"Cihangir!" Adımlarımı ofise doğru yönelttiğimde içimde ki küfürleri susturmanın zamanı gelmişti.
Kapıyı çalmadan içeri girdiğim de yine o beni geren kokuyu çekmiştim içime.Burası resmen iş kokuyordu !
"Baba." dedim kravatımı düzelterek.Onun yanında herkesten farklı şekilde güvende ve rahat hissetmem gerekirken,aksine dikenin üzerindeymiş gibi hissediyordum.Kalın kaşlarını korkutucu derecede tekrar çatarken,içimde ki öfkeyi bastırmaya çalışıyordum.Kesinlikle bilerek açık bulmaya çalışıyordu.
"Ben seni buraya çalış diye getirdim,karı kızla cilveleş diye değil.!" Gözlerimi kapatarak dediklerini takmamaya çalışıyordum.Fakat o iğneleyen ses tonu tüm sinir hücrelerimi zorluyordu.
"Baba b-." Lafı tekrar ağzıma tıkarken bu işin böyle sürmeyeceğini anladım.
"Bana cevap verme Cihangir.! Bıktım artık.!"
"Bıktıysan çok önem verdiğin Holding'ine başka birini bul.Zira benim umrumda bile değil.!"
Arkamı döndüm ve homurdanmalarını yok sayarak ofisten dışarıya çıktım.Herkesin gözü tabii ki üzerimdeydi.Bu hep böyle sürmüştü.Kadınların hep ilgi odağı olmuştum.Sağ tarafa döndüğüm de geçen gün bana İlan-ı aşk eden Ayşeye göz kırptım.Topuklarının üzerinde hafif yükselirken kaşlarımı çattım ve geri önüme döndüm.
Bu hep böyle devam edecekti.Ben kadınlarla raks ederken,dünya umrumda olmayacaktı.
-ŞEHRAZAT
"Çıkar kız şu topukluları,başımıza birşey gelecek.!" Annem'in kaçıncı uyarısıydı bilmiyorum fakat son olduğu belliydi.
Kıkırdayarak ayağımda ki mükemmellikleri çıkardım ve kenarı koydum.
"Aman be anne,iki dakika da olsa eğlendirmiyorsun.!" Annem elinde ki bıçağı kenarı koyarak yine o hareketini yaptı.Kafasında ki tülbenti bağladı ve ellerini masanın iki yanına koyarak kısık sesle konuşmaya başladı.
"Baban görse bacaklarını kırar sen hala eğlenmek diyorsun.Hem şu fasulyeleri temizlememe yardım et hadi çabuk.!" Önüme koyduğu fasulyelere baktım.Ellerimi açarak Allah'a dua etmeye başladım.
"Allahım bu eller çizim yapmak için var,fasulyeleri temizlemek için değil.Nolursun anneme anlat.!"
"Amin amin.Hadi oturuver şuraya." Suratımı asarak sandalyeye oturdum ve fasulyeleri temizlemeye başladım.
"Şehrazat.!" Annemin bağırmasıyla kendime geldim ve kafamı kaldırdım.
"Bağırma anne dibindeyim."
"Dibimdesin dibimdesin ama aklın burda değil.Telefonun çalıyor.!" Gözlerimi kırpıştırdım ve telefonuma baktım.Israrla çalmaya devam ediyordu.
"Efendim.?" Karşıdan gelen öksürük sesiyle mutfaktan çıktım ve oturma odasına geçtim.
"Şehrazat hanım.?" İnce ve bir o kadar da güzel olan sesi vardı kadının.Kendimi toparlayarak cevap verdim.
"Buyrun benim.?"
"Felıx Holding İnsan Kaynakları Müdürü Zuhal Toparlı.İş başvurunuz için size geri dönüş yapmak istedik.Kararınız hala geçerli midir?"
Gözlerimi irileştirerek koltuğun tepesine çıktım ve zıplamaya başladım.
"EVEET " Annem koşturarak oturma odasına gelince beni koltuğun tepesinde gördü ve terliği kafama fırlattı.Kafamı ovalayarak Zuhal Hanım'ın dediklerine odaklandım.
"Mükemmel,bugün müsaitseniz saat 15:00'da Holdingimize görüşme için bekleniyorsunuz."
"Orada olacağım,teşekkür ederim." Telefonu hızlıca kapattım ve anneme koşturarak sarıldım.
"Dur deli kız dur.Ne oldu anlat bakalım.?"
Annemin önünde dansöz gibi kıvırarak dans etmeye başladım.Zengin oluyordum zengin.!
"Kızın zengin oluyor anne.!Ne duruyorsun be ana oyna hadi.!" Annem kıkırdayarak sarıldı ve kafama öpücük kondurdu.
"Çatlak kızım benim." Gülerek oynamaya devam ettim.Bu parmaklar,sonunda hak ettiği yere geliyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHANGİR.-İstanbul Suskunu.
Teen Fiction"Cihangir." Felıx Holding'in sahibi.İstanbul'un suskunu. "Şehrazat." Annesi'nin biricik kızı,İstanbul'un sihirli parmakları. İkisinin arasında ki AŞK,İstanbul'u ayağı kaldıracak cinstendi.Taa ki,kör kader onları bulana kadar...