Pes Etmeyenler

6 3 1
                                    

Günlerden 15 Şubat yıl ise 2013'dü. Tüm dünyada hayatı durduran o olaylardan aradan on yıl geçmişti. İnsanlar, zor da olsa yaşam yerlerini, iş yerlerini, kısacası tüm yerleşim yerlerini düzeltmişti. Artık eskisi kadar çok bina yoktu. Çünkü bu olaylardan sonra, Bozgard'daki enerjiye dönüştürülmüş insanlar da dâhil toplam 1.231.049 insan ölmüştü. Çok büyük bir trajediydi.

İnsanların psikolojisi oldukça bozulmuştu. Öyle ki bazı insanlar ise akıllarını kaybedip, akıl hastanesine yatmıştı. Binaların dışında dolaşan da az insan vardı. Ülkeler, bu olaylara direnebilmiş insanları doktor, çiftçi, işçi ve öğretmen olmaya veya bu meslek grubundaki insanlara yardım etmeye çağırıyordu. Herkes gece gündüz demeden, yorgunluk bilmeden var gücüyle çalışıyordu, yardım ediyordu. Uzun zamandır insanlar arasında böylesine büyük bir dayanışma görülmüştü. Bu olayların arasında geçici öğretmen olarak çalışan ünlü filozof Bacle Keno, tüm ülkelere haberlerden şu sözleri söylemiştir;"Dünyadaki her şey büyük bir denge içerisindedir. Bu denge sayesinde Dünya, asırlardır yok olmamış ve varlığı devam etmiştir. Şunu da bilmeliyiz ki, bu dengeyi koruyan varlıklar vardır. İşte bu dengeyi korumakla görevlendirilmiş varlıklar biziz, yani insanlardır." Bu sözler, insanları moral açısından iyicene toparlamış ve dayanışmayı artırmıştı. Her şey iyiye gidiyordu.

Aradan 9 ay geçmişti ve 1 gün sonra yılbaşıydı. Ülkeler, büyük anlamda düzelmişlerdi, toparlanmışlardı. Görünen o ki herkes iyi bir yılbaşı kutlamasını hak etmişti. On yıldır hiç yılbaşını kutlayamamışlardı. Herkes hazırlıklara başlamıştı. Havai fişekler olsun, kutlamanın yapılacak yerleri olsun, düzenlenecek eğlenceler olsun ve daha bir sürü iş, insanlara çok büyük bir motive olacaktı.

30 Aralık 2013, saat 10.00 idi ve büyük bir esneme sesi, bir apartman dairesinde duyulur. Bu ses orada yaşayanlar için yabancı değildi, hatta bu sesin sahibini de tanıyorlardı. Bu sesin sahibi 1.75 boyunda, vücut yapısı iyi,koyu gri gözlü ve siyah, boynuna kadar gelen uzun saçları olan 17 yaşındaki Rey Zerro adlı bir gence aitti. Bultorry ülkesinde inşaatlerde çalışan geçici bir işçi olarak çalışıyor. Bu genç belki de bu ülkedeki en iyi işçiydi. Sabah erkenden kalkar ve gecenin yarısına kadar durmadan çalışırdı. Yemek molalarında bile 2 dakikada yemeğini yer, işe koyulurdu. İşine çok düşkün birisi olmasına rağmen, diğer işçiler için motive kaynağıydı. Çalışırken komik hareketler yapar, deli gibi konuşur ve diğer işçilere yardım ederdi. Tüm bunları yaptığı halde evine geldiğinde, varsa komşularının tamir edilmesi gereken eşyaları tamir ederdi. Yoksa da eline kalemle defterini alır, yazı yazardı. Bu yazıların bazıları hikâye, bazıları o gün olan olayları, bazıları ise kaybettiği sevdiklerine olan özlemleri. Ondan sonra 3-4 saat uyuyup sabah işe giderdi. İzin günlerinde ise sabah biraz geç kalkar, kahvaltısını yapar ve 11.00 gibi arkadaşlarıyla buluşup, 2 yıllık öğretmenlerinin yanlarına gider, onlara yardım ederdi. Fakat bu sabah 1 saat geç kalkmıştı. Sanırsam dün fazla film izlemişti. Yine de izlediğine pişman değildi. Kahvaltını yapıp dışarıya çıktı. Yürüdü, yürüdü, yürüdü ve arkadaşlarıyla buluşma yerine gelmişti, kırılmış heykele yaslanarak beklemeye başladı. Geç kalacağım diye düşündüğünden biraz hızlı yürümüştü. Keşke biraz daha uyusaymışım diye düşündü. Rey, bunları düşünürken arkadan büyük bir ses:

-Reyyyyyy!

Rey, hafiften gülümseyerek içinden;" Şu kızı tanımayan biri olsaydım, herhalde arkamdan katil geliyor sanırdım." Arkasına dönüp o da:

-(Kocaman gülümseyerek)Günaydın, Mia. Yine ikinci olan gelen sensin.

Mia, 1.70 boylarında, omuzlarına kadar gelen kızıl saçları ve koyu kahverengi gözleri vardı. O ise Bultorry'de bir acil müdahale ekibinde çalışan bir geçici hemşireydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gri GözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin