《3》

145 8 6
                                    

Medyada Meyra var!
Bölum sarkisini size birakiyorum. Istediginiz bir sarki ile okuyabilirsiniz. Iyi okumalar!

****
Mirzan'dan

Bitti. Herşey. Benim yüzümden öldü,Meyra. Kendi ellerimle ölüme attım onu! Aferim Mirzan Aferim!
Gidemez, gitmemeli. Daha bir kere bile 'seni seviyorum.' Demedim! Benim yüzümden öldü!
Akan göz yaşlarımı silip, kafamı arabanın koltuğuna yasladım. Gözlerimi yumdum. Arabanın kapılarını kilitledim ve göz yaşlarımın hıçkırığa dönüşmesine izin verdim..

Batu'dan

Durumu iyi demişti bu adam! Nasıl ölür ya! Hayati durumu atlattı demişti! Mirzan ve adamları gitmişti. Ben duvara yaslanırken,hiç bir tepki vermeyen ayşem boş boş duvara bakıyordu. Ege'yse doktora saldırmıştı.
"Sakin olun! Meyra Hanım ölmedi!" Adamın konuşmasıyla ayağı kalktım.
"Nasıl yani?"
"Her şeyi anlattınız Batu Bey. Bu yaptığım büyük suç,farkındayım. Daha bu yaşta bir genç kızın psikolojik olarak böyle bir durumu kaldırması imkansız. Benimde kızım var... Kızımı göz önünde bulundurarak böyle bir şey yaptım." Olayın sevinciyle Ayşem'e sarılmak için arkamı döndüm. Yanına gidip omuzlarından sarstım. Hiç bir tepki vermiyordu.
"Ayşem!"var gücümle bağırdım,kollarımdaki minik bedene.
Ege Ayşem'i kucaklayıp doktoru takip etti. Bense ameliyathaneden çıkarılacak kardeşimi bekliyordum.
*
1...
2...
3...
4...
5... dakika! Daha çıkarama-
Ameliyathanenin kapısı açıldı ve Meyra'mın halini görünce yumruklarımı sıktım. Sedyeyi takip ederken dolan gözlerimi siliyordum.
Güzel yüzü çizikler içerisinde,kolunda morluklar var. Perişan halde Meyra'm! Ödettireceğim bunu onlara! Burunlarından fitil fitil getireceğim! Sedyeyi bir odaya soktuklarında peşlerindeydim. 2 yatak , 2 de üçlü koltuk vardı odada. Özwl oda olduğu her halinden belliydi. Yatağın birinde Meyra,diğerindeyse Ayşem yatıyordu. Ege ise bir koltuğa oturmuş, başını yumruk yaptığı elleri arasına koymuştu. Meyra'ya yakın olan koltuğa oturdum.
**
Ege, Ayşem'in yanına uzanmıştı. Bense , Başımı avcumun içine almış Meyra'ya bakıyordum. Telefonumu çıkardım. Telefonun kilit ekranına baktım. İstemsizce gülümsedim. Bu fotoğrafı ben çekmiştim. (Medya)

"Bir poz vereceksin alt tarafı! Amma uzattın be,civcivim!"
"Sus Batu! Konuşma Batu! Allah belanı versin Batu! Ne çeşit manyaksın sen? Oğlum ne demek vesikalık fotoğraf! Bir okula kayıt ettireceksin beni! Al lan al çek! Götlerine soksunlar bu pozu!"

"Ne yapayım,civcivim? Benden de al- Puhahahah o tip ne kızım!"
"Çekeceksen çek amına koyayım!" Dedi büzülü dudağının arasından. Gerçi zar zor anlamıştım ama neyse. Vakit kaybetmeden kendi telefonumdan çektim. Pozunu anında bozdu. Gelip kafama vurdu.
"Ne yapıyorsun,ibne!"
"Fotoğrafını çektim,civcivim"dedim dudağımı büzüp onu taklit ederken.

O zamankı Meyra'm daha güzeldi!
Yakışıyormu sana,civcivim? Yakışıyor mu hiç? O yaralar meleği andıran yüzüne yakışıyormu? Orada öylece uzanmak yakışıyormu hiç! Hani beni üzmeye kıyamazdın! Hadi geçelim beni! Ayşem ne olacak? Peki ya Ege? Baran'ı saymıyorum bile! Mahv edecek beni! Kardeşini.. Kardeşimi koruyamadığım için! Ne olur uyan civcivim! Yakışmıyor sana! Bir gram bile. Uyan artık!

Ayşem'den
**
"Yetişemedin! Kurtaramadın beni! Öldüm artık! Ne sen beni göreceksin! Ne de ben seni! Soruyorum sana Ayşem! Mutlu musun! Mutlu musunuz! Beni ölüme terk ettiniz! Kazadan önceki gece 'bu gece burada kalın' demiştim! Ne Ege ne sen! İkinizde kalmadınız! Eğer kalsaydınız, ben yaşıyor olacaktım! Sizden nefret esiyorum! Hepinizden! Annemden.. Senden.. Ege'den.. Batu'dan.. Hatta abimden bile! Hepinizden!"
*
"Ayşem! Sevgilim sakin ol! Bir şey yok!" Ege'nin sesi ile gözlerimi açtım. Batu elindeki şişeyi bana verdi. Ellerim titriyordu. Ege şişeyi açıp, içerisindeki bana zehir tadı veren suyu içirdi.
"Ne oldu,güzelim?"
"Nefret ediyor Batu. Hepimizden! Senden, benden, Ege'den, annesinden, Baran'dan! Bana söyledi! Keşke kalsaydık Ege! Keşke kazadan önce onlarda kalsaydık! Şimdi yaşıyor olacaktı, civcivimiz.."devamını getiremeden hıçkırıklara boğuldum. Kafamı sola çevirdiğimde. Ağlasam mı? Gülsem mi? Bilemedim?
"M-meyra!" Ellerimle ağzımı kapadım! Yaşıyordu! Ölmemişti!
"Ne oldu bu kıza?" Diye fısıldadım. Başım dönmeye başlayınca Ege'ye tutundum.
"Sakin,sakin ol. İyi o kaza geçirdi. Ama korkma. İyileşecek Meyra'mız. Uyanıp güldürecek yine bizi, yanlış bir şey yaptığımızda dövecek,kırılmadık yerimizi bırakmayacak. Hem biz iyi olmazsak o kimden enerji alacak?" Batu'nun hevesle konuşmasını ufak bir tebessüm ile izledim. Sonraysa sarıldım.
"Öyle olacak değil mi?"
"Olacak tabii. Bizi öylece bırakıp gidemez."
**

(Bölümü burada bitirirsem siz beni kesersiniz wkskkskwkwk)

**

2 Ay Sonra

Batu'dan
Kaza gününden bu yana 2 ay geçmişti. Meyra iyiydi. Vücudundaki yaraların izleri duruyordu. Bir kaç merhem yardımıyla izleride gidiyordu. 2 ay içerisinde Meyra'yı eski haline çevirdik. O olaydan sonra (o olayi bir kac bolum sonra ogrenebileceksiniz!) Meyra'nın saç rengini değiştirmiştim. Babası tanımasın diye. Başarılı da olmuştum. Kimse tanıyamamıştı Meyra'yı. Ama inat edip saçlarını kömür karasına boyadı. Şimdiyse kuafördeyiz. Meyra ne mi yapıyor? Beynimi sikiyor!
"Ya Allah rızası için durun bi! Hem yakışmıyor o renk bana, kurbağa gibi oluyorum. Yapmayın Ne olur! O boya saçı-"ayşem dayanayıp yanında getirdiği koli bandıyla ağzını bantladı.
"Boyayın saçını bakmayın siz ona!" Diye tısladı ayşem. Evet ayşem konuşunca Meyra inlemeye başladı...

*
Cok ozur dilerim ehuheheueeh. Neyse kisa bir bolum oldu ozur dilerim. Cidden. Sayfayi aciyorum ve bos bos bakiyorum. Bu bolum icime hic sinmedi ama paylasayim dedim. Sizi seviyorum. Vote ve yorumlarinizi esirgemeyin ♥♥

TAKASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin