Şüphesiz resim kendi gerçekliğinin üzerine kapanır. Kaybedilemez ve sürekli tekrarlanması gereken bir "beyit" gibi her söylenişinde farklı bir bedende dirilebilmek için "kan" " koku"yu halelendirerek yüzeyde vücut alır...
İçime dökülen bu karmaşık planların anatomisini sizlerle sürekli paylaştım. Parçalanmanın bu kadar esrik ve çılgınca planlanan bir hayatın sahnesinde merkezin kenarında basit pırıltıların onu dışarıda bırakacağını bilemeden. Artık inanılmaz bir sohbetin ortasında art çevrilmiş yüzü olmayan bedenlerin ayak içleriyle beni intihara itmelerine gülümseyerek. Asıl sahnenin kurucusunun "Ben" olduğunu bilmeden... Lambanın titrek alevinde kenardan sarkan o birbirinin üstüne tırmanarak ta içimize gömülen ses benim sesim... Nasılda gülüyorum nefretle bakan o gözlere ve içerde parça parça bir düş kenti içinde defalarca trajedimi üreterek ters yönde bir oluşu evetlemek adına. Kanın ete, boyanın tuvale emdirilişini. Doğan bir çocuğun memede sağalttığı o süte inanılmaz büyüsel tütsü o koku ve yeniden yeni den ağlayarak aynı şeyin içime karışmasına izin vermek için parçalıyorum kendimi...
Renklerin bu kadar geriye itilmesi salt duygunun öne çıkarımıyla ilgili aslında rengin verdiği o basit kurutulmuş o incecik altın kabuğun (berrak) kazıyıp gerçek kanın ve etin ortaya çıkarılışını sağlamakla ilgili bu ritüel.
Bir çığlığı dikine ikiye kesmek yalnızca...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE BİR KAPANIŞ
PoetryKanın Ete İçkinliği Ve Resim Kan gecenin içinde eriyerek ete acı vermekte bir tür sağaltım ve ritüel az ileride üstünde incecik bir ışık giyinmiş anımsanamaz bir düş belirlenmekte. İncinmiş kelebek örgüsü kenarında hayli zamandır sırıtan kelimelerin...