New York sokaklarında bir telaş mahkum. Kimi işe yetişme derdinde kimi okula gitme derdinde. Havada tek bir bulut yok ve bunaltıcı bir hava akımı var. Caddeler, sokaklar sakin ama evlerden birinde değil. Bir kadının doğum sancıları artmaya başlar ve gökyüzü birden kararmaya başladı. Rüzgar şiddetini artırdı insanlar oraya buraya kaçışırlar. Çocuk doğmaya yakın iken bir kasırga beliriverdi ve önüne gelen herşeyi kasıp savurdu. Şimşekler gökyüzünü yarıp yeryüzü ile buluştu. Ve Çocuk doğdu. Ağlamasıyla felaket tellali sona erdi. Ardından yağmur, yağmur da yerini gökkuşağına bıraktı. Gökkuşağı insanların üzerine bir umut gibi doğdu. Çocuk eve ve tüm ülkeye huzur gibi doğdu. Eddie odasında yatağına uzanmış düşüncelere daldı herzamanki gibi. Bir yıldırım çakmasıyla irkildi. Eddie ilk başta anlamadı ama kehaneti hatırlayınca çocuğun doğduğunu hissetti ve hemen çocuğun olduğu şehire yola çıktı.
*******
Çocuğun ailesi ona henüz bir isim bulamadılar aradan bir hafta geçmesine rağmen. Aile üyeleri yine bunu tartışırken içeri Eddie girdi
"LUCAS ."
" Ne dedin?"
" Lucas, onun adı Lucas. "
" Sen kimsin ve onun adını nereden biliyorsun?"
" Bu sizi ilgilendirmez. Size ne diyorsam o. "
Eddie onlara yine öfkeli ve keskin bakışlarıyla onlara baktı.
" Ona canınız pahasına olsada onu koruyun! Zamanı geldiğinde onu yanıma alacağım. " dedi ve demesiyle kayboldu. İlk başta anlamadılar ama ona Lucas adını verdiler.
*********
Aylar yılları yıllar ayları kovaladı. Sonunda Lucas 15 yaşına bastı. Lucas beyaz tenli, kızıl saçlı, gözleri gri, su mavisi toprak ve ateşin kırmızılı karışımı birşey . Kendisi beş krallık için gönderildi bu yüzden her ülkeden fiziksel bir özellik aldığı için rengarenkti. Okulda arkadaşları sorduğunda doğal değil diyordu eğer gerçeği söyleseydi arkadaşları onunla ucube kelimesiyle aşağılarlardı. Belki de en ağır kelimeleri kullanırlardı kim bilir? Lucas yine uyuya kaldı annesi ona bakmak için gittiğinde hala uyuyordu.
" Lucas , hadi kalk uykucu."
" Anne biraz daha uyusam. "
" Olmaz. Bir sürahi dolusu su dökmemi istermisin."
" Hayır... HAYIIIIIIIIIR. Ben kalktım bile bak."
Yataktan fırladığı gibi banyoya girdi. Hemen üzerini değiştirdi ve okul için yola çıktı. Okula geldiğinde James ile karşılaştı.
O , Lucas ' ın en iyi arkadaşıydı.
Koridora geldiklerinde durdular konuşurlarken yanlarına Ronn geldi. Ronn okulun kabadayısı gibi birşeydi. Lucas'ın yanına gelip ona pis pis sırıttı.
" Ucube. "
Lucas şaşırdı çünkü hiç kimse ona daha önce ucube dememişti.
" Sen yüzüne hiç aynada baktın mı? Hiç normal değilsin. Gözlerin lens diyorsun ama değil , Yalancısın. Yalancı. "
Okuldaki herkes onları izliyordu. Kimi gülüp kimi şaşkınlıktan taş kesilmişlerdi adeta.Lucas 'a daha birçok şey söyledi. Aralarına küfürlerde ekledi.Lucas buna dayanamadı. Gözleri şeffaf beyaz grisine dönüştü. Bir rüzgar çıktı ve Ronn'u duvara fırlattı. Eddie Lucas'ın güç kullandığını hissedince Ernst ile birlikte okula gittiler geldiklerinde gözlerine inanamadılar Lucas güçlerinden birini kullanmıştı. Lucas 'ın gözleri eski haline geldiğinde Lucas bayıldı. Kafasını çarpmadan Eddie onu yakaladı . Onu oradan çıkardı Ernst onları ışınlayarak mağaraya getirdi. Lucas 'ı yatağa yatırdılar onun uyanmasını beklemeye başladılar.
