Kardaki ayak sesleri arasında , rutubet kokulu dairemin yolunu tutmaya başlamıştım . Parmak uçlarım soğuğa karşı isyan bayrağı çekerken ,yarın ; kendime eldiven alacağıma söz vermiştim. Siyah kadife paltomun cebinden çıkardığım sigaramı ateşle buluştururken , bi an önce evime gitmek için sabırsızlanıyordum. Ev dediğime bakmayın bir odası olan , önünden 3 dakikada bi metro geçen , küçük ama huzurlu dairem.
Nihayet köprü görüş alanımın içine girmişti . Sigaramı bitirip , adımlarımı hizlandirmistim. Köprünün altından geçerken metronun sesleri köprünün altında yankılanıyordu . Kulaklarım bu sese aşinaydı aslında . Sabah 6:15 de başlayıp , gece 12 ye kadar çalışıyordu metro . Her ne kadar rahatsız edici olsa da , bi süre sonra bu sesi bilinçaltım kabullenmişti . Farkında bile olmuyordum çoğu zaman .
3 kat merdiveni çıktıktan sonra nefes nefese dairemin kapısını açmıştım . Bu sigara ciğerlerimi mahvediyordu. Eve girdiğimde beni karşılayan telefon sesi oldu. Arayan numarayı tanımadığım için telefona bakmadım . Genellikle de öyle yapardım zaten. 2 sokak ötedeki fast-food cuyla numaralarımız çok benzerdi . Aynı numaranın ikinci kez aradığını görünce açma konusunda kendimi ikna edip , ahizeyi kaldırdım . Karşı tarafın "Alo" sesinden bi bayan olduğunu tahmin etmek zor olmamıştı . "Efendim" diyerek cevap verirken , fast-foodcuyu aradığını anlamıştım zaten . O da yanlış yeri aradığını anlayınca , özür dileyerek telefonu kapatıp , yatağıma yatmam için bana izin verdi .-----------------------------------------------------------
İlk metronun sesiyle göz kapaklarım aralanırken , beynim yerimden çıkacakmışcasına bir baş ağrısıyla güne başladım . Fazla uyumanın vücuduma verdiği bi tepki olarak düşünüyordum . Her sabah yaptığımdan farklı olarak bugün kendime bi kahvaltı hazırlayacaktım . Yüzümü yıkadıktan sonra ocağın başına geçip , omlet için yumurtaları hazırlamıştım . Aynı odanın içinde hem uyuyordum , hem de kendime yiyecek biseyler hazırlıyordum . Omletimi afiyetle yedikten sonra temizlik için odanın ortasında bulunan masaya geçmiştim . Yarın büyük gündü . 2008 yılı üretimi olan McMillan TAC-50 modeli keskin nişancı tüfeğimi temizlemek için kamuflajlı çantasından çıkartıp , büyük gün için hazırlamaya başlamıştım .