Eylül 2002
Adam elindeki pek de kaliteli olmayan silahıyla bankaya daldı, en yakın arkadaşı ve iki tane suç ortağı ile birlikte. Genç, zeki ve güçlüydüler. Tek eksikleri paraydı. Hepsinin. Pek güvenli olmayan küçük bir kasabadaki bir bankayı seçmişlerdi ilk banka soygunlari için. Çevresine baktı adam. Banka kalabalık değildi. 3 müşteri ve 2 görevli olmak üzere toplam 5 kişi. Silahı elinde, onun duygularını saklayan maskesiyle birlikte korkusuzca tutuyordu. Ama korkuyordu içten içe. Maskesi saklıyordu işte bunları. Korkusunu hissetmemek için düşünmemeye çalıştı ve etrafa bir göz attı. Arkadaşı herkesi yere yatırmıştı. Kimseyi öldürmedikleri sürece görevli polisi çağıramayacaktı. Bu suçluların en büyük avantajıydı o zamanlar. Herkes yere yatınca arka koridordan dolaşıp büyük kasanın olduğu yere geldi. El yapımı bombasını bıraktı ve uzaklaştı oradan. Bomba büyük bir gürültüyle patladı. İşte bu polislerin gelmesi için güzel bir sebepti. Açılan kapıdan içeri girip alabildiği kadar parayi çantasına doldurmaya başladı. Alnından küçük ter damlacıkları almaya başlamıştı artık. Neden bu işe bulaştığını bilmiyordu aslında. Sadece para için mi yapmıştı bunu, başka hiçbir sebep yok muydu? Sebep adamın zihninin derinliklerinde saklanıyordu da bir türlü ona ulaşamıyordu sanki. Sırf para için yapacak değildi bunu. Tanıyordu kendisini, belki de sadece öyle sanıyordu. Sadece belkiler vardı. Kendine gelmek için yeniden düşünmeyi bıraktı. Başını salladı biraz. Altın yoktu etrafta. Ama şu an bunu umursayamazdı. Çantasını doldurduktan sonra dışarı çıktı. Asıl eğlence şimdi başlıyordu işte. Arkadaşları onu bekliyordu. Kimse ölmemişti. Tam adımlarını atmaya başladığında fark etti yerdeki kadının tamamen haraketsiz yattığını. Hayır, hayır, hayır. Bunun olmaması gerekiyordu. Sinirlendi iyice adam. Kimse ölmeyecekti. Sadece parayı alıp gideceklerdi. Yaşayıp yaşamadığına bakmak için eğildi, başı yine ağrımaya başladı adamın. Düşünmek istemiyordu şu an. Düşünmek başını mahvediyordu. Belki de vücudundaki adrenalin o kadar artmıştı ki hiç düşünmemesine rağmen baş arıyordu. Bu daha iyiydi. Kadının yaşayıp yaşamadığına bakmak için eğildi adam. Ve işte tam o anda hayatını değiştiren sesi duydu . Masanın altında ağlayan bir çocuğun sesini.
