"Bu hayatta aldığımız nefesler sayılıysa," dedi genç kız sesi titreyerek, boğazı düğümlendi. "O zaman bu hayattan bir dakika daha çalalım."
Elini kaldırarak genç adamın dudaklarının üstünü örttü. Genç adam kızın avuç içini öptü. Ona doğru yaklaştı. Alınları birbirine temas ediyordu. Genç kız da sanki dudakları onun dudaklarına temas ediyormuş gibi elinin üstünü öptü. "Çünkü seninle geçireceğim fazladan bir saniye bile her şeye bedel."
Sıcak kahve gözler, soğuk kahve gözlere kilitlendi. Daha hayatın sıcaklığına ölümün soğukluğu karışmamıştı.
"Hazır mısın?" Genç adam başıyla onayladı. İkisi de nefeslerini tuttu. İçlerinden saniyeleri saymaya başladılar.
Bir
İki
Üç
...
Bir saniye daha diye diye tam yüz sekiz saniye dayanabildi genç kız. Genç adam bir yirmi saniye daha dayanabilirdi belki ama bu hayatta onsuz bir saniye bile geçirmek istemezdi. O da kızla beraber derin bir nefes aldı.
-
Tünelin sonundaki ışığı görene kadar nasıl bir karanlığın içinde hapsolmuş olduğunuzu anlamazsınız.
Umut, içinizdeki güçsüzlüğü doğurur.
Işık en büyük zaafınız olur.
Tünelin içi mayın dolu ve bataklıklar varken,
ışığa ulaşmak mümkün müdür?
Peki ya ışığa karanlık bulaşırsa
O zaman ne olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kadrajı|Askıda
Teen FictionTünelin sonundaki ışığı görene kadar nasıl bir karanlığın içinde hapsolmuş olduğunuzu anlamazsınız. Umut, içinizdeki güçsüzlüğü doğurur. Işık en büyük zaafınız olur. Tünelin içi mayın dolu ve bataklıklar varken, ışığa ulaşmak mümkün müdür? Peki y...