Bi adam vardı. İtinayla izlerdim hergün aynı kafenin aynı masasında oturur kahve içerdi. Bende hergün aynı kafenin aynı masasında tam karşısında oturur onu izlerdim. Başka bir şey içtiğini görmedim ben o adamın. Birde kitap okurdu takip ederdim. Her hafta değistirirdi kitabını. Sakalları vardı dağınık kahverengi saçları. 30 lu yaşlarındaydı. Saat 6 da kafe kalabalık olurdu ki oturacak masa bulamazdın. O adam dakika dakikasına bile olsa geç kalmaz gelir aynı masasında yerini alırdı. Ben ondan önce gelir onun gelmesini beklerdim. Böyle böyle 1 ay geçti. Bir gün kafe yine kalabalık. Bir kadın geldi. Ilk defa gördüm onu buralarda. Yer yok. Ama adamın karşısı boş. Kadının geri çıkası da yok. Adam kadına baktı. Kadın gözlerini gezdirdi. Adamla göz göze geldiler. Yaklaştı kadın. Yerinden doğruldu adam. Elindeki kahve bardağını koydu masaya. Kadın sessizce sordu "Rahatsız olmazsanız oturabilir miyim?" Kadın güzeldi omzuna dökülen saçları adamın saç rengine yakın bi renkti. Kahverengi paltosu vardı. Paltosunun altından dar paça siyah pantolon. Ve kahverengi botları. Elinde siyah çanta. Adam yavaşça elinle sandalyeyi gösterdi. "Buyur" dedi. Ilk defa sesini duymuştum. Derin bi tınısı vardı. Boğazından geliyordu ses. Etkileyiciydi. Kadının gözleri parladı. Yavaşça geri çekti sandalyeyi oturdu. Çantasından bir kaç defter çıkardı. Masayı ikiye böler gibi sıraladı defterlerini. Kalem kutusunu açtı çıkardı bir kalem. Başladı yazmaya. Adam en az 15 dakika izledi kadını. Kafede ki bir masadan çiftler kalktı. Kadınla adam aynı anda masaya baktılar. Sonra birbirlerine. Daha bir şey diyemeden kapıdan giren diğer çiftler kaptı masayı. Kadın güldü. Geri döndü defterlerine. Bugün şans ondan yanaydı. Adama baktım memnundu halinden kahvesinden bir yudum daha aldı. Pardon bugün şans onlardan yanaydı. Adam kitaptan kaldırdı kafasını. Yazı yazan kadına baktı. Ama nasıl bakmak. Hoşlanmıştı belki de. Yine aynı ses tonu yankılandı kafede. "Bir şey içmez misin?" Dedi adam. Kadın baktı adama gülerek "Çay alırım" dedi. Çay söyledi adam kadına. Bir yarım saat sonra kadın topladı defterlerini koydu çantasına. Çok sessizdi bu beraberlik. Kadın kalktı masadan. Saate baktım. Adam 15 dakika sonra gidecekti. Ama kadınla beraber o da kalktı. Teşekkür etti kadın. Çayın parasını ödemek istedi ama adam engelledi. "Misafirim sayılırsın" dedi gülerek. İlk defa gülüşünü görmüştüm. Yanağında hafif gamzesi sakallarının arasından parlıyordu. Kadın tekrar teşekkür etti. Çıktı kafeden sokaktan dönüp kayboldu gözden. Adam baktı. Sonra tekrar oturdu yerine. Gitmedi. Kadının çay bardağını uzun uzun izledi. 10 dakika sonra kalktı bir kahve bir çay parası ödedi çıktı kafeden. Sokaktan döndü gözden kayboldu. Baktım. Ertesi gün yine aynı saatte aynı yerde adamı bekledim. Saate baktım, gecikmişti. Bekledim...bekledim. Kafe dolmaya başlamıştı. Adamın yeri boştu. Kapıdan kadın girdi, adamı aradı. Bulamadı adamın masasına oturdu. Çıkardı defterlerini yine yazmaya başladı. İzledim. 5 dakika geçti geçmedi adam girdi içeri. Yer bulamam sanmıştı belki de. Masasında kadını görene kadar. Gülümsediler. Adamın gamzesi parladı. Gözleri parladı. Kadının gülüşü parladı. Oturdular. Kadın çay söyledi adamda çay söyledi. Hayretle baktım. Çay içtiler kadınla. İlk defa çay içtiğini görmüştüm. Yabancı gibiydi. Bi kaç kere kulp aradı bardakta. Sonra güldü kendi kendine keyifle tuttu çay bardağını bir yudum aldı. Böyle böyle 1 ay daha geçti. Bu adamla kadın aynı saatte aynı masada karşılıklı çay içtiler. Kadın yazı yazdı. Adam kitap okudu. Arada birbirlerini izlediler. Aşık oldular adam ilk defa öyle güldü. Kadın ilk defa saçları toplu geldi. Çünkü bir gün öncesi adam "Saçlarını toplayınca daha rahat yazı yazarsın demişti" kadın uydu bu öneriye. Daha rahat etti belki de. Sonra... sonra bir gün. Kadın gelmedi. Adam bekledi. Iki çay söyledi. Kitabını kapattı, okumadı. Kapıyı izledi gelip geçenleri izledi. Kadını izlemesi gerekirdi. Adam o günden sonra hiç gülmedi. Gamzesini görmedim. Sesini duymadım. Hep iki çay söyledi. Hep aynı masada oturdu. Eski adam oldu. Belki ilk kez aşık oldu. İlk kez birinin gözlerine hapsoldu. İlk kez birine kalbini açtı. İlk kez biriyle karşılıklı çay içti. Adamın her ilki o kadındaydı. Adam kendini o kadında bulmuştu. Ama o kadını tekrar bulamadı. Bu adamın aşkıda böyle bitti. Hep mutlu son olmaz. Bu adam da mutlu olamadı. Ama gülümsemişti. Ben gördüm.