Bu Kitap Uzun Olup Tek Bir Bölümden Oluşmaktadır.
Yağmurlu bir gündü.Evde oturdum açtım televziyonu.Kumanda dan 77 yi tuşladım.Ordada Trabzonspor'un Galatasaray ile maçı vardı.Biraz bu kanalda durup maçı seyretmeye başladım.Trabzon tribünleri tıklım tıklımdı.Ve taraftarlar yerlerinde duramıyorlardı.Hepsinin elimde bir baydrak o bayrakları bir yandan sallıyorlar bir yandan tezahurat yapıyorlardı.O gün Trabzonspor'a ve özellikle o taraftar coşkusuna hayran kaldım.Bu güne kadar takım tutmuyordum ama herhalde bu günden sonra Trabzonspor'u destekleyeceğim.Bir kaç yıl sonra...O maçı izleyeli tam 3 sene oldu ve o atmosferi dün gibi aklımda.Artık kesin kararlıyım Trabzonspor'un her maçında tribünde yerimi alacağım ve o maçtaki gibi takımımı destekleyecek sahip çıkacağım. Yarın Trabzonspor'umun Kayseri'de maçı var.Bu günden Çağrı ile maç biletlerimizi aldık.Biletleri aldıktan sonra Çağrıya Hadi kendimize birer tane Trabzonspor forması alalım dedim.O da onayladı ve hemen bir Ts Club mağazasına gittik.Ben çizgili forma aldım Çağrı da mavi sade bir forma aldı.Neyse ikimiz de evlerimize gittik.Ertesi gün oldu çattı.İkimizde saat 9.00 da anlaştığımız cafe'nin önünde buluştuk.İkimizde sütü çok sevdiğimiz için hemen bakkaldan iki tane süt aldık ve Kayseri yolunu tuttuk.Güle eğlene Trabzon şarkıları dinleye dinleye Kayseriye vardık.daha maça iki saat vardı.Bir lokantaya gittik ve yemek yedik.Bu arada maç yarım saat kadar az bir süre kalmıştı.Stadyuma gittik ve içeriye girdik.Maçta çok tezhurat yaptık ve maçı 3-0 kazandık.Çok mutluyduk.Dönüş yolculuğumuz rahat ve zevkli geçecekti.Stadyumdan çıktık ve yolculuğumuz başladı.Sabah saat 6.00 gibi Trabzondaydık.İkimizde evlerimize gittik ve yatıp dinlendik.Ertesi gün Çağrıyı aradım ve kahvaltı yapmayı teklif ettim.O da dünki eğlencenin üzrine iyi gelir dedi ve kabul etti.Çağrının eğlence dediği upuzun bir yol ve koskacaman bir maç,çoğu kişiye yorgunluk ve boş bir iş gelebilir.Ama bizimkisi bir aşk hikayesi.Neyse,Çağrı ile kahvaltımızı yaptık.Çağrı bana beraber ev tutalım mı ? Dedi.Bende ikimizde genç bekar ve iyi iki arkadaş olduğumuz için kabul ettim ve ev bakmak için dolmuşa bindik.Yolda giderken birden bire aklıma emlakçı arkadaşım Bahadır geldi.Bunu hemen Çağrıya söyledim.O da hemen aramamı söyledi.Cebimden telefonumu çıkartıp Bahadır'ı aradım.O da bizim ne kadar çok Trabzonspor sevdamız olduğunu bildiği için,Trabzonspor'un antremanlarını yapdığı Mehmet Ali Yılmaz tesislerindeki sahayı gören bir ev ayarladı.Bizde bu olaya çok sevindik ve Bahadır'a bu iyiliği yaptığı için ona küçük bir hediye gönderdik.Ondan sonra bir kamyon kiraladık ve eşyalarımızı marangoza taşıdık.Marangozda eşayalarımıza trabzonspor amblemi ve güzel motifler yaptırdık.Ordan da evimizi yolunu tuttuk.Kamyon evin önüne geldi.Yoldan 4-5 tane çocuk bulup eşyaları taşıttırdık.Artık bütün eşayalar evimizdeydi.Çocukları yanımıza çağırarak,ellerin 20'şer tl tutuşturup teşekkür ettik ve yolladık.Eşyaları evimize yerleştirdik ve bir cafeye çay içmeye gittik.Cafede Çağrı bana iki gün sonra Trabzonspor Fenerbahçe maçı var ve biliyorsun ki Jan Başkan stadyumun düzenlemesini ve pankartları hazırlama görevini bize verdi.Dedi.Bende o zaman hadi çaylarımızı bitirelim de stadyuma gidelim dedim.Çaylarımızı yudumladık ve stadyumun yolunu tuttuk.Kapıdaki görevli bizi ilk başta içeri almadı.Ona durumu anlattık ve o da anlayışla karşıladı ve bizi içeri aldı.İkimize çok mutlu olmuştuk.Hemen kale arkasına gidip yerde olan pankartları güzelce yapıştırdık.Ondan sonra zemine bakmak için soyunma odasına gidip top aldık ve paslaştık.Zemin gayet güzeldi ve futbol oynamaya müsaitti.Zemini de kontrol ettikten sonra Jan Başkanı aradım ve yaptıklarımızı anlattım o da teşekkür olarak Trabzonspor Fenerbahçe maçı amigoluğunu bize verdi.Bizde bu habere çok sevindik ve sevinçten havalara uçtuk.Jan başkana çok teşekkür ettim ve telefonu kapattım.Stadyumdaki işimiz bitti ve oradan ayrıldık.Şimdi ne yapsak diye düşünürken aniden aklıma arkadaşım Yusuf'un Mehmet Ekici ile arkadaş olduğu aklıma geldi.Hemen Çağrıya dönerek Mehmet Ekici ile playstation oynamak istermisin diye sordum.O da bir anda heyecanlandı ve o nasıl olacak diye sordu.Bende ona anlattım.O da olur dercesine kafasını salladı.Telefonumu alıp Yusuf'u aradım ve durumu iza ettim.O da Mehmet Ekici'yi arayıp müsait olup olmadığını sordu.Ekici müsaitti ve ne olduğunu sordu Yusuf'da anlattı o da anlayışla karşılayıp yarım saate geleceğini söyledi.Bizde bu arada Yusuf'un evine doğru yola çıktık.Eve vardık Ekici'de eve gelmişti.Mehmet ile tanıştık ve oyun oynamaya başladık.Ekici çok güzel oynuyordu ama beni yenemedi.Oyunumuz bittikten sonra Ekici gitti.Bizde Yusuf,a teşekkür edip evden ayrıldık.Dışarıya çıktığımızda hava kararmıştı ve gece olmuştu.Bizde yeni evimizin yolunu tuttuk.Eve vardığımızda ikimizde bitkin bir şekilde yataklarımıza uzandık ve uyuduk.Sabah olmuştu bugün büyük gündü çünkü Trabzonspor Fenerbahçe maçı vardı ve maçta amigo bizdik.Maça 3 saat kaka stadyuma girdik.Kale arkasına gidip amigoların,amigoluk yaptıkları yere çıktık ve söyleyeceğimiz sözleri prova ettik.Artık maça hazırdık.Tarafarlar da tribünlerdeki yerlerini almışlardı.Ve takımlar sahaya çıktı.Biz de ilk dakikada tezahurata başladık.40.dakikada ilk golü Oscar Cardozo golümüzü attı ve devre arası oldu.İkinci yarı başladı.Bizde amigo olarak traftarları coşturuyorduk.Ama maalesef 67.dakikada Fenerbahçe Robin Van Persie ile beraberliği yakaladı.Ama bizim hala çok umudumuz vardı ve tezahurata devam ettik.Tam maç bitti deken,90+1 de Marko Marin ile golü bulduk ve sevinçten nerdeyse tribünler kırılacaktı.Ve maç böyle bitti.Biz amigo olduğumuz için tüm taraftarlar çıktıktan sonra pankartları söktük ve stadyumun çıkışına doğru gitmeye başladık.Bu arada futbolcular da çıkıyordu.Bizi gören Marko Marin ve Oscar Cardozo bize teşekkür ettiler ve imzalı formalarını verdiler.Bizde sevinçten hemen onlara sarıldık.Şimdi bizde mutluyduk onlarda.Ondan sonra hep beraber stadyumdan çıktık onlar evlerinin yolunu bizde evimizin yolunu tuttuk.Evimize varmıştık.İkimizde gün içerisinde çok yorulduğumuz için hemen uyuduk.Ertesi gün maçın verdiği mutlulukla ve futbolcuların verdikleri formalarla Demir abinin mekanına gidip güzel bir kahvaltı yapıp karnımızı doyurduk.Kahvaltıdan sonra Çağrı bana bugün Trabzon'u ve trabzonsporu bırakıp İzmir'e gidelim dedi.Bende biraz düşündükten sonra bu kararı onayladım ve havaalanına gitmek için dolmuşa bindik.Dolmuş bizi tam havaalanının girişinde bıraktı.Bizde 200-300 metre yürüyüp havaalanına girdik.Orda görevliye sorarak bilet alabileceğimiz yere doğru yönlendik.Ordaki bayana bize İzmir havaalanına 2 bilet verirmisin? Dedim.O da hangi uçak olduğunu sordu.Çağrı'da Pegasus diyerek hemen cevap verdi.Bayan da uçağınız Pegasus ise toplam ücret 200 tl dedi.Bende Çağrı'da 100 erşer tl çıkardık ve bayana verdik.O da bize biletlerimizi teslim etti.Uçağımız saat 12.00'daydı.Şu anda da saat 9.00'da idi.Bizde heme evimize giderek bavullarımızı hazırladık ve tekrar havaalanına geri geldik.Saat 11.30'du.Bizde uçağa geçeceğimiz kapıya gittik.Ve beklenen anons duyuldu.Bizde kapı açıldığında hemen uçağa girdik ve 60 ve 61 numaralı koltuklara oturduk.Pilot gerekli açıklamaları yaptı ve uçuş başladı.Bir saatin sonunda İzmir'e indik.Havaalanından çıkar çıkmaz hemen 5 yıldızlı bir otlele gittik ve yerleştik ve iyi bir duş alıp rahatladık.Duştan sonra otelin yemekhanesine inip karnımızı doyurduk.Yemekten sonra Çağrı ile beraber İzmir'i gezmeye çıktık.Gezerken sokakta trabzonspor forması giyen ama üzgün bir adam gördük.Hemen yanına gidip bizim de trabzonsporlu olduğumuzu ve neden üzgün olduğunu sorduk.O da trabzonsporu çok ama çok sevdiğini ve bir kez maça gitmek istediğini vurguladı.Çağrının kulağına eğilerek onu trabzona götürüp içindeki trabzonspor ruhunu canlandıralım dedim.Çağrı'nında gözleri ışıldadı ve hemen onayladı.Bizde yolda gördüğümüz trabzonsporlu arkadaşımıza bu fikri sunduk.O da biraz düşündü ve anneme sorsak dedi ve bizde kafamızı sallayarak onay verdik.Çocuk bizi evine götürdü.Annesi bize kesinlikle izin veremem dedi.Çocuk çok üzülmüştü.Annesi de çocuğun trabzonspor sevdasını aklına getirdiğinde çocuğuna hak verdi ve izini de annesinden kopardık.Artık çocuk da bizimleydi ve akşam olmuştu.Hepimizin uçak biletlerini aldık.Uçak saati geldiğinde uçağa bindik.1 saat sonunda Trabzon'a varmıştık Ama bizim unuttuğumuz bir şey vardı.O da çocuğa adını sormaktı.Hemen adını sordum.O da Emir dedi.Bizde kendimizi tanıttık ve maç gişelerine gittik.Emir'e stadyumda hangi yerde oturmak istediğini sorduk.O da en çok kale arkası yol tarafı heyecanlı olduğu için kale arkası yol tarafını seçti ve kale arkasına 3 bilet aldık.Biletlere 60 tl ödeyip gişelerden çıktık ve evimize gittik.Yarın son maçtı ve galatasarayla oynayacaktık.Bu akşamı da geçirdik ve ertesi gün oldu.Çağrı ve Emir'i alıp Ömer amcanın mekanına gidip güzel bir kahvaltı yaptık.Sonra da maç için son hazırlıkları yaptık ve stadyuma girdik.Emir çok heyecanlıydı çünkü ilk maçıydı.Oyuncular sahaya girdiler ve maç başladı.Çok fena tezahurat yapıyorduk.Ama aniden şanssız bir şekilde 9.dakikada Podolski ile öne geçtiler.Ama biz hala çok hareketliydik.Ve 45.dakikada da Medjani'nin golü ile beraberliği yakaladık.Adeta tribünler yıkılıyordu.Emirde çok mutluydu.Ve santra yapılmadan ilk yarı bitmişti.Yani santrası olmayan gol olmuştu.İkinci.yarı başladı.maç berabere gidiyordu.Herkes maç uzatmalara gitti derken son 50 saniye kala Sabri penaltı yaptı ve Trabzonspor'umuzu eline muhteşem bir fırsat geçti.Topun başında Onur Recep Kıvrak vardı.Ve nefesler kesildi ve Onur vuruşunu yaptı ve goooooolllllll hakem maçı bitirdi ve kupa bize geldi.Emir sevinçten gözyaşlarına hakim olamadı.Ve kupa törenini izledik ve stadyumdan çıktık.Emir bana ve Çağrıya sarıldı ve çok mutlu olduğunu ve ben bu günleri sizin sayenizde gördüm dedi ve tekrar göz yaşlarını tutamadı.Ve bende bu arada uykudan uyandım ve bunların hepsinin bir rüya olduğunu anladım ve inşallah bir gün olur dedim ve tekrar uyumaya başladım...