Dünyada yapılan keşifler, kocaman adımlarla ileriye, hızla gelişmeye başlamıştı. Öyle ki tüketimiyle ortaya büyük enerji açığa çıkaran fakat o denli doğaya zarar verebilen petrolün yerine Zel Okyanusu'nun dibinde, tüketimiyle doğaya zararı olmayan ve petrolün ortaya çıkardığı enerjiden daha büyük bir enerji açığa çıkartan bir kristal madeni bulunmuştu. Bu kristal madeninden çıkan kristalin adına "Siyah Enerji Kristali", ortaya çıkan enerjiye de "Siyah Enerji" denmişti. Zamanla kullanımı oldukça artan bu kristal, petrol satışıyla ayakta duran ülkeleri ve şirketleri, büyük bir yıkıma sürüklemişti. Sadece 1 petrol ülkesi ekonomik açıdan hayatta kalabilmişti. Bu ülke Xerry Sob adındaki zeki, ileri görüşlü bir lider tarafından yönetilen Bozgard idi. Xerry, yeni enerji arayışlarına girmiş ülkelerle birlikte çalıştığı için ülkesinin ekonomisi kurtarabilmişti. Xerry, zeki ve ileri görüşlü birisi olduğu kadar güç sahibi olmak isteyen hırslı birisiydi. Xerry Sob, özenle seçtiği bilim adamlarını toplayıp, "Siyah Enerji Kristali" Araştırma Bölümü adında bir bölüm açmıştı ve bu bölümlerde yapılan deneyler, elde edilen sonuçlar vb. bilgilerden sadece kendisi ile o bölümdeki bilim adamları biliyordu. Bu bölümün kurulup, araştırmaya başlamasından 6 ay geçmişti. Xerry ve onun bilim adamları çok büyük bir şey keşfetmişlerdi. Bu şey ise; "Siyah Enerji" insan vücuduna verildiğinde insanın ruhu, büyük bir enerjiye dönüşüyordu. Evet, o başarmıştı. Xerry yıllardır bu anı bekliyordu.
Xerry iki gün sonra askeri üssüne gidip, askerlerine halktan insanları toplayıp, onları "Siyah Enerji Kristali" Araştırma Bölümü'ne getirmeleri için emirler yağdırıyordu. Askerler, bunun sebebini merak ediyorlardı fakat bu emri veren diktatördü. Bu meraklarını içlerine atıp, işe koyulmuşlardı. Bazı yerlerdeki insanlar, bu emirlere karşı çıkıp isyan başlatmışlardı fakat askerler oldukça güçlüydü. İki hafta içerisinde Bozgard'ta yaşayan 23.457 insanların hepsi, bir anda enerjiye dönüştü. Xerry ve bilim adamları bu iki hafta içerisinde de bu enerjinin kullanılabilir olması için araştırmalar yapmıştı. Buldukları tek yol, insan ruhundan yapılmış enerjiyi, bir ruh içermeyen maddeye hapis etmekti. Xerry, çok sevdiği çelik kılıcını seçer. Araştırma bölümünde her şey hazır hale gelmişti. Enerji, enerjiyi taşıyacak makine, enerji yüklenecek madde hepsi hazırdı ve Xerry makineyi çalıştırdı. Çok büyük, beyaz renkte bir ışık patlaması oldu. Xerry, ışık patlamasından sonra kılıcına ilerledi ve kılıcını eline aldı. Hissediyordu. Vücuduna giren büyük güç akışını hissediyordu. Gittikçe güç akışı artıyordu, artıyordu. Her şey Xerry için iyi gidiyordu. Dünyaya hakim olabilecekti bu güçle. Fakat ters giden bir şeyler vardı.
Bir anda Xerry titremeye başladı. Ağzından siyah dumanlar çıkmaya başladı ve gözleri siyah bir renge bürünüyordu. Görünen o ki vücudu, bu kadar fazla gücü kaldıramıyordu. Böyle birkaç saniye geçmişti. Xerry normale dönmüş gibiydi ama bir anda bağırmaya başlamıştı:
" Yardım edin!". Bağırmasından sonra Xerry'in vücudundan, siyah ve ucu sivri şeyler onun vücudunu delerek çıkıyordu. Delinen her yerden kan, sanki bir fıskiyeden fışkıran su gibi fışkırıyordu. Bilim adamları öyle korkmuşlardı ki, yerlerinden kıpırdayamaz olmuşlardı. Sonunda Xerry'in bedeni tamamı yok olmuştu, kılıcı da buna dâhildi. O an dünyanın her yerinde büyük depremler gerçekleşti. Birçok bina yıkılıyordu, insanlar ölüyordu ve doğa da bundan etkileniyordu. Dengeyi korumakla görevlendirilen varlık olan Xerry, dengeyi bozmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Göz
Science Fiction“Dünyadaki her şey büyük bir denge içerisindedir. Bu denge sayesinde Dünya, asırlardır yok olmamış ve varlığı devam etmiştir. Şunu da bilmeliyiz ki, bu dengeyi koruyan varlıklar vardır. İşte bu dengeyi korumakla görevlendirilmiş varlıklar biziz, yan...