Alarmın çalmasıyla gözlerimi a raladım. Yine çok uykum var. Her pazartesi sabahı olduğu gibi... Annemin özenle hazırladığı sofranın başında buldum kendimi ama canım birşey yemek istemiyor neyse ki
zar zor yola koyuldum.
Giderken kalabalık arkadaş grubumu gördüm. Onların başkanı bendim. Emre gene sahte başkan dedi bana. Sus dedim Alinin ne oldu yemedi mi dedi. Artık şaçma bir şekilde konuşmayın insanlara acıdığım için bana söylediklerinize bakın. dedim Ne yapmamı istiyorsunuz ki. Arkadan gelen Ayazın sesiydi sanırım Asya ya oyun oynayalım gençler dedi. Herkes iyi fikir olduğunu savundu. Tabi ben hariç. Bunu benim yapmamı istiyorlardı. Tabi böylelikle başkanlığımı kabul edeceklerdi. Yani sesimi çıkartmadan plana dahil oldum. Plan şuydu; Asya ya sevgili gibi davranıp canını acıtmaktı. Neyseki okula varmıştık. Hemen işe başlamalıydım. Ama ortalıklarda Asya yoktu. 6 ders sonrasında bahçeye girmişti. Sanki biri tüm umudunu yitirtmiş gibiydi. Zorla da olsa merhaba diyebildim. Sanki ağlayacak gibi oldu. Donuk bir ifadeyle suratıma baktı öylece...