulda çalışmama izin vermişti aldığım para çok değil ama en azından Umut'un bezi ve mamasını karşılıyor üstüne ev kirası veriyorum yeterli bukadar benim için. Yürüyerek 30 dakika mesafede olan bu yolu evde bekleyelim olduğu için 15 dakikada gelmiştim. Sokağın başında mavi ve kırmızı Işıklar yanıyordu Polis sireni gibi kesin gene alkolik yılmaz Ayşe'nin kapısına dayandı ayşe Polis çağırdı. Eve yaklaştığımda polisin bizim evin önünde olduğunu gördüm ve yanlarında ihsan ile zalim teyzem kızı elvan vardı bi kaç araba daha orda idi sanki beni bekliyorlarmış gibi ben oraya varınca herkes bana döndü elvanın kucağında umut bağıra bağıra ağlarken ihsan yanıma geldi "umut artık bizimle kalıyor senin yaşın küçük olduğu için bakmasın ayrıca senin içinde Polis çağırdık seni onlara teslim edip gidiyoruz "duyduklarım beni felç etti elim kolum tutmuyor ayaklarım beni taşımıyor yıllar sonra o piç kurusu ve fahişeyi görüyorum ve bana senden umudunu alıyoruz diyorlar "hayır hayır bırakın o benim bana ait o umut umut seni bırakmam kimseye" polisin biri beni belimden kavramış kaçmama engel olurken elvan umudu almış bana kötü kötü bakıyordu "umut....bırakın beni.....seni pislik bırak umudu..... Umut seni alıcam kurtaracam seni umut.....Sen benim umudumsun...... Bırak beni bırak"

Benim yaşama amacım umudum elimden alındı dünyadaki tek varlığım umudum yaşamam sepep olan anne ve babamdan bana miras kalan en değerli şeydi o. O aşk'ın umud'u umuttu kimse benden alamazdı onu hiç kimse "kızım sana soruyorum cevap versene umut senin kardeşin Mi?" kafamı kaldırıp ona baktım 40-45 yaşlarında bi adam durmadan başımda konuşuyordu "evet o benim kardeşim yaşam umudum hayatımı kurtaran küçük kahramanım umut"oturduğum yerden kalkıp masaya yaklaştım elimle masada ne var ne yok yıkıp yere attım "ben ne çektiysem ona da yapacaklar bırakın beni gideyim lütfen onu alayım geleyim gene beni yurda verin ama oda gelsin bırakmayın onu orda döverler, söverler,aç bırakırlar, karanlığa hapsederler yalvarırım bırakın beni gidip alayım"

Ağlaya ağlaya anlattığım bu hikaye yek ve Son arkadaşım olan emreyi çok etkileşim olacak ki emre 18.yaş gününde bu allahın cezası yurttan kurtulup gidişine mutluluk göz yaşları dökmek yerine benim hayat hikâyemden dinlediği kısacık bir bölüm için ağlıyordu. "sana söz veriyorum hayallerimi gerçekleştirip seni ve kız kardeşimi bu yurttan alacam ve Size ayrı ev tutup sizi ben okutacam" bu çocuk gerçekten beni ve bizi seviyor "ama bi şartla sende kardeşime sahip çıkmanı istiyorum onun yanında ol yanlız bırakmam söz mü?"ona söz verdikten sonra bizi yalnız bırakıp gitti sadece ben ve kardeşim umut gibi sevdiğim irem kaldık. O gittikten 4 sene sonra bende kurtuldum yurttan çıktığımda beni ünlü futbolcu Emre Erenoğlu bekliyordu galatasaraylı futbolcu Emre Erenoğlu... Sonrası Ne mi şimdiki halim işte umuda ve çocuklara olan aşkımdan ana okul öğretmeni oldum hemde 19 yaşında torpil ile anlarsınız ya. Bu gün Son duruşma var kardeşim umudu yanıma almak için Son duruşma bakalım bu sefer hakim ne bahane bulacak onu bana vermemek için onu en Son dört yaşında gördüm uzaktan zayıf ve solgun görünüyordu bebeğim benim bir ay sonra doğum günü 6 yaşında oluyor küçük meleğim cennetin umud'u altı yaşına giriyor, hayatımı kurtaralı altı yıl oluyor...

Bu gün onu ziyarete gidecem küçük aslanım cesurum bu gün 4 yaşına giriyor yani beni bırakalı dört yıl oluyor, yani annesinin onu diri diri yakması dört yıl oluyor. O gün hayatımın en kötü günüydü hiç acı çekmemiş ben en büyük acıyı çektim hala ilk günki gibi taze olan evlat acısını... Eve vardığımda saat nerdeyse gece yarısı olmuştu sokağın başından turuncu rekli ışık görüyordum ve çok keskin duman kokuları, tek ses vardı etrafta ağlayan bir bebek sesi o çığlık çığlığa ağlama sesi hala kulağımda. Birinin evi yanıyor heralde ama bu ağlama sesi çok tanıdıktı aklıma gelen düşünce ile gazı kökleyip evin önüne geldim "nergis cesur nerde? Nergis sevgilim lütfen cesurum içerde değil de annen götürdü de bana!!"nergis hiç cevap vermeden eve doğru yürümeye başladı "ben artık çok sıkıldım zargo senden de oğlundan da çok sıkıldım bırakıyorum seni"burnuma yanık et kokusu geldi o an anladım bu koku benim 1,5 aylık bebeğimin kokusu daha doyamadığım bebeğimin kokusu. Bir babanın hayatında duya bileceği en kötü ve acı kokan koku evladının yanık kokusu benim meleğim yanarak öldü hemde diri diri yanarak...Şimdi ise onun yanına gidiyorum kabristana onu çok özledim hatta onu yanına gitmeye bile kalkıştım ama olmadı yapamadım kendimi öldürmeyi bile beceremedim ben onundan bana kalan Son şeylerden biri ise fotoğrafımız oldu ben ve cesur uyurken çekilmiş bir fotoğraf bu ve Son fotoğrafı...

(Evet canlar ilk bölümü tanışma diye yazdım kahramanların hayatı hakkında küçük kesitler verdim ikinci bölüm eğer çok istek alırsa bu aralar yayınlarım eğer olmassa'da Kasım ayının sonlarında gelir ve yıkılan umutlar kitabım bitmeyene kadar gelmez... Haydi bakalım umarım seversiniz çünkü bu kitabın bütün bölümlerini tek tek sayfa sayfalarca bi deftere yazdım inanın doktor yazısı yazım güzelleşti kitabın ilk 3 bölümünü çok değerli ve sevgili yazar X ile paylaştım uzman görüş onay verdi sağ olsun çokta beğendi... Umarım sizde beğenirsiniz<3)..........MEDİNE DOĞAN.........

NOT=YAZAR ONUN ADINI VERMEMEMİ İSTEDİ HEPİNİZİN BİLDİĞİ BİRİ ASLINDA DİĞER GÖRÜŞ İSTİYENLERE HAKSIZLIK OLUR DEDİ...

DİRİLİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin