Tatlı Cadı

28 5 2
                                    

Medyadaki Can Demir ...<333

Sabah uyandığımda gözlerimi açmamıştım ve tanıdık bir ses yankılandı odamda " Ne zaman uyanacak?" Azra'ydı bu ve sesi telaşlı çıkıyordu. Ahh tabi ya tahmin ettiğim gibi hasta olmuştum. Yanlarında tanımadığını biri daha vardı. Ve " Ateşi düştü çok ciddi birşey değil ama yinede  bugün okula gitmese daha iyi olur. Birazdan da uyanır zaten geçmiş olsun." dedi ve odadan çıktığını ayak seslerinden duyabiliyordum. " Buyrun ben sizi geçireyim." diyende Buse idi. Bir el alnıma kondu ve " Ah canım gecenin bir vakti dışarda ne işin vardı bide yağmurun altında niye taksiyle gelmedin sanki?"dedi ve devam etti. "Babanı çağırsam iyi olucak." dedi ve ben anında gözlerimi açarak "Hayır o adamı görmek istemiyorum lütfen çağırma." dedim yalvarırcasına. Oda anında " Tamam canım sakin ol çağırmıyorum babanı sakin ol" o böyle konuşurken tekrar gözlerimi kapatmıştım ve " O adam benim babam değil" diye tekrar ediyordum. "Tamam canım o adam senin baban değil ve buraya gelmeyecek sakin ol ve uyumaya devam et." deyip  alnımı öptü ve odadan çıktı. Her ne kadar uyumaya çalışsamda uyuyamamıştım. Aklıma Gökhan geldi ve bugün onun yanına gidemeyecektim. Haber vermem gerektiğini anlayıp Gökhan'ın numarasını tuşladım ve görüntülü aradım çünkü o konuşamıyor. İlk çalışda açıldı ve Gökhan görüş alanıma girdi. "Gökhan ben bugün gelemeyeceğim kusura bakma hasta oldum. Okulada gidemedim zaten, bir haber veriyim dedim." ve Gökhan elleri ile "Önemli değil geçmiş olsun canım erkenden iyileşmeye bak özletme kendini dedi." bende "Teşekkür ederim Gökhan korkma yarın yine başının etini yemeye geleceğim." dedim ve güldüm. Oda gülmeme karşılık verdi ve eliyle "BB çabuk iyileş tatlı cadı." dedi ve kapattı. Gökhan bana herzaman tatlı cadı derdi. Bende ona tamam yakışıklı derdim. Çünkü gerçekten çok yakışıklıydı.Ve bu isim ona çok yakışıyordu. Yine yüzümü güldürmüştü bu halde bile. Bu çocuğu bu yüzden seviyordum gerçekten iyi bir dosttu ve ömrümün sonunda kadarda öyle kalmasını umut ediyordum.
   Akşam olmuştu. Ve sıkıntıdan patlayacak gibiydim şuandada bir yanımda Buse diğer yanımda Azra vardı ve film izliyorduk. Daha doğrusu onlar izliyorlardı. Ben ise telefonumla uğraşıyordum. Bir an kapı çaldı ve ben tam kalkacakken Azra kolumu tuttu. Ve 'ben bakarım otur sen' bakışını atıp oturtturdu. Ve kalkıp kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla Gökhan içeri daldı.  Şaşırmıştım. Onun burada ne işi vardı. Acaba kizlar mı çağırdı diye içimden geçirirken boynuna atladım ve kokusunu içime  çekerek "Senin burda ne işin var neden geldin ve nasıl geldin." dedim oda geri çekilerek elleri ile "Arkadaşımı ziyarete geldim ama istersen gidebilirim ve gördüğün gibi kuzenimle geldim."  dedi arkasındaki çocuğu göstererek arkasındaki çocuğu baktığımda şaşırmıştım.  Ne yanı Can Gökhan'ın kuzenimiydi. "Can!!" dedim şaşırmış halimi belli ederek. Oda şaşırmışa benziyordu nede olsa okulun en ezik kızıydım. Ve onun kuzeninin arkadaşıydım. Ellerini ensesine götürerek " Şey ımm merhaba Defne senin olduğunu bilmiyordum bana da sürpriz oldu bu arada geçmiş olsun." dedi ve elini uzattı ben bu hareketine daha da çok şaşırarak ellerine baktım ne yani benimle elmi sıkışmak istiyordu. Ben düşüncelerimle boğuşurken "ımm sıkmayacak mısın elimi?" dedi ve bende yüzüne baktığımda oda gerçekten ne yaptığı hakkında şaşırmıştı. Sonra elini sıktım ve salona geçtik.
  Birkaç saatin ardından Gökhan' la Can evlerine gittiler. Hala inanmıyordum. Can Gökhan'ın kuzeniydi. İşin ilginç kısmı Can okuldaki gibi pislik değilde çok iyi bir insandı ve çok komikti. Bu yönünü Gökhan'a benzetmiştim. Ve giderken yine aynı pislik ama bir okadar da tatlı haliyle "Okuldakilere bugünden bahsetmek yok tatlı cadı " demişti demekki Gökhan beni Can'a anlatmıştı. Ve Can herşeyi biliyordu. Ama yinede bilmemezlikten geliyordu. Buda benim hoşuma gidiyordu. Çünkü hayatım hiç okadarda güzel değildi. 
    Odama çıkıp geceliklerimi giydim ve yatağa yatıp gözlerimi kapattım.        Gözlerimi kapamamla açmam bir olmuştu ama gözlerimi açtığımda heryer aydınlıktı. Uykudayken vakit ne kadar çabuk geçiyordu.Uyandığımda kendimi iyi hissediyordum ve okula gitmek için ilk defa can atıyordum. Nedenini bilmiyorum ama okulu özlemiştim. Hemen banyoya gidip güzel bir  duş aldım ve ihtiyaçlarımı giderip çıktım. Formamıda giydikten sonra aşağı indim. Kızlara " Günaydın." dedikten sonra onlarda günaydın diye karşılık vermişlerdi. Kahvaltımızı yapıp okulun yolunu tuttuk. Tabiki okula gidene kadar her şeyi anlatmamı ve Gökhan'ın kim olduğunu sordular özelliklede Buse. Bu duruma aslında hiç  şaşırmadım Gökhan çok tatlı bir çocuktu. Asıl tuhafıma giden Gökhan'ın da Buse'yi sormuş olmasıydı. Ve onada anlatmak zorunda kalmıştım. Buse'den etkilendiği çok belliydi. Ama anlamamış gibi  yapıyordum çünkü Gökhan böyle durumlara hiç alışık değil ve çok  utangaç biri genelde kızlar onun peşinde  koşar.
    İlk derse biraz geç kalmıştım. Sınıfa girdiğimde herkes bana bakıyordu bundan nefret ediyorum kimseye bakmadan yerime oturduğumda sırada oturan birisi vardı. Kafami kaldırıp baktığımda Can'ı gördüm. Ne yapıyordu bu dün bana kimseye anlatmamamı söylemişti ama şimdi  yanımda mı oturacaktı. Arkami dönüp başka bir sıraya yönelecekken "Hey buraya senle konuşmak için geldim. Benden kaçmana gerek yok seni yemem." dedi. Ben dediklerine şaşırırken hocanın " Defne artık bir yere otur" demesiyle kendime geldim ve Can'ın yanına oturdum. Ders edebiyattı ve bir türlü bitmiyordu. Can'a baktığımda halinden gayet memnun bir şekilde defterine bir şeyler karalıyordu. Ne karaladığını gerçekten çok merak  ediyordum. Çünkü dersin başından beri onunla uğraşıyordu. Resme bakmak için hafif eğildiğimde defteri kaldırdı ve " bitirmeden bakamazsın Defne." dedi. 'Sen ciddi misin' bakışı atıp önüme  döndüm. Ve birkaç dakika sonra zil çaldı. Herkes dışarı çıkarken ben çantamdan bir test kitabı çıkarıp çözmeye başladım.
  
Can'ın ağzından;

Teneffüs zili çaldığından beri Defne'ye sesleniyordum. Ama beni duymuyordu test kitabındaki soruları okadar dikkatli çözüyorduki  sanki tek bir çizik yanlış yapsa idam edilecekmiş gibi. Bende beni duymadığı için yaklaşıp koluna dokundum. Koluna dokunmamla sıçrayıp kekeleyerek konuşmaya başladı. "şey ö-özür  dilerim test çözüyordumda pardon birşey mi diyecektin?" demesiyle benim gülme krizine girmem bir oldu. Çok komik görünüyordu. Ve bu benim daha da gülmeme sebep olurken o yüzüme sanki uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Artık gülmekten  karnıma ağrılar giriyordu. Yavaş yavaş sakinleşince oda durumu anlamış tebessüm ediyordu ona gülmek gerçekten çok yakışıyordu. Bu fikri hemen aklımdan sildim ve resmi göstererek bitti dedim. Oda meraklı olduğunu belli eden bir şekilde "Bakabilir miyim?" dedi. Bende "Tabikide" dedim ve devam ettim "hayır" benim böyle deneme biraz şaşırmıştı. Ona göstermemi bekliyordu ama biraz eğlenmek bizimde hakkımız diye düşünerek küçük bir oyun oynadım. "Sana göstereceğimi söylediğini hatirlamiyorum." dedim. Oda "Ama bitirmeden bakamazsın demiştin yani bittiğine gore bakabilirim." dedi. Bende "Ama benim izin verdiğimde bakabilirsin ve ben bakmana izin vermiyorum." dedim. Ben öyle söyleyince yüzü düştü ve önüne döndü. Ne düşündüğünü kestirebiliyordum. Şuan kesinlikle kendisinin bir ezik olduğunu onun için ona böyle davrandığımı ve bunları hakettiğini düşünüyordu. Bende " Hayır inek olduğun veya ezik olduğun için değil sadece biraz eğlenmek için öyle  söylemiştim." dedim. Böyle  söylememe  şaşırmıştı her zamanki gibi. Ve sonra devam ettim "Hala bakmak istiyorsan bakabilirsiniz." dediğimde evet anlamında başını salladı. Bende defteri ona uzattım ve bakmasına izin verdim.

Defne'nin ağzından;

Defteri bana verip bakmamı sağlamıştı. Deftere baktığımda büyük harflerle *GERÇEKTEN ÇOK MERAKLISIN DEFNE :D*  yazıyordu. Ne yani bunun için miydi onca şey sadece bi meraklı olduğumu yazan yazı için mi? Ben kendime böyle sorular sorarken içimden değilde dışardan düşündüğümü fark ettim. Can "hahaha Evet hahahaa"  diyerek karnını tutarak gülüyordu. Bunun neresi komikti diye düşündüm ve Can'a tekrar baktığımda hala gülüyordu ve "Lütfen hahaha öyle hahaa bakma hahah"  diyordu o öyle söyleyince gerçekten çok komik görünüyordu. Bende gülmeye başlayınca durdu bana baktı ve sonra tekrar gülmeye başladı.
  Okul bittikten sonra eve gitmiştim ve  bugün gerçekten çok eğlenmiştim. Can'ın yaptığı kâğıtta bende kalmıştı. Odama çıkıp çantamı açtım ve Can'ın yaptığı kağıdı elime aldım. Yatağın üstüne oturup olanları düşünmeye başladım. Düşünürken yüzümde belirsiz bir tebessüm oluştu. Hatıra defterimi alıp kağıdı onun arasına koydum. Ve birkaç birşey yazdım. Sonrada dolabıma koydum. Telefonun çalmaya başlayınca çantadan telefonumu çıkardım ve ismine bakmadan açtım. Efendim dediğimde ses gelmiyordu sonra ekrana baktım ve Gökhan'ın aradığını gördüm.  "Şey pardon Gökhan efendim birşeymi oldu?" dedim ve Gökhan'da elleriyle " Hayır birşey olmadı sadece bugün gelecek misin diye soracaktım." dedi. Bende " Tabiki geleceğim Gökhan. " dedim oda  " İyi o zaman ama bugün bara gelme bizim evde oturalım hatta arkadaşlarını da getir." dedi bende "tamam süper fikir akşam görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Aşağı inip kızlara haber verdim onlarda çok sevindiler özellikle Buse zaten Gökhan'ın arkadaşların derken Buse'yi kastettiğini biliyordum. Üstüme yarım kol üzerinde 'happy bear' yazan bi t-shirt ustunede şort tulumu giydim altına ait max beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve makyaj masama oturdum. Saçlarım uzun olduğu için salık bırakmayı seviyordum ama okul dışında. Saçıma düz fön çektim ve yüzüme sade bir makyaj yaptım ve hazırdım.  Aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım hiç fena değildim. Telefonumu ve cüzdanımı alıp arka cebime koydum. Aşağı indiğinde kızlar hazırlanmışlardı. Buse üzerine mini bir etek ve büstiyer giymiş saçlarını sıkı bir şekilde  bağlamıştı ve altına dolgu topuk bir ayakkabı giymişti. Ve çok şık görünüyordu. Azra'ya baktığımda pek önemsemediğini her halinden belliydi bir dar paça pantalon  üstüne Rambo atlet ve kareli bi gömlek önü açıktı. Spor ayakkabılarıyla da kombinini normal bir sekildetamamlamıştı. Saçını  oda benim gibi salık bırakmış ve fön çekmişti. Ama yinede güzel duruyordu. Kızlar hazırsanız artık çıkalım dediğimde ikiside tamam dedi ve taksiyle Gökhan'gilin evine doğru yol aldık.

Beklenmeyen SürprizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin