İrkilme ile gözlerimi açarak yorganı üzerimden attım. Yavaş bir şekilde yataktan çıktıktan sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve saçımı ellerimle düzeltip banyodan çıktım.
Dolabımdan yeni okulumun formalarını alıp yatağın üzerine attım. Nedense okuldan her zaman nefret ettim ama ortamı çok eğlenceli. Maalesef ki okulumu değiştirdiğim için ortam yapmam gerekecek. Bu çok zor bir iş lütfen.
Beyaz gömlek ile lacivert eteği giydim ve altına diz altı beyaz çorabı giyip deri sırt çantamı aldım. Telefonumun şarjını kontrol edip çantama attım ve odamdan çıktım. Merdivenlerden inip mutfağa ilerledim ve çantamı girişe atıp masaya oturdum.
Annem çayları doldururken beni es geçerek bana su koydu. Ben çayı sevmezdim. Nedeni yok, sadece her yemekte su içerim.
Babam gazetesinin ucundan bana bakıp iç geçirdi, "Bugün ilk gün. Nasıl hissediyorsun?," ağzıma peynir atıp çiğnedim.
"Biraz tedirginim, ama iyi hissediyorum. Zaten diğer okulumun sadece ortamı güzeldi. Bu okulda da ortam kurabilirim."
Gazetesini katlayıp kenara koydu ve gözlüklerini üzerine koyduktan sonra ellerini birbirine dolayıp bana baktı. Hareketlerini izledikten sonra bende ona baktım. Yine başlıyoruz.
"Bak Nehir, sen artık lise 2 oldun. Biraz olgunlaşmalısın. Sana arkadaş edinme demiyorum, çok fazla ortam kurma. Yani Su ve Duru ile 3 kişilik bir grubunuz vardı değil mi?" başımı sallayıp onu onayladım.
"Düşündüm ve biliyorsun babaları ile kankayız," göz devirip onayladım, "Her şey tamam. Birazdan Su ve Duru ile okula gidebilirsin. Şimdi yemeğini ye." şaşkınca başımı salladım ve yemeğimi yemeye başladım.
Babama bak sen be! Ama size ufak bir sır.
Kesinlikle ortam yapacağım. Su ve Duru ile beraber!
இ~இ~இ~இ
Okulun girişinde 3 kişi salak gibi dikiliyorduk. Burası okul değil Beyaz Saray'dı mübarek! Su'da benimle aynı fikirde olmalı ki eliyle gözüne siper alıp yukarı baktı.
"Ulan okulun tamamını görücem diye boyun fıtığı olucam."
Duru'da katılırcasına mırıldandı,
"Ben buradan atlasam atomlara ayrılırım."
Göz devirip daha fazla mal gibi görünmemek adına ileredik. Okulu incelerken en köşede demir harflerle yazılan yazıya takıldı gözüm.
'KAYAR İNŞ.'
Amin. Cümlemize.
இ~இ~இ~இ
Okul resmen Labirent gibiydi. Bir ara Duru tuvalete gitmişti ama geri gelmedi. El birliği ile onu arıyoruz şuan. Zaten sınıfımızı da bulamadık nalet girsin.
Su oflayarak etrafa baktı,
"Ya sıçmaya gitti kayıp oldu," durup kenarda ki yazıya baktı, "Aha! Tuvalet yazıyo koş lan koş!"
~~Derin'den Devam Ediyor~~
"Yolunu mu bulamadın güzelim?" etrafıma bakıp yutkundum.
"Lan pezevenk, sen önce yolunu bul. Yoldan çıkmış git bi abdest al cenabet seni!" diyerek bağırıp ellerimi savurdum. Arkamdan bi oğlan belirince geri adım attım ama çok geçti. Üzerime koşmaya başlamıştı bile.
Derin bi "Hass." çekip koşmaya başladım.
"Ya bu ne biçim okul! Hiç bir sınıfta dolu olmaz mı bea?!" sonunda karşıda ki bir sınıftan sesler geliyordu, "Sonunda!" diye mırıldanıp ilerledim ve kapıyı itip içeri daldım.
"Rahatsız ediyorum ama bir şey sorac-OHA LAN NOLUYOR BURADA?!" şaşkınlıktan ağzım 'O' şeklini almış karşımda ki manzaraya bakıyordum.
Arkadan bile kasları belli olan bir oğlan yarı çıplak kızı cama yaslamış ve resmen fan fini fon yapıyolardı! Oman Tanrım!
Kız çığlık atarak gözğüslerini kapatmaya çalıştığında oğlan kafasını bana doğru çevirmişti.
Ben onun yakışıklılığına dalıp gitmişken sertçe söyledikleri sinirimi bozmuştu.
"Neden hala siktirip gitmedin sen?!" kaşlarımı çattım.
"Ben siktirip değil siker giderim. LOL." orta parmağımı gösterdim ve arkama bakmadan sınıftan çıkıp geldiğim koridoru koştum. Umarım bu dediğime pişman olmam.
Koşarken bir bedene çarptım ve yere savruldum.
~~Su'dan Devam Ediyor~~
Derin'i tuvaletlerde bulamamıştık ve üst katlara bakıyorduk. Merdivenlerden önde çıkarken bir ses duydum ve hızlanıp son basamağa geldiğimde bir şey ayağıma takıldı ve yere düştü.
Yere düşen şeye baktığımda bunun bir adet ayağını tutup ağıt yakan Derin olduğunu anladım. Göz devirerek yanına ilerlerken ağıt yakmaya devam ediyordu.
"AYAĞIM KOPTU! GÖRDÜM EN SON HAVADA UÇUYODU! Ne keşfetmek isterdiniz? UÇAN AYAK!" diyerek bağırdığında yanıma gelen Nehir kahkaha atınca bende kahkaha attım. Derin bize tip tip baktı.
"Şurada ölüyorum desem ölüler konuşamaz dicek insanlarsınız gidin ya." dedikten sonra kalktı ve ayağını basmayı denedi. Keskin bir nefes aldığını görünce sustum ve yanına gidip kolunun altına girdim.
"Bence ilk günden gidelim. Zaten sınıfı da bulamadık. Yeni olmak bu kadar mı zor işmiş arkadaş." Nehir'e katılırcasına baş salladım ve peşinden merdivenlerden inmeye çalıştım.
Her basamakta Duru homurdanıyordu.
"Ayağım."
"Ihım, ayağım dedim."
"Ayak lan ayak."
"Hani şu hepimizde olan."
"AYAĞIM."
"AH!"
"AYAĞIM GÖTÜNÜZE GİRSİN İNŞ." Göz devirip inmeye devam ettim.
இ~இ~இ~இ
~~Yazar Anlatımı~~
Genç adam iş üstündeyken -Avına sinsice yaklaştı falan zxjjxcv- kapının aniden açılması ile arkasını döndü ve otomatik olarak gözleri karşısında ki şaşkın kızı inceledi.
Ne kadar saf ve güzeldi bu kız. Ama kimse onu iş üzerindeyken rahatsız edemezdi. Kaşlarını çatıp ağzı açık kalan kıza baktı.
"Neden hala siktirip gitmedin sen?!" dedi. Aldığı cevap karşısında öfkelenirken kızın kaçması daha da sinirini bozmuştu. Kızı bıraktı ve kapıya doğru gitti, kız hala koşuyordu.
Tam koşacakken kız takıldı ve yere yapıştı. Ses koridorda yankılanırken gülmemek için kendini zor tuttu, o nasıl sesti öyle.
Kızın acı dolu inlemesi ve yerde yatması işine gelirken sinsice gülüp o tarafa ilerlemeye başladı. Merdivenin oradan 2 kız daha gelince hemen köşeye saklandı.
Kızların hepsi çok güzeldi, o sırada telefonu titreşti. Telefonu cebinden çıkartıp kişiye baktı.
"Onur arıyor..."
Telefonu açıp kulağına götürdükten sonra diğer taraftan ses geldi.
"Yine mi itlik peşindesin lan?" Sırıttı.
"Bu sefer daha çok çakallık diyelim."
"Ne oluyor lan?" diye sordu başka bir ses.
"Gelin kendiniz görün beyler."
"Lan adamı sinir etme!" sinirli sese karşın karşısında bağırıp çağıran kıza bakıp mırıldandı.
" Şimdilik şunu söyleyeceğim. Hoşunuza gideceğine eminim." ardından telefonu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sabah
Teen FictionBirbirlerinin yaralarını sarmaya çalışan 3 kız. Hayat onlara sadece 1-2 defa gülmüştür belki. Belki daha az. Ve buna rağmen kararlı, neşeli, akıllı ve en önemlisi cesur olmayı başardılar. Taki onlar ile karşılaşana kadar. Karanlık olan sabahlarını a...